Post-başkanlık diye adlandırılan modele geçişin ilk adımı bugün atılıyor..
AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla anayasa değiştirilecek..
Değişiklik iki aşamalı..
Birinci aşama referandumdan evet oyu çıkarsa hemen uygulamaya konulacak..
Nedir o?
Partili Cumhurbaşkanı modeli..
Cumhurbaşkanı aynı zamanda AKP Genel Başkanı olacak..
***
İkinci aşama 2019’da iki seçimin aynı anda yapılmasıyla yürürlüğe girecek..
Seçilecek cumhurbaşkanı çok büyük yetkilerle donanacak.. Ülkeyi tek başına, Meclis’e ihtiyaç duymadan yönetebilecek..
Bu sebeple AKP’liler tam başkanlık diyor..
Ben post-başkanlık diyorum..
Başkanlıktan da öte..
***
Bu modeli iktidar partisinin neden istediği belli.. Anlaşılır gerekçeleri var..
Aşağı yukarı şöyle:
Cumhurbaşkanı, bizim doğal liderimiz.. Zaten onun sözünden çıkmıyoruz.. Bir dediğini iki etmiyoruz..
Cumhurbaşkanı, aracı kullanmadan ülkeyi doğrudan yönetsin diye bu modeli istiyoruz..
***
Peki MHP’nin gerekçesi ne?
MHP açısından değişiklik mantıklı görünmüyor..
Çünkü bir başka partinin işine yarıyor..
Çünkü bir başka partinin liderini yetkiyle donatıyor..
Eee.. Hal buysa
Devlet Bahçeli, başkanlık sistemine geçilmesini neden istedi?
***
Nedeni şu..
AKP ile MHP büyük koalisyon kurdu.. Sadece siyasi alanda değil, her alanda.. Devletin her kademesinde..
Şöyle izah edeyim..
Fethullahçıların boşluğunu ülkücüler dolduracak..
Yargıda, askerde, poliste, istihbaratta, eğitimde, sağlıkta, kısaca bürokraside..
Ama özellikle poliste..
FETÖ’cüler devletten temizleniyor.. Onların boşalttığı alanlara MHP’ye yakın ülkücü kadrolar yerleştirilecek..
AKP’nin elinde Milli Görüş’ten gelip o yerleri dolduracak kadro yok..
***
2002’de AKP, ‘Cemaat’le bu sebeple otaklık yapmıştı..
AKP-Cemaat koalisyonu 2013’e kadar devam etti..
15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP-MHP büyük koalisyonu kuruldu..
***
Dikkat ederseniz anayasa değişikliği devletin cumhurbaşkanı tarafından yeniden yapılandırmasına da imkan tanıyor..
Yeni devlet modelinin taşıyıcı kolonları AKP-MHP ittifakının kadroları olacak..
Bunun ilk adımı 2019 seçimleri..
Görürsünüz; AKP-MHP ortak listeyle sandığa gidecek..
Güç birliği yapacaklar..
Başika bir anda gereksiz oluverdi
Başbakan Irak’a gitti.. Irak Başbakanı’yla görüştü..
Sorunlar masaya yatırıldı..
Bunlardan biri, PKK’nın Sincar’a yerleşmesi..
Daha doğrusu Sincar’ı işgâl etmesiydi..
İkincisi, Başika kampı.. Türk askerlerinin varlığı..
İşbirliği bildirisi açıklandı..
Üçüncü olarak Türk askerlerinin Başika’dan çekileceği açıklandı..
***
Biliyorsunuz bir süre önce Başika yüzünden neredeyse savaş çıkacaktı..
Bağdat, Türk askerinin işgâlci olduğunu söylemişti..
Ankara çok sert tepki vermişti..
Hükümet Sözcüsü, Başika’dan Türk askerinin çekilmesi mümkün değil demişti..
Başbakan, Türk askerinin kalmaya devam edeceğini açıklamıştı..
***
Binali Yıldırım-Haydar el İbadi görüşmesinden sonra hava değişti..
Türk askerinin çekileceği ortak bildiriye konuldu..
Dışişleri Bakanı da anında Beşika kampının gereksiz hale geldiğini açıkladı..
İnsan sormadan edemiyor..
Madem gereksiz hale gelmişti, bunca gümbürtü nedendi!..
***
Bu arada PKK ne oldu diyeceksiniz?
İşbirliği bildirisinde, ‘İki taraf da ülkelerinde terör örgütü bulundurmayacaklar’ cümlesiyle yetinildi..
PKK’nın adı geçmedi..
Peki ya IŞİD’in..
Bildiride ona yer verildi..