İktidar milletvekili Ensarioğlu; ‘Yargı da bizde, yürütme de bizde, yasama da bizde’ deyince kıyamet kopmadı ama küçük çaplı bir tartışmanın kapısı aralandı..
Muhalefet cephesi itiraf olarak kabul etti.. Yargının bağımlı olduğunun ilanı saydı..
***
Devreye hemen Adalet Bakanı girdi.. ‘Dil sürçmesidir, konuşma sırasında zühulen söylenmiş bir laftır’ diyerek ayar çekti..
‘Ensarioğlu hukukçu bir arkadaşımız değil, yargı bağımsızdır, milletin yargısıdır’ sözleriyle de mazeret aradı..
(Burada parantez açalım.. Yargının bağımsız olması gerektiğini bilmek için hukukçu mu olmak lazım anlamadım.. Yoksa yargı bağımsız değil de bağımsız olduğu sadece hukuk kitaplarında mı yazıyor.. Bu sebeple hukukçu olmayanlar bağımsız olması gerektiğini bilmiyor mu? Parantezi kapatıyorum..)
***
Panama belgeleri saçıldı..
Siyasetçilerin gizli hesapları ortaya döküldü..
Tepkiler değişik tabii..
Rusya Devlet Başkanı Putin’in iki milyar dolarlık hesabı çıkınca Kremlin’in CIA’yı suçladı..
Rusya’yı bölme planından söz etti..
Amerikan oyunu iması yaptı.. Adını koymasa da hesapların deşifre olmasını üst akıla bağladı!..
***
Biri Ankara Valisi..
Diğeri Mardin Valisi..
Suçlayan Ana Muhalefet Partisi Lideri..
Ankara’dan başlayalım..
Ekim ayında iki IŞİD militanı Kızılay’da kendini patlattı.. 103 kişi öldü.. Militanlar bilinen, aranan isimlerdi.. Birinin kardeşi Suruç’un canlı bombacısıydı.. Resimleri yayımlanmıştı..
Suriye sınırından girdiler, Gaziantep’te yardım gördüler.. Ankara’ya kadar araçla geldiler.. Kendilerini patlattılar..
-
Ciddi gazetelere bakın, sayfalarını karıştırın, televizyon haberlerini açın, aşağı yukarı aynı.. Gündem öyle baskı kurdu ki; kıpırdamak imkânsız..
Girin berber dükkânına, oturun mahalle kahvesinde, kulak kabartın sohbetlere..
Konu aynıdır..
Maç muç değil.. Futbol da konuşuluyor ama eğreti.. Ucundan, gönülsüz..
İnsanlarda iştah kalmadı, coşku kalmadı..
Herkesin içi sıkkın..
Peki, ne konuşuluyor?
Ne olurdu?
Yanmıştık!.. Fehmi Koru başarılı olsaydı.. Tezgâh düzeni, kumpas düzeni, muhalefet edeni içeri at düzeni, devleti cemaatleştir düzeni aynen devam edecekti..
Fehmi Koru, Allah’tan başaramamış..
Allah’tan başarmasına izin verilmemiş..
Allah’tan!..
*
Mesele ne diyeceksiniz?
Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, Cemaat’i konu olan dünkü yazısında şu satırlara yer vermiş..
-
“Galiba burada sorulması gereken soru ‘Biz yıllarca Fethullah Gülen’in yargıda ve poliste örgütlenmesini nasıl görmedik, asıl amacını nasıl oldu da anlayamadık’ şeklindedir. Gerçi Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında ‘Uyumuşuz’ diyerek, yılların ihmalini kabul etmişti.
Ama bu derin uykunun nedenini anlamak da mümkündür... Çünkü Cumhuriyet tarihinde bu tür bir örgütlenmenin ‘Derin Devlet’in yerine geçtiği gibi bir örnek yoktur. Kamu görevlerine alımları düzenleyen sınavların sorularını ele geçirip bu sınavları örgüt mensuplarına veren, düzmece kanıtlarla yargıyı hukuk dışı kararlara yönlendiren, iş dünyasına şantaj yaparak onları esir eden bir Cemaat örgütlenmesini rüyamızda görsek inanır mıydık?
Neyse... Çok geç de olsa uyandık artık.”
-
(Burada geniş bir parantez açmak istiyorum..
Yaklaşık
2.5 yıl falan sürdü, memlekette bahar havası esti ama sonu kötü oldu..
Hem de çok kötü..
Süre uzadıkça, bir gün lastiğin patlayacağı, işlerin sarpa saracağı tahmin ediliyordu..
Bu provokatif bir eylem de olabilirdi..
Ne bileyim PKK içinden bir grubun karakola saldırısı.. Veya polise, askere tuzak kurması..
Çatışma çıkar, silahlar patlar ama bir barış daha ağır basardı..
İktidar partisinin getirmek istediği düzenin özeti bu..
Yargının oyun dışına atılması..
Kuvvetler ayrılığı üçgeninden çıkarılması..
Seçimle gelenin aldığı kararlar için yargı yolunun kapatılmasının felsefesi bu..
*
Yeni anayasa paketinde sadece yargı tırpan yemeyecek.. Yasama da tırpan yiyecek..
Yürütme bir tek kişiyle sınırlı olacağına (başkan) göre..