Turizm haftasın-dayız.. Sezon açılışı kutlamaları yapıyoruz ama biz bize..
Ortada turist murist yok..
İktidar olacak diyor, gelecekler diye umut ediyor, bu işi bilenler gelmezler diyor..
Bu yıl sinek avlarız!.
Kimi, Antalya bölgesi üç kuruşa oda satarak belki temmuz ayını iyi geçirir, ağustos başını iyi geçirir.. 45 gün iş yapar gibi gözükür.. Bu sayede turist sayısında dramatik düşüş görünmez ama işletmelerin gelirlerinde dramatik düşüşler yaşanır iddiasında..
Kimi turist sayısında da dramatik düşüş olacağı kanısında..
Peki neden?
Gazetecilere yöneltilen klasik sorudur..
Nasıl görüyorsun?
Neyi?
Memleketin halini, memleketin gidişini..
Aklımız yettiğince, dilimiz döndüğünce gidişat hakkında birkaç kelam etmeye çalışırız.. Şöyle oluyor, böyle oluyor diye anlatırız..
***
Durum değişti.. Uzun süredir ilk defa bu soruya yanıt veremiyorum..
Su yüzüne çıkmasa da, tartışma konusu olmasa da Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın yeni anayasa için izlenecek yöntemde mutabık oldukları söylenemezdi..
Oyun planları farklıydı..
*
Cumhurbaşkanı aceleye getirilmemesini söylüyordu.. Yeni anayasanın önce kamuoyunda tartışılmasını istiyordu.. Salon toplantıları, mitingler, sempozyumlarla halkın hazırlanması gerektiğini düşünüyordu.. Seçmen zihni hazır hale getirildikten sonra Meclis’e sunulmasını savunuyordu..
Planının özü; seçmenden Meclis’e baskı oluşturmaktı.. Halk istiyor, Meclis kayıtsız kalmamalı dedirtmekti.. Milletvekillerini psikolojik baskı altına almaktı.. Cumhurbaşkanı’nın oyun planı buydu..
*
Başbakan farklı düşünüyordu.. Yeni anayasayı bir an önce Meclis’e sunmak niyetindeydi.. Bir iki ay içinde Meclis’e gönderilmesini, yaz bitmeden Meclis’in karar vermesini istiyordu.. 330 oy çıkacağına, referandum yolunun açılacağına inanıyordu.. Başbakan’ın da oyun planı da buydu..
Başbakan her gün en az bir toplantıda konuşuyor.. Bazen iki, bazen üç oluyor..
Hemen her konuda konuşuyor.. Teknolojiden mimarlığa, şehircilikten enerji yatırımlarına, dış politikadan çevre sorunlarına kadar.. Uzun uzun anlatıyor..
Bazen öyle sözler sarf ediyor ki; zannedersiniz ki daha dün iktidara geldiler..
Eleştirdiği işler, artık olmayacak dediği karşı çıktığı işler, kendi yaptıkları işler!.
*
Mesela TOKİ evleri.. TOKİ Mucizesi diye övünüyorlardı ya.. Başbakan dün TOKİ’nin kentlerin özgün mimarisine aykırı binalar inşa ettiğini ima etti.. ‘Bizzat görmediğim hiçbir TOKİ projesi hayata geçirilmeyecek’ dedi..
Haksız mı demeyin!..
Partilerin iç çekişmeleri hakkında kalem oynatmayı sevmem..
O isim gider bu isim gelir.. Bizi ilgilendiren, o partinin politikasıdır, tavrıdır, ne yaptığıdır..
Ama dün MHP Lideri Bahçeli’nin grup konuşmasını dinleyince dayanamadım..
Gördüm ki..
Bahçeli, paralel yapıyı kendine kalkan yapmış..
Bahçeli, çareyi paralel yaftalamasında bulmuş..
Bahçeli, paralel tehdidiyle koltuğunu korumaya kalkmış..
İngiltere Başbakanı’nın başı dertte..
Babasının Panama’daki offshore fonunda kendisinin de hisseleri varmış.. O hisseleri 2010 yılında satmış.. 19 bin sterlin kâr etmiş..
Vergisini vermiş mi?
Vergi mi kaçırmış?
Cameron önce hesabı olduğunu kabul etmedi.. Muğlak açıklamalarla geçiştirmeye kalktı.. Sonunda itiraf etti.. Başbakanlık ofisinden çelişkili açıklamalar yapılmasının suçunu da üstlendi..
‘İsimsiz danışmanları suçlamayın, beni suçlayın’ dedi..
Hatasını kabul etti..
Nusaybin’den, Yüksekova’dan görüntüler geliyor.. Yıkılmış binalar, moloz yığınına dönmüş sokaklar, hendekler, barikatlar.. Aralarından ilerleyen askerler, polisler..
Adım başı bubi tuzakları, adım başı keskin nişancı ateşi..
Her gün kalkan şehit cenazesi.. Her gün açıklanan öldürülen PKK’lı sayısı..
Savaş tüm şiddetiyle sürüyor..
Okur soruyor, bu hale nasıl geldik? Neden geldik?
Nasıl başlamıştık!
Önemli günleri çıkardım.. Bakın nasıl başlamışız, hangi aşamalardan geçmişiz, bugünlere nasıl gelmişiz..
Adına çözüm süreci mi diyorsunuz..
Barış süreci mi; bilemiyorum..
Her neyse..
Buzdolabına kalktı falan deniliyordu ya..
Değildi, süreç iflas etmişti.. Süreç bitmişti, geri dönülmez noktaya gelmişti.. Dolmabahçe mutabakatının çöpe atılmasının payı yok mu derseniz?
Yok diyemem ..
Masanın devrilmesinin etkisi yok mu diye sorarsanız?