Mehmet Tezkan

Ertuğrul Özkök; ‘bu karar en sıkı AKP’lilerin bile vicdanına sığmadı’ diye yazdı..

Katılıyorum..

Daha da ötesi, 15 Temmuz’da tankların önüne çıkanların da vicdanına sığmadı.. Şehit ailelerinin de vicdanına sığmadı.. Yaralananların, sakat kalanların, tekerlekli sandalyeye mahkum olanların da vicdanına sığmadı..

AKP’ye yakın olanlar bile vicdanım kabul etmiyor diye yazıyor.. Kısaca..

Türkiye’nin içine sinmedi. Türkiye’nin vicdanına sığmadı..

***

Vicdanlara sığmayan nedir? Ahmet Altan’a, Mehmet Altan’a, Nazlı Ilıcak’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi..

Düşünceye verilen cezadır bu.. Aslında onlarla birlikte Türkiye’ye verilen cezadır bu..

İktidar sözcülerini izliyorum.. Mesela dün Başbakan’ın partisinin Erzincan kongresinde yapığı konuşmayı dinledim..

İktidarı temsil edenler, genellikle 15 yılda yaptıklarını anlatıyor..

Nereden nereye demeyi ihmal etmiyorlar..

Siyasette istikrarı sağladıklarından..

Ekonomide büyük başarılara imza attıklarından..

Havaalanlarından, duble yollardan, köprülerden, tünellerden söz ediyorlar..

2019’dan sonra bu düzenin devamı için çok çalışmaları gerektiğini söyleyerek, partililerinden yeni seçim zaferi için söz alarak noktayı koyuyorlar..

***

IŞİD temizlendikten sonra bu iş bitti deniliyordu.. Sıra siyasi çözümde deniliyordu.. Barış zamanı geldi deniliyordu..

Böyle olmadı, işler iyice karıştı..

İşin kötüsü, iki NATO ülkesi karşı karşıya geldi.. Ankara Washington’a resti çekti.. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson perşembe günü Ankara’ya geliyor..

Ne olur?

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu noktayı koydu: ‘ABD ile ilişkileri ya düzelteceğiz ya tamamen bozulacak.’

Kritik günler..

Washington’un PYD/YPG ile çalışmaktan vazgeçeceğini sanmıyorum.. Bu yapıyı Fırat’ın doğusuna çekebilir.. Bu, Ankara’yı tatmin eder mi?

Yani,

İki gündür eski başbakan Davutoğlu’nun söyledikleri tartışılıyor..

Biliyorsunuz Suriye politikamızın mimarı o..

Daha başbakanlık görevine atanmamıştı.. Henüz dışişleri bakanıydı.. Şam yönetimine altı hafta süre biçmişti.. ABD’yi de Esad gidiyor diye ikna etmişti..

Ne de olsa Suriye uzmanıydı!.

62 defa Suriye’ye gitmekle övünüyordu.. Hala övünüyor ya!..

Kendini sadece Suriye’nin değil Ortadoğu’nun uzmanı sayıyordu..Uçağına aldığı gazetecilere saatlerce Ortadoğu’yu anlatıyordu.. Sadece gazetecilere değil, yabancı diplomatlara da, bakanlara da..

***

O yıllarda söylediklerini dinleyenler;

Kamuda hangi taşı kaldırsan altından FETÖ’cüler çıkıyor..
Bunlar devlete nasıl sızmışlar, kritik görevlere nasıl gelmişler?
Yargıya, askere, polisse, üniversiteye, bürokrasiye kısaca her yere nasıl yerleşmişler?
Cevabı artık sır değil..
Açık ve net..
Bakın nasıl olmuş..
Örnek bir: Gazi Üniversitesi eski rektörü Büyükberber, FETÖ üyesi olmak suçundan 15 aydır tutuklu..

İç savaş nedeniyle topraklarını terk eden, kaçan Suriyeli sayısı 6.5-7 milyon civarında..

3.5 milyonu bizde..

Ankara silahların patladığı ilk aylarda 100 bin mültecinin geleceğini hesap etti.. Kırmızı çizgisi olduğunu söyledi..

Kırmızı çizgi 500 bine çıktı..

Sonra çizgi mizgi kalmadı..

3.5 milyon oldu..

***

3.5 milyon Suriyeli 5 yıldır Türkiye’de.. Misafirlik uzadı.. Dün Cumhurbaşkanı da söyledi;

Cumhur-başkanı bu sözlerle noktayı koydu..
‘Bu mantıkla, bu kafayla gidildiği sürece enflasyon tek haneli rakama inmez’ dedi.. Hangi mantıkla?
Enflasyon neden, faiz sonuçtur mantığıyla!..
Birçok ekonomist böyle düşünüyor ama Cumhurbaşkanı tam tersini düşünüyor.. Cumhurbaşkanı’na göre; faiz sebep enflasyon neticedir..
Faizin aşağıya doğru çekildiğinde enflasyonun düşeceğini söylüyor..
***
Cumhurbaşkanı bu görüşünü yeni dile getirmiyor.. Yıllardır söylüyor ama Merkez Bankası da kamu bankaları da dinlemiyor..

Eski Zaman gazetesi muhabiri Büşra Erdal FETÖ’nün medya yapılanması davasında ifade verdi.. İfadesinde, özetle, ‘10-15 yılım cemaatte geçti. Fethullah Gülen’le tanışmayı çok istedim. Sonunda bu fırsatı buldum. Pensilvanya’ya gittim. Gülen’le tanıştırdılar’ demiş..

Ve devam etmiş.. Bu açıklamadan sonra söyledikleri çok önemli.. Gülen ‘Bir sorun var mı?’ demiş.. Büşra Erdal da var deyip sormuş: ‘Ergenekon ve Balyoz davalarının arkasında sizin olduğunuzu söylüyorlar. ‘Keser döner, sap döner, intikam alınacak diyorlar. Bu işin arkasında mısınız?’ Gülen yanıt veriyor: İşin arkasında değiliz. Demokrasi var. Bir daha darbe dönemleri gelmez.
***
Takiyenin böylesi görülmedi!. Yalanın böylesi duyulmadı!. Sadece bu iki dava değil, bu tür davaların savcıları, hâkimleri FETÖ’cü çıktı.. Ağababaları kaçtı.. Bir alt seviyede olanlar kaçamadı; hapisteler.. Yargılanıyorlar..
***
Fethullah’ın ikinci yalanı da şu.. ‘Bir daha darbeler dönemi gelmez’ dediği günlerde orduyu ele geçirmek için her türlü tezgâhı, tuzağı kuruyorlar, kumpasın daniskasını yapıyorlardı..

Anlaştığımız tek konu;