Şanslılık, şanssızlık meselesine girmeden önce kendimle ilgili küçük bir bilgi vereyim..
Siyaset bilimi okudum, mastır yaptım, tezimi vermesem de doktora eğitimini tamamladım, yeterlilik sınavını verdim..
Yani siyasetin teorisine az/çok hâkim oldum..
Şanslıyım diyorum çünkü alanıma giren her meseleyi sadece kitaplardan değil, yaşayarak öğrendim.. Hem de gazeteci olarak..
---
- Bir ülkenin gençleri iki kampa bölünüp nasıl birbirine düşman yapılır, içinde yaşadım.. Üniversite yıllarında tarafı oldum..
- Bir ülkenin gençleri birbirine nasıl ve neden kırdırılır; tanık oldum..
- Bir ülkede darbe ortamı nasıl hazırlanır.. Bir ülke askeri darbeye nasıl sürüklenir;
İster istemez Afrin’e yönelik harekât her şeyin önüne geçti.. Bazı meselelerin konuşmasına, tartışılmasına fırsat olmadı.. Bazı gelişmeler de dikkatlerde kaçtı..
2018 yılının ilk günlerinde yargıda çok önemli bir karar alındı..
Hayati..
***
Zeytinburnu’nda 16/9 adı verilen kuleler var ya..
İstanbul’un siluetini bozan..
Cumhurbaşkanı’nın ‘Tıraşlayın dedim, yapmadılar’ diye şikâyet ettiği kuleler var ya..
Mahkeme, o kuleler için öyle bir karar verdi ki on binlerce davayı, belki de yüz binlerce kişiyi ilgilendiriyor..
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın açıklamalarını dikkatle izliyorum.. Satır aralarına bakıyorum..
Çıkardığım sonuç şu..
Bardak taşmış!..
Anlaşılan o ki; Amerika Türkiye’yi oyalamış.. Verdiği sözleri tutmamış.. FETÖ’cü subaylar da Ankara’nın elini zayıflatmak için elinden geleni yapmış..
---
Bardak sadece sınırımızdaki YPG/PKK yapılanması nedeniyle taşmamış.. Bardak beş yıldır misafir konumundaki 3.5 milyon Suriyeli nedeniyle de taşmış..
Ankara, her türlü riski göze alarak güvenli bölgeler oluşturup Suriyelileri kendi topraklarına göndermekte kararlı..
Doğrusu da bu..
Suriye bölünsün, parçalansın, içinden üç dört devlet çıksın diyen var mı?
Yok..
Ankara da toprak bütünlüğündün yana, Tahran da Moskova da Washington da..
Suriye’nin Suriye olarak kalması, sınırlarının değişmemesi için ülkeye tek bir otorite hakim olmalı..
Ülkede tek silahlı güç bulunmalı.. İşin kuralı bu..
Durum böyle mi?
Değil..
Sahada kimler yok ki..
İktidar; 2017’nin son çeyreğinde yüzde 11 büyümeye işaret ederek ekonominin çok iyi olduğunu, dünya birincisi olduğumuzu söylüyor..
Gerçekten böyle mi?
Tartışmalı bi durum.. Ekonomi çok iyiyse..
Enflasyon neden 11.9..
İşsizlik neden yüzde 11.2..
Gençlerde işsizlik neden yüzde 20..
Faiz neden yüzde 14..
Dolar
Afrin harekatı neden yapıldı? Neden şimdi? Türkiye saldırı altında mıydı?
En iyi tespiti Moskova yaptı:
‘ABD yüzünden. ABD yönetiminin provokatif adımları neden oldu.’
Ne tür provokasyon!. ABD’nin 30 bin kişilik sınır koruma gücü oluşturacağını açıklaması, bu gücün yarısının PYD/YPG’den oluşacağını ilan etmesi..
---
ABD‘nin bu adımı Ankara’yı hem sinirlendirdi, hem sevindirdi..
Önce durum tespiti yapalım.. ABD yıllardır PYD/YPG güçlerine silah yardımı yapıyor.. Ankara Washington’u uyarıyor ama ikna edemiyor.. Çünkü..
Ankara, YPG ile PKK iç içe dese de.. YPG de terör örgütü diye iddia etse de
İnternet çıktı, sosyal medya yaygınlaştı..
Herkes bu kuyuya haber, bilgi, fotoğraf atmaya başladı..
Ve o zaman dedik ki; artık hiçbir şey gizli kalmayacak.. Hiçbir şeyin üstü örtülemeyecek.. Dünya daha şeffaf olacak, daha özgür olacak..
Böyle oldu mu?
Maalesef!..
Önce şu çarpıcı örneğe bakalım..
Kocaeli’de bir grup kadın pankart asmış, üzerinde şöyle yazıyor:
Kadınlar yaşasın/yaşasın kadınlar..
Seçim ittifakı deniyor ama aslında koalisyon..
AKP ile MHP dün 2019’da kurulacak hükümet için koalisyon görüşmelerine başladı..
Ne konuşuluyor derseniz..
Herhalde seçim yasasını konuşuyorlardır..
Herhalde siyasal partiler yasasını konuşuyorlardır..
Herhalde yeni rejime geçmek için hangi yasayı nasıl değiştireceklerini ele alıyorlardır..
Bu kadar mı?
Seçim ittifakıyla başlayıp 2019’da istedikleri sonucu alırlarsa 2023’e kadar sürecek koalisyonu ele aldıklarına göre..