'Üstat, sence ne olur?' “Bence gene tulum çıkaracaklar abi, hiç heyecan-lanmayın.” “Yok abi yok, o kadar kolay değil bu sefer o iş.” Seçim tahmininin sonu.
Teknik olarak herkesin bildiği ve söyleyeceği bundan ibaret. Saatlerce televizyona bakıp internette başlıklar ve linkler arasında gerim gerim gerineceğinize ara sıra bu yazıyı açıp ilk iki satırı okuyun. Yeterli.
Gazetelere bakıyorum. Gökten analiz yağıyor. İnternet haberciliği zaten patlama noktasında. Her dakika anketler açıklanıyor. Şunun yanına şu gelse kaç alır? Şununla o bir arada amuda kalksa filancanın neresi kaşınır? Şu partinin küskünleri şu partinin küskünleriyle masaya otursa en çok hangi partinin filanca kanadında sıkıntı çıkar? Bundan daha absürt ihtimaller üzerinde sayfalarca yazılar. Her gün ısrarla “Asla erken seçim yok” diye yazan siyasi nabızcı şimdi de üstün nabızcılığıyla muhalefet ne yapmalı, iktidar bloku nasıl hareket edecek konularını aydınlatıyor. Bugün yazdığı yarın gene yanlış çıkacak ama kim hatırlayacak ki. Yazan memnun, okuyan memnun, derdi tasası bana düştü.
Sosyal medya başka âlem. Saat başı yaşını başını almış bir yeni büyüğümüzün ya da partisinde kenarda köşede kalmış bir milletvekilinin adı hashtag’lerde. Şu olsun, bu olsun. Adamın 32 takipçisi var, anket açmış oyunuzu kime vereceksiniz diye soruyor. Ya sabır.
Hesapta nabız yoklanıyor. İşin gerçeği basın gibi sosyal medya da kendi çalıp kendi oynuyor. Ülkedeki nüfusa oranlarsanız bütün bu hareketlilik, heybet, gürültü patırtı aslında üç beş kişinin mesleki heyecanından ve biraz daha fazlasının amatör yorumculuk hevesinden başka bir şey değil.
Geçen konuştuğum bir turizm sektörü çalışanı aynen şöyle söyledi: “İlk turda bu iş bitse iyi olur, sezon ikinci turu kaldırmaz. Ben ilk turda seçilme ihtimali en yüksek adaya vereceğim.”
Buyrun burdan yakın. Bunu size hiçbir analizci yazmaz, ben yazayım. Bu ülkenin siyasetçilerinin ve analizcilerinin yaptığı hesaplarla halkın hesabı çok başka. Adam önündeki belki 20-30 yılı şekillendirecek seçimi bu yaza endekslemiş. Son üç yaz kötü geçti, bu da kötü geçerse biteriz derdinde. Eleştirmiyorum, anlamaya çalışıyorum. Siz de öyle yapın. Çünkü halkımız böyle oy verecek. Geçmiş yok, gelecek yok. Bu hafta var. Bu yaz var. Kışı kışın düşünürüz. Her an her türlü sonuç çıkabilir. Solcular merkez sağa, İslamcılar Kürtlere, Kürtler İslamcılara, milliyetçiler sosyal demokratlara oy verebilir. Çünkü ideoloji yok. Herkesin kafasında kendi “bu yaz”ı var. “Şu an”ı var. Günü kurtarma telaşı ve mecburiyeti var. Çünkü halk hayatta kalmaya çalışıyor. Siyasetle ilgilenmiyor.
Benden tavsiye; hesap yaparken ihtimalleri geniş tutun. En önemlisi, anketlere hiç itibar etmeyin. Ya da 32 takipçinizle anket açın, bakalım sonuç ne çıkacak?
(Geçmiş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nızı kutlar, çocukların gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim. Yaşıtlarımın ellerini sıkar, kafa kafaya tokuşmaktan itinayla kaçınırım.)