Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün sabahtan beri söylene söylene geziniyorum: “Ee n’oldu şimdi?” Mırıl mırıl adı konmamış bir keyifsizlik. Bir aptallaşma hali. Sersemlik. Kafamda bir tuhaflık. Aynı soru: “N’oldu yahu?

Kapıyı kilitliyorum, asansörü beklerken kafam davul gibi. Elim ayağım uyuşmuş, sanki bütün gece üzerimde ayı yatmış. Pink Floyd’un “Comfartably Numb’da anlattığı hallerdeyim. Ellerim iki balon, ufukta gözden kaybolan geminin dumanı. Dudakların hareket ediyor ama ne dediğini duyamıyorum.”

“Sakin ol, rahatla” diyor David Gilmour’un sesi, yapamıyorum: “Yahu ben neden dayak yemiş gibi kalktım bu sabah?”

Haberin Devamı

Kafeye iniyorum. “Bir filtre yap bana Ali Bey. Uyanamadım ben.”

Allah Allah bana ne oldu böyle? Kamyon mu çarptı? 1998 miydi neydi, bir sabah kalkıp gazeteye geç kaldım diye koştururken arabayı bulamamıştım. Saatlerce düşünüp hatırlayamamış, Maçka sokaklarında avare avare dolaşırken saatler sonra bulmuştum. Yarısı yolda. Yarısı kaldırımda paralel değil dikey park. Çok düşündüm ama hâlâ hatırlayamıyorum o geceyi. Aynen öyle hallerdeyim.

“Yav n’oldu dün gece?”

Sandık, mühür, müşahit, torba… Kafam zonkluyor. Ama hatırlayamıyorum. Elimi poğaçaya atıyorum, bir ısırık alıyorum. “Lan n’oldu?”

Bir simit alayım, simit açar beni diyorum. Simitçi de hatırlamıyor. N’oldu bize, uzaylılar mı kaçırdı dün gece?

En son, sandıkları terk etmeyin falan... Sonra gözümüz karardı. Gözümü açamıyorum. Midemde bir nahoşluk, bir hislenmeler. Parçalı bulutlu her şey.

Sanki affedersiniz, ergenlikte kutlanan yılbaşı gecesi sabahında gibiyim. Dünyayı devirmişim, sene 1987 “Big in Japan” üzeri “I Like Chopin” kesmemiş, Whitney Houston bağırıyor “I Wanna Dance With Somebody”. Dans etmek istiyorum birisiyle, elimde arasına krem peynir ve zeytin ezmesi sürülmüş simidim.

En son açıklama falan dendiydi... Ardından... Nuri Alço gazozumuza ilaç koymuş. Neredeyim ben? Burası neresi?

Can havliyle kendimi kafeye geri attım: “Ali Bey, duble espresso yap bana Allah rızası için, ayılamıyorum.”

Hepsini bir kerede diktim. “Lan n’oldu” dedim. Aklıma şarkı geldi. Başladım söylemeye kafamın içinde melodisi. Yapıştı gitmez. Hâlâ da söylüyorum bu satırları yazarken. Muhtemelen siz okurken de söylüyor olacağım. Hâlâ da geçerli bu yazdıklarım, öğle vakti gelen açıklamanın ardından. Hadi hep beraber.

Haberin Devamı

Biz ta eskiden beri bu sularda yüzer idik,

Bu ormanı sever idik, bu kuşları dinler idik,

Biz ta eskiden beri, biz burda bir avuç insan,

Biz birbirimizden habersiz aynı şiiri yazar idik.

Aynı şarkıyı söyler idik, aynı duvara işer idik.

Derken; bir sabah erken,

Haymana ovasında bir garip kuş öterken,

Lan n’oldu?

Derken; bir sabah erken,

Dağlarına memleketin bahar gelmişken,

Lan n’oldu be, lan n’oldu be, lan ne bu be

Lan n’oldu?

Derken; bir sabah erken,

Birbirimizin yüzüne bakamaz olduk mu ne?

Lan n’oldu be, lan n’oldu be?

Derken; bir sabah erken,

Sevdiğimiz yanımızda yumuşacık uyurken,

Lan n’oldu?

Derken; bir sabah erken,

Birbirimizi böyle manyak gibi severken,

Lan n’oldu be.