Yaz albümlerinin hafifliği, ferahlığı ayrı. Ama kış albümlerinin de kendi has atmosferi, “aura”sı var.
Kış hit’i diye bir şey duydunuz mu hiç? Ben duymadım. Hep yaz hit’i var. İnsanlar kışın müzik dinlemiyor mu? Yoksa pek bir şey beğenmediklerinden hiçbir şey hit olmuyor mu? Yoksa yazın tatil hayalleriyle gelen coşkusunun kara kışta bulunmadığı mı farz ediliyor. Yaz albümü, yaz hit’i, yaz şarkısı oluyorsa, kış müziği, kış albümü neden olmasın? Üstelik kışın daha fazla müzik dinlendiğine bahse girerim. Yaz paylaşım, parti, tatilse, kış da bireysellik, melankoli, içe dönüş (kulaklık) demek. Yazın partisi beach’i varsa kışın da aslanlar gibi depresyonu ve melankolisi var. Allah muhafaza popüler edebiyat dergisi sonbaharcılığına girmeden hemen konuya geliyorum.
Yakında adını duyacaksınız
Elimde bazı kışlık, sonbaharlık albümler var. Yeni çıkanlar. Geçen hafta severek dinlediklerim. Paylaşmak isterim. Mesela yakında herkesin adını duyacağı genç bir yetenekten bahsedeyim. Ella Mai. Londra çıkışlı genç R&B vokalinin kendi adıyla yayınladığı ilk uzunçaları bu. Prodüktör, Amerikan tipi popun alternatif fikirli kanadını temsilen DJ Mustard. Çok iyi iş çıkarılmış. Beat’ler ve keyboard dokunuşlarının yardımıyla albüm çok yeni ve orijinal tınlıyor. “Sauce” böyle bir şarkı. Ardından gelen, “Watchamacallit” de. “Cheap Shot”, “Dangerous” aynı zamanda radyo dostu şarkılar. Ella Mai, temelde klasik bir R&B vokali. Güçlü bir gırtlak ve a capella söylemeye çok uygun bir ses rengine sahip. Neyse ki bu yetenekleri idareli kullanıyor. Bizim prodüksiyonlarda olduğu gibi solist bağırdıkça bağırmıyor. John Legend’lı “”Everything” gibi caza kayan şarkıların çok kolay üstesinden gelmiş. “Boo’d Up” ilk single’dı. Ancak bu şarkı daha klasik yerlerde duran bir R&B şarkısı. Albümün hip hop ve cazla karışan daha çağdaş bir yaklaşımı var. Ella Mai’nin vokali güzel bir kış dostu. Derhal tanışın. (Ella Mai Ella Mai, 10 Summers Records)
Büyüleyici bir intro
Geçen hafta dinlediğim bir diğer albüm altı şarkılık Djang Django EP’si “Winter’s Beach”. Intro’larla arası iyi olmayanlar için dahi albümle aynı adlı “Winter’s Beach” büyüleyici bir intro. “Sand Dunes”, albümün adını da dikkate aldığımızda şahane manzaralar getiriyor gözümüzün önüne. Kendinize bir boğazlı kazak, lastik çizmeler ve bir yağmurluk alıp bir gelgit sahiline gidip uzun kumsalı derin derin yalayan okyanus dalgalarının arasında deniz tarağı, kum midyesi arama hissi yaratıyor. Pardon gene halktan koptuk. Bizden örneklerle geleyim, takın kulaklığı Kilyos’a Şile’ye, Riva’ya gidin.
“Flash Forward”, genel çizgiden ayrı yerde duran “Blue Hazy Hills” büyüleyici etkiler yarattı. Bu yıl içinde yayınlanan ikinci Django Django albümü olduğunu hatırlatayım. İlki ocakta yayınlanan “Marble Skies”dı. Grubu daha önce hiç dinlememiş olabilirsiniz. İşte size güzel bir başlangıç noktası. (“Winter’s Beach” - Django Django, Because Music)
Sonbahar dostu
Rus cold wave ekibi Motorama’nın “Many Nights”ı şahane bir sonbahar dostu. Geçen hafta bir anda dökülen sarı yaprakların atında kalan Varşova’yı dere tepe bisikletle kat eden yazarınızı çok memnun mesut etti. Melodik synthe’ler ve hayli yüklü bas / davul partisyonları üzerine inşa edilen minimal şarkıların birini diğerine tercih etmek çok zor. “Second Part” güçlü bir açılış ancak albüm boyunca enerji daha geriye düşmüyor. “This Night”, “Voice From the Choir”, “No More Time” hepsinin ortak özelliği şahane intro’lara sahip olmaları. Motorama’nın The Radio Dept. ve Drums’a yaklaştığı atmosferiyle dinleyeni ele geçiren bir albüm. (“Many Nights” Motorama, Talitres)