Müzik dinlemek bugün hayli efor gerektiren bir iş. Hep daha yeni telefonlara, yeni sürüm işletim sistemlerine, yeni yazılımlara ve elbette daha geniş internet paketlerine ihtiyacımız var. Mahmurluğa, tembelliğe yer yok. Hayatımızda “güncelleme” diye bir şey yokken nasıl yaşıyorduk biz?
iTunes’un müzik dünyasında devrim yaratacak, müzik dinleme alışkanlıklarını kökünden değiştirecek bir hizmet olarak sunulduğu zamanlar daha dün gibi. Oysa 18 yıl olmuş. Ve bakın şimdi iTunes kapanıyor. Bloomberg’in haberine göre yerine müzik, televizyon ve podcast’ler için üç yeni uygulama gelmesi bekleniyor.
Apple’ın pek çok konuda geleceği gördüğü, zamanın ötesinde işlere imza atarak hep rakiplerinden bir adım önde yarışa başladığı doğru. Sadece stream konusu biraz farklı. Burada Spotify gibi çok dişli ve güçlü bir rakip var. Üstelik Apple’ın tasarım ve felsefe olarak sunduğu yalınlık ilkesini uygulayarak Apple’la mücadele ediyor. Apple bir müzik ve multmedia yönetme platformu ve oynatıcısı olarak kurup geliştirdiği iTunes’la artık bu işin yürümeyeceğini düşünmüş olmalı ki 2015’te yeni bir ürün olarak stream platformu Apple Music’i lanse etmişti. Spotify’ın 2008’deki ilk lansmanından yedi yıl sonra. Teknolojide elbette yedi yıl uzun zaman. Aranın nasıl kapatılacağı merak konusuydu. Belki yeni hamle bu merakı biraz giderebilir.
Gelen haberlere göre, Apple yeni uygulamalarla birlikte yeni nesil cihazlar da lanse edecek. iPhone’un her şeyin merkezinde yer aldığı bir dünyadan, ona kardeş cihazların da hayatımıza gireceği bir dünyaya doğru geçeceğimiz öngörülüyor anlaşılan. Bu bence önemli bir hamle çünkü şu an bütün dünya akıllı telefonların bütün hareketin merkezi olduğunu düşünüyor. Apple’ın bu ters yöne gibi görülen gidişi nasıl sonuç verecek, merak konusu. Apple Watch, iPad gibi cihazların iPhone’dan bağımsızlaşması bekleniyormuş. Bunlara kardeş de gelecek mi henüz belli değil.
iTunes’un işlevini yitirmesinde belki de en büyük etken insanların müziği artık download etmemesi yani indirmemesi, satın almaması olabilir. Müziği bir yerlerde depolamak ve yönetmek yerine bir stream platformuna girip, bulunduğu yerde dinliyoruz. Oradaki hesabımızda tutuyor ve yönetiyoruz. İşin en önemli kısmı da şu: Stream platformları çok uzun zamandır “dinlediğimiz şarkıları bulabileceğimiz alanlar” değiller. Çünkü stream platformları çok uzun zamandır “Sevdiğim şarkıları dinleyeyim” diyenlerin değil, “Ben neyi seviyorum acaba?” diye merak edenlerin mekânı. Bugünün ruhu bu.
Spotify ilk lanse edildiğinde kocaman bir arama motorundan ibaretti. Ama insan Şimdi insanlar “Sevgilim beni Spotify’dan daha az tanıyor” diye espri yapıyor.
iTunes zamanında büyük bir dönüşüme yol açmış öncü bir uygulamaydı. Ama bugünün multimedia tüketim alışkanlıklarına yanıt veremiyordu. Dinleyici mi teknolojiyi ileri itiyor, yoksa teknoloji mi ileri gidip dinleyiciyi yanına çekiyor? Güzel bir yumurta-tavuk sorusu. Benim yıllar içinde öğrendiğim şu: Yenilik demek genellikle “pamuk eller cebe” demek. Kesin bilgi.