Başparmağımı telefon ekranında yukarı doğru ittirdim. Karşıma çıkan fişlere daldım. Evet, fiş. Hesap fişi. Filanca meyhane, filanca ocakbaşı, filanca balıkçısı. Hesap fişlerini bir bir okuyorum.
70’lik rakıya ne yazmışlar? Kuver ne almışlar. Haydari ne kadarmış? Soslu patlıcana ne ödenmiş? Kalamar tava ne kadar patlamış? El âlem yemiş içmiş, derdi bana düştü sanki.
Hes.app diye bir adres var Instagram’da. Hastası oldum, sabah akşam açıp bakıyorum.
Bu Instagram hesabı anladığınız gibi sağda solda lokantalarda restoranlarda gelen hesapları yayınlıyor. Şöyle yazmışlar: “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, ödediğiniz alkollü hesapları gönderin, anonim yayınlayalım.”
Ne? 70’lik Yeni Rakı’ya 210 lira mı yazmışlar? Bir porsiyon tekir 90 lira mı?
Gece bazen uyku tutmayınca giriyorum. Bakalım yeni fiş gelmiş mi diye. Bir fişten bütün geceyi okuyabiliyor insan. Dört kişi 1.780 lira hesap ödemiş. Yalnız iyi yemişler... Vay vay vay... Deniz levreği 360 TL demek! 100’lük rakı 235 lira. Beş kişi üç tane yüzlük rakı içmiş. Yuh! Üç lakerdaya 150 lira yazmışlar. Maaşallah.
Millet yiyip içiyor, eğlencesinden geri kalmıyor diye seviniyorum için için. Üstelik yiyip içerken hizmet ediyor. Şu ödenen hesaplar olmasa memlekette ne köprü yapılabilecek, ne yol. Memurun maaşı bile ödenemez bu hesaplar olmasa.
4 Ocak’ta gelen yüzde 7 ila yüzde 11’lik son zammın ardından bir şişe rakının yüzde 70’i vergi. Bir şişe biranın yüzde 60’ı vergi. Yani üretimi, masrafı, maliyeti, dağıtımı, kârı, bayii kârı falan hepsini ekle,
70’lik bir şişe rakının fiyatı aslında 28.45 TL. Üzerindeki vergi 68.77 TL. Ediyor bugün 97.2 lira. Restoranda da oluyor 210 lira.
Masrafı, maliyeti, bayii kârı dâhil bir şişe biranın fiyatı 2.93 TL. Üzerine 4.47 TL vergi ekleniyor. Ediyor 7.40 TL. Restoranda 15 liradan başlar.
2017 vergi rakamlarına göre toplam kurumlar vergisi alkol ve sigaradan alınan dolaylı vergiye neredeyse eşit. Dolaylı vergiler, yani petrol, alkol, sigara ve satın aldığımız muhtelif ürünler üzerindeki ÖTV ve diğer vergiler bütün vergilerin yüzde 67’si. Ücretliden, garibandan kesilen vergi; içtiğimiz sudan, koladan kesilen vergi kurumlar vergisinden fazla.
Kafanızı daha fazla karıştırmayayım. Ekonomimiz nasıl dönüyor, bu değirmenin suyu nereden geliyor merak ediyorsanız, işte buradan geliyor. Size yol, su, elektrik, köprü, tünel, viyadük olarak geri dönüyor bu hesaplar.
Liderlik kumaşı
“İyi adam ama liderlik kumaşına sahip değil.” Hiç düşündünüz mü liderlik kumaşı nedir? Ben düşündüm:
Ha bire bağıracak. Ha bire azarlayacak. Ha bire posta koyacak, efelenecek, racon kesecek. Devamlı ama devamlı konuşacak. Ne dediği mühim değil. Bir öyle diyecek, bir böyle. Günü kurtaracak. İşler kötü gitti mi sağını solunu ateşe atacak. Suçu hep başkalarına yazacak. Hep mağdur olacak.
Futbol takımının başındaki teknik adamdan, kulüp başkanından, siyasetçiden, patrondan beklediğimiz bu. Bunları yapmayan birine, ne kadar faydalı, ne kadar iyi işler yaptığına veya yapabileceğine bakmadan anında patlatıyoruz klişeyi: “İyi adam ama liderlik kumaşı yok.”
Ne kumaşmış...