Geçen hafta Londra’nın Hint asıllı Müslüman Belediye Başkanı Sadiq Kahn çok faaldi. Öncelikle Kurban Bayramı dolayısıyla bazı etkinliklere katıldı. Yayımladığı, “Selamünaleyküm” diyerek başladığı bayram mesajında Londra ve tüm dünyadaki Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutladı. Müslüman ailelerin bu güzel günde bir araya gelerek zaman geçirdiğini, hasret giderdiklerini anlattı. Londra’da geçim sıkıntısı çeken ailelere yardım ve destek çağrısı yaptı. Konuşmasında, kurban kesmekten ziyade, fedakârlığın (“sacrifice” İngilizcede kurban kesmek yanında, fedakârlıkta bulunmak, kendini başkalarının yararına feda etmek gibi anlamlara da geliyor) anlamından iki cümleyle söz etti. Yani fedakârlık yapın, geçim derdi yaşayanlara destek olun, dedi.
Bayram süresince Londra aynı zamanda Pride/Gurur kutlamalarına ve gösterilerine sahne oldu. Şehrin her yerinde gökkuşağı renkleri hâkimdi. Yeni açılan Elizabeth metro hattında trenler, şehrin muhtelif hatlarında çalışan belediye otobüsleri rengârenk giydirildi. Yaya geçitleri gökkuşağı renkleriyle boyandı. İnsanlar çoluk çocuk, genç yaşlı elde bayraklar neşe içinde birlikte kutlama yaptılar. Sadiq Khan bu kutlamalara büyük destek verdi. “Londra’nın renkleriyle gurur duyuyorum” dedi. Eski bir insan hakları avukatı olduğunun altını çizerek, “Burası Londra, burada herkes istediği kişi olabilir, dilediği kişiyi sevebilir. Gurur haftasını en iyi şekilde kutlamaya yardımcı olmak bizim belediye olarak görevimizdir” dedi. Bunların hepsi Kurban Bayramı haftasında oldu.
Yine aynı hafta, hava kalitesinin iklime ve küresel ısınmaya etkilerini ele aldığı “Breathe, Tackling the Climate Emergency” adlı kitabının tanıtımını yaptı. Bu kitapta şehirlerdeki havanın kalitesini yükselterek iklim krizine çözüm getirme önerileri bulunuyor. 2016’dan bu yana başkan olan, 2021’de yeniden seçilen Khan, özellikle hava konusunda titizliğiyle biliniyor. Khan alternatif ve toplu ulaşımı destekliyor, elektrikli araçları teşvik ediyor, akaryakıt kullanan araçların şehre girişindeki sınırlamaları, gelen tepkilere rağmen genişletiyor. “Ben bir astım hastasıyım ve yaşadığım şehirde korkmadan sokağa çıkmak istiyorum” diyerek pek çok Londralının temel hakkı olan temiz havayı savunuyor.
Khan, ilkokullarda ücretsiz öğle yemeği konusunda da çok önemli bir kampanya yürütüyor. Bu konuda getirilen yasa ve bütçe Rishi Sunak hükümeti tarafından reddedilince Khan inisiyatif aldı ve Londra’daki bütün ilkokullarda ücretsiz öğle yemeğinin belediye bütçesinden karşılanacağını duyurdu ve bu uygulamayı başlattı. Şubat ayından beri yürürlükte ve Khan düzenli olarak bu meseleyi takip ediyor, duyurular yapıyor
ve güncel tutuyor.
Yine geçen hafta The Social Hub bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı. Öğrencilere Avrupa çapında barınma ve sosyal imkânlar temelinde çözümler üreten Amsterdam merkezli oluşum Avrupa’nın en iyi 10 kültür şehrini açıkladı. Listede Londra ilk sırayı aldı. Diğer şehirler sırasıyla Berlin, Paris, Barselona, Prag, Roma, Lizbon, Madrid, Frankfurt, Viyana.
Kriterler, şehirlerin sunduğu kültürel imkânlar ve bu imkânların geniş kitlelerce ne kadar ulaşılabilir olduğu. Londra’da 235 müze ve galeri var. 800 kadar kültürel aktivite her an katılıma hazır şekilde faaliyette. Her hafta onlarcası, yüzlercesi düzenlenen konserleri, tiyatro oyunlarını falan saymıyorum bile. Bunların çok büyük kısmı ücretsiz. Evet, Londra diğer büyük şehirlere kıyasla pahalı bir şehir. Ama sandviçinizi, suyunuzu çantaya atıp bütün gün bir kuruş harcamadan kültür sanata, bilgiye, tarihe, bilime doyabileceğiniz, yemyeşil parklarında, ormanlarında yürüyüşler yapıp, vakit geçirebileceğiniz bir şehir.
Sadiq Khan bu bilgiyi de hesabından paylaştı ve “Zengin kültür hayatımız ve pek çok ücretsiz hizmetimizle bu birincilik sürpriz değil” diye yazdı. Bütün bunları ilgiyle izledim geçen hafta Twitter’da önüme düştükçe.
Londra’nın potansiyeli İstanbul’da da var. Fazlası var. Peki, eksik olan ne?
