CD’nin geri dönüşü

23 Temmuz 2023

Önceki hafta sonu Brighton’da gezinirken sahili kasıp kavuran rüzgârdan korunmak için çarşının içlerine girmeye karar verdim. Turistik dükkânlar, kafeler ve pub’lar arasında yürürken kendimi, varlığı çoktan unutulmuş eski bir dost gibi karşıma çıkan Resident’ın önünde buldum. Resident, İngiltere’nin sevilen bağımsız müzik mağazalarından biri. Müzikseverlerin yolu düşerse ziyaret etmesi gereken bir yer. En son bu kapıdan girdiğimde Four Tet’in “There Is Love In You” albümü yeni yayınlanmıştı ve her yerde vitrindeydi. Hemen bir tane satın almıştım.

2010’da plak devrimi yeni görünür olmaya başlamış, insanlar plak satışlarının giderek arttığından bahseder olmuştu. Sağda solda bu fenomenin nedenlerine dair yazılar çıkıyordu. Yabancı müzik dergilerinde eski plak fabrikalarını satın alan girişimcilerin haberlerini okuyorduk.

Bugün plak dünya çapında en çok satılan fiziksel format. CD’yi solladı ve büyük bir pazar hâline geldi. Fiziksel satışlar son iki yılda

Yazının Devamı

Piccadilly Meydanı’na cami

22 Temmuz 2023

Londra şehrinin göbeği neresi sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilir. Kesin olan, yanıtlardan biri muhakkak Piccadilly Circus olur. Piccadilly Meydanı, teknik olarak eskiden beri Londra’nın eğlence merkezi olarak biliniyor. Siz ona turistik merkez deyin. Burada bir turist için ne ararsanız var. Tiyatro salonları, sinemalar, alışveriş mağazaları, irili ufaklı casino’lar, kulüpler, barlar, pub’lar, dünyanın her yerinden izler taşıyan restoranlar, muhtelif pasajlar, müzeler... Kendinizi turist gibi hissetmek istiyorsanız, Londra’da dahi yaşasanız buraya kapağı atarsınız.

Eros heykeli (Shaftesbury Memorial Fountain), neon tabelalarıyla ünlü tarihi Londra binaları, iki katlı kırmızı otobüsler falan derken hop işte size Londra kartpostalı.

Regent Street’e girip, Oxford Circus’a doğru yürümeye başlarsanız sağlı sollu anıt gibi binalar ve dükkânlar açıkçası ilk gelenin başını döndürür. Diğer yönde Soho, bir diğer yönde Green Park var. Soho’nun bohemliğinden Green Park ve Mayfair’in kokoşluğuna uzanan başdöndürücü bir

Yazının Devamı

Konsantrasyon

18 Temmuz 2023

New Scientist’in makalesine göre, bitkiler insanın konsantre olmasına yardımcı olan en önemli görsel uyaranlarmış. Makale baştan sona bahçede, sokakta, parkta, yeşil bir alanda çalışmanın ne kadar faydalı olduğunu anlatıyor. Hatta öve öve bitiremiyor. Yeşilde çalışmanın iş verimliliğini artırıcı bir yöntem olduğu da özellikle belirtiliyor ki bu makaleyi okuyan şirketlerin İK temsilcileri çalışanlarını bu şekilde yönlendirsin ve böylece beyaz yaka ortamlarında bir iş devrimi başlasın. Yeşil devrim umutları. Ama bizim için değil, verimlilik için. Verimlilik önemli. Verimlilik için ben de sizin adınıza geçen hafta yeşillik içinde çalışmayı denedim.

Gün 1: Evin yakınlarındaki parka gittim. Kucağımda bilgisayarla banka oturdum ve güneşin altında mail’lerime bakmaya başladım. Bolca ağaç, yeşil çayır, saksağanlar, dört beş kadar mutlu, acelesiz gamsız yaşlı insan. Yaşlıların kendilerine özgü yavaşlıklarına, rahatlıklarına, salmışlıklarına, dünyayı umursamazlıklarına hayranım. Scooter’a binen, ileride top

Yazının Devamı

Müzikte yeni kavram: Glokalizasyon!

16 Temmuz 2023

'Glocalization’ yeni gözde kavram müzik endüstrisinin dilinde. Günümüzün gerçeği. Yerel sanatçıların global pazarları ele geçirmesinden başka ülke pazarlarındaki dinleyici alışkanlıklarının ne kadar çok değiştiğini anlatmak için kullanılıyor. Globalizasyon yani küreselleşmeyle, lokalizasyon yani yerelleşmenin birleşimi. Globalleşirken yerelleşiyorsunuz. Ya da yerelleşirken globalleşiyorsunuz.

Bundan 20 yıl önce İtalya, Fransa, Almanya gibi büyük Batı pazarlarında listelerde yer alan ilk 10-20 şarkının neredeyse tamamı ABD’li ya da İngiliz sanatçılara aitti. Yani belli bir merkezde üretilen şarkılar dünyaya ihraç ediliyordu.

Bugün bu ülkelerin tamamında yani Batı müziğinin en büyük pazarlarında listelerde yer alan ilk 10-20 şarkı büyük ölçüde yerli sanatçılara ait.

Bu yerelleşmeden ABD ve İngiltere de payını alıyor. Yani eskiden dünyaya müzik ihraç eden ülkeler bugün kendi piyasalarında büyük olan ama dışarı eskisi kadar açılamayan isimlerle

Yazının Devamı

İngiltere’nin ‘güney’i Brighton

15 Temmuz 2023

Londra notları bu hafta Brighton’dan bildiriyor. Uzun, kocaman dalgaların vurduğu geniş bir kumsalı var Brighton’ın. Kumsalı olan şehirlere özgü bir rahatlığı, salmışlığı var bir de. Binaların arasından deniz görünür görünmez insana geçen bir rahatlık.

İngiltere’nin kalanından farklı mı? Hepsini görmedim ama Londra’dan farklı. Sadece güneyde olmasıyla, biraz daha güneşli olmasıyla ya da kumsalıyla deniziyle değil. Asıl ruhuyla yazlık bir yer Brighton. Temmuzda bile açık denizden gelen buz gibi rüzgârların kaldırdığı dalgaların tokat atar gibi sahile vurduğu bu yazlık beldede insan başka türlü sandaletle, şortla nasıl dolaşabilir ki?

Yazları güneye inmek bir Türk âdeti ya. İngiltere’de de olsak Türk olduğumuzdan biz de bulunduğumuz yerin güneyine doğru görünmez bir güç tarafından çekiliyoruz bazen. İşte o bakımdan bir hafta sonu kendimizi Brighton’da bulduk.

İngiltere kuzey-güney doğrultusunda yayılan bir ülke. Bizde nasıl ki doğu-batı arasındaki kültürel çatışmadan söz ederiz,

Yazının Devamı

Sihirbaz gibiydi!

11 Temmuz 2023

Özkan Uğur bir bas sihirbazı, inanılmaz bir müzisyen, doğal bir yetenekti. Çok değerli bir insandı. Keşke daha çok, daha uçsuz bucaksız bir ortamda müzik yapsaydı. Şartlar öyle gelişseydi ve yapabilseydi… Güle güle Özkan Abi...

Klasik gitar dersi alıyordum. Klasik gitar hocam Bülent Abi (Ergüder) bazen klasik dışı müzikler koyar, “Bak böyle şeyler var, bunları bilmek lazım, adamlar acayip çalıyor” derdi. Jimmy Hendrix izlemiştik. Adam gitarla anlayamadığım şeyler yapıyordu. Led Zeppelin konserine hayran hayran dalar giderdim. Bambaşka dünyalardı. Tamam, aynı gezegendeydik ama oraların Bakırköy’e çok uzak olduğu kesindi. YouTube falan olmadığından Bülent Abi’nin evinde izlediğim bu VHS kasetler hazine gibi değerliydi.Bir süre sonra klasik gitarla bas çalmaya başladığımı fark ettim. Ne duysam bas partisyonunu çıkarıyorum. Klasik gitarı bıraktım. Basçı olmaya karar verdim. Ne bulsam taklit ediyorum. Kasetten dinleyip partisyonları kulaktan “çıkarttığımız” yıllar. Klasik gitar için metotlar vardı ama

Yazının Devamı

‘Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi’ ve bir iki not

9 Temmuz 2023

“Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi” adlı arşiv çalışmasını heyecanla ve keyifle sonunda okudum. Adnan Alper Demirci’nin insana yer yer akıl tutulması yaşatan bir detaycılıkla mümkün olduğu kadar yorumsuz ve tarafsız bir gözle aktardığı rock ile metal tarihimizi anlatan bu kitabın sayfalarını, müzikle ilgilenenler dışında yakın tarihe meraklı olanlar da mutlaka karıştırmalı.

1980’lerden 2000’lere ve oradan da günümüze gelen bir gençlik; müzik, alternatif kültür gözlemciliği için sonsuz malzeme var bu kitapta. Konser salonlarının durumundan enstrümanların, amfilerin, konser ses sistemlerinin tedariğindeki imkânsızlıklara kadar pek çok konuda nereden nereye dedirten bir çalışma.

1990’ların ilk yarısını müzisyen, diğer yarısını da dergici / gazeteci olarak geçirdim. Anlatılan mekânlar, olaylar, bu olaylarda yer alan kişiler, özetle bu dünya, benim bir parçasını iyi bildiğim, bir anlamda içinden geldiğim bir dünya. Heavy metal dinleme alışkanlığım 20’li yaşlarımın

Yazının Devamı

Diva kıyafetleri ne anlatıyor?

8 Temmuz 2023

Victoria & Albert Müzesi’nde açılan “DIVA” sergisi, tarihten günümüze başarılı kadın imajına, kıyafetlerle verilen mesajlar üzerinden bakıyor.

Göz alıcı ve başarılı kadın karakter. Diva’nın sözlükteki tanımı bu. Göz alıcı ve başarılı kadın karakterler ne giyerler? Ne giydiler? Bu giydikleri onların personalarını nasıl besledi? Giysiler bize onlar ve dönemlerinin ruhuna dair ne anlatıyor?

İşte Victoria & Albert Müzesi’nin yeni sergisi “DIVA”nın meselesi bu ve bunun gibi başlıklar.

60 kıyafet ve 250 kadar da nesneye ev sahipliği yapıyor sergi. Tarihte kitlelerin gözünü kamaştıran, başarılarıyla isimlerinden söz ettiren kadınların izini sürüyor ve bunu yaparken de elbette popüler kültürü temize çekiyor.

Yaklaşık 150 yıl önce Sarah Bernardt gibi öncü isimlerden başlayan başarılı kadın tarih çizelgesi, Josephine Baker, Judy Garland, Bette Davis, Marilyn Monroe’dan Maria Callas’a farklı yollar izliyor. DIVA’ların kıyafetlerinin görkemi, erkek egemen dünyada kendilerine bir

Yazının Devamı