'Glocalization’ yeni gözde kavram müzik endüstrisinin dilinde. Günümüzün gerçeği. Yerel sanatçıların global pazarları ele geçirmesinden başka ülke pazarlarındaki dinleyici alışkanlıklarının ne kadar çok değiştiğini anlatmak için kullanılıyor. Globalizasyon yani küreselleşmeyle, lokalizasyon yani yerelleşmenin birleşimi. Globalleşirken yerelleşiyorsunuz. Ya da yerelleşirken globalleşiyorsunuz.
Bundan 20 yıl önce İtalya, Fransa, Almanya gibi büyük Batı pazarlarında listelerde yer alan ilk 10-20 şarkının neredeyse tamamı ABD’li ya da İngiliz sanatçılara aitti. Yani belli bir merkezde üretilen şarkılar dünyaya ihraç ediliyordu.
Bugün bu ülkelerin tamamında yani Batı müziğinin en büyük pazarlarında listelerde yer alan ilk 10-20 şarkı büyük ölçüde yerli sanatçılara ait.
Bu yerelleşmeden ABD ve İngiltere de payını alıyor. Yani eskiden dünyaya müzik ihraç eden ülkeler bugün kendi piyasalarında büyük olan ama dışarı eskisi kadar açılamayan isimlerle yürümekte. Dinleyici her ülkede yerel sanatçısını dinliyor.
Global alanda isim yapan ve bugün stream rekorları kıran star isimler hâlâ var ama profil oldukça değişti. Klasik anlamda dünya starlığı azalarak devam ediyor. Taylor Swift gibi isimleri, Billie Eilish gibi yeniler var ama sayıları oldukça azaldı. Türlerinin son örnekleri olabilirler. Onların yerine Afrika ve Güney Amerika kökenli isimler global starlığa yükseliyor. Bad Bunny’den Burna Boy’a uzun bir liste var. Amapiano ve reggaetone bugün dünyada en fazla dinlenen müzik türleri. Elbette bu türlerin hip hop ile iç içe geçtiği alanları da hesaba katarsak, yani bu türlerin rap türü içinde eridiğini ve bu şekilde yolda devam ettiğini de dikkate alırsak global alanda kocaman bir adet rap türü ile karşı karşıya kalıyoruz. Rap bugün gezegende en çok dinlenen müzik türüdür.
O hâlde manzarayı özetleyelim: Türde globalleşme var, farklı yerel müzikleri ve akımları içinde eritmiş rap ve hip hop kültürü hâkim. Ama sanatçılarda bir-iki istisna dışında yerelleşme var. Alın size glokalizasyon. Herkes rap yapıyor ama herkes kendi dilinde.
Pratikte ne göreceğiz?
Londra’da stat konseri verebilen global starlar mesela artık neredeyse sadece Amapiano ve Reggaeton müzisyenleri arasından çıkıyor. Wizkid, Davido, Burna Boy gibi isimlerden söz ediyorum. Ya da Bad Bunny, Ozuna, J Balvin gibi reggaeton starlarından.
Ülkemiz ise çok enteresan bir örnek. Bugün Türkçe Rap, popu çoktan solladı popülerlikte. En çok dinlenen isimler listesinde ilk 10’da beş-altı rapçi var. Ama yerellikte ve içine kapalı kendine özgü bir pazar olma konusunda özel bir yerdeydik biz zaten her zaman. Çok büyük bir stream potansiyeli olan, büyük bir pazar ve sadece kendine has müzikleri ve sanatçılar dinleniyor. Dışarıya neredeyse tamamen kapalı. Bu tanım bugün artık neredeyse her pazar için geçerli. Biz değişmedik ama dünya bir anlamda bizim durduğumuz yere geldi müzik dinleme tercihleri ve alışkanlıkları anlamında. Türkiye, Rusya, Brezilya, Hindistan gibi pazarlar zaten hep böylelerdi, bugün artık istisna değil, norm oldular.
Bütün bu gelişmeler bize ne gösteriyor, pratikte ne göreceğiz diye soracak olursanız, şu anda Türkiye’de müzisyenler için durum daha önce hiç olmadığı kadar parlak. Artık yurt dışından gelen starlarla rekabet etmek durumunda değiller. Evet bir amapiano ya da reggaeton gibi dünyaya yayılacak özgün bir müzik türümüz yok ama yeni seyirci dünya standartlarında müzik yapan kendi öz sanatçılarını dinliyor. Üstelik rap, rock, arabesk gibi tür farklarına da çok takılmıyor.
Her türlü ekonomik zorluğa rağmen bilet satışlarının da çok iyi seyrettiğini biliyorum.
Özetle ‘glokalizasyon’ bize yarar. Umutsuzluğa gerek yok. Gelecek parlak.
Ne dinlesek?
“Barbie” filmi şu ara popüler kültürü tsunami gibi kapladı. Billie Eilish’in “What Was I Made For”u filmde yer alan en güzel şarkılardan. Soundtrack, Mark Ronson’ın prodüktörlüğünde kaydedildi. Tame Impala’dan Dua Lipa’ya geniş bir yelpazede müzisyenler emek verdi. Yılın en çok ses getirecek soundtrack’i kabul edilebilir şimdiden.
Malt uzun bir aradan sonra yeni bir single yayınladı. Adı “Aşk Aşısı”. Cenk Durmazel, Cenk Turanlı, Barış Ertunç, Burak Gürpınar iyi bildiğimiz rock sound’larıyla kulakların pasını sildi.
Skapova’nın yeni şarkısının adı “Özür Diliyorum”. Rock sevenler bu yeni şarkıyla da ilgilensin.
Mustafa Sandal, “Tamam Tamam” adlı raggaeton bir şarkı yayınladı. Yazlık şarkılar listenize alırsınız.
Türkçe Rap hayli faal. Çakal duygusal takılmış. Şarkının adı “Özlesen Beni”. Murda gene bol ‘shawty’li bir şarkı koymuş internete. Adı “Fıstık”.
Mabel Matiz’le yaptıkları “Antidepresan” hit olan Mert Demir bu hafta BEGE’yle türler arası surf yapmakta. Reckol ve Kuty “Saz mı Caz mı” adlı bol techno esintili şarkılarıyla yazlık mekânlara göz kırpmış.
Son olarak Disclosure’dan bahsedeyim. Yeni şarkının adı “Higher Then Ever Before”. Mükemmel bir drum’n bass nostaljisi yaratmışlar.