Ve yeni bir yılın ilk günü.
Kötü günlerin de geride kalmasını diliyoruz.
Savaşlar bitsin... Ki biteceğine ve sağduyulu liderlerin ve kadroların ipleri eline alacağına dair umudumuzu hala yitirmedik.
İyiler ve kötülerin savaşı günümüzün bir meselesi değil.
Dünyanın ilk cinayetini işleyen Kabil’in, kardeşi Habil’i öldürüp sonra da gömdüğünü unutmayalım.
Ve yeni yılda akıllı ve sağduyulu, namuslu insanların daha çok çalışması gerektiğini hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Ülkemizdeki gazeteci, aydın kesimin büyük bir kısmının aklını kiraya vermiş olduğunu ve iradesine de ipotek koydurduğunu da yaşadığımız badirelerden anlıyoruz.
***
Bugünlerde sosyal medya üzerinden bir Türkiye analizi paylaşım rekoruna doğru gidiyor.
Le Monde gazetesi muhabiri Guillaume Perrier’in yazdığı bu analizde dikkat çeken tek şey darbeyi altı yıl öncesinden bilmiş oluşudur. Ve sonrasında yaşanacaklara dair anlattığı günleri de yaşıyoruz...
Bir muhabir dahi böylesine bir analiz yaparken, Paris’teki diplomatlarımız uyumakla meşguldü galiba.
Ve ülkemizin her meselesine Fransız kalanlar da uyumuş...
***
“Silahını ve parasını Batı’dan alan bir ordu ve ülke, Batı’dan koptuğunda ne yapacak?” Sorusunu soran Perrier diyor ki;
- Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular.
Türkiye’de darbe olursa! dünya, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş, yeni bir oluşumla karşılaşacak. Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve Iranla ortaklık kurmak isteyecek. Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak. Rusya’yla İran’ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç,
Türkiye’yi ayakta tutmaya yeter.
Ve Perrier devam ediyor...
- Dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Ortadoğu’nun kontrolünü tümüyle ele geçirir. Avrupa’yı küçük kıtasına hapseder. Kafkasları, Afganistan’ı, Pakistan’ı kendi gücüne katar. Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur. Çin’le işbirliği yapabilir.
Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan oluşan “Batı”nın, dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.
***
“Yeni blok asker, enerji ve para acısından çok güçlenir. Böylece, Türkiye’deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar. Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.” Diyen Perrier’in bu analizinin tarihi ise dün değil 12 Ekim 2010.
Ve içimizdeki koronun o yıllarda “Türkiye Batı’dan kopuyor” velvelesini kopardığı günlerdi...
“Kopmadık da ne oldu?” Diye soran yok.
Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş’a kadar gelen ülke Fransa idi.
İstanbul’u üç yıl işgal eden İngiltere...
250 bin şehidi Çanakkale’de İngilizlere karşı verdik.
Özetle, Türkiye’nin güçlü olmasını neden istemediklerini her geçen gün biraz daha anlıyoruz.
Ve Yeni Türkiye bir çoklarının ezberini bozacaktır.
***
Üçüncü bir dünya savaşının çıkma ihtimaline inanamıyoruz.
Putin ve Trump anlaşacak ve Yeni Dünya düzeninin yeniden daha paylaşımcı ve adil bir şekilde dizayn edileceğine de inanıyoruz.
Ve Türkiye’nin kilit rolünün daha çok güçleneceğine de...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024