Bahar günleri gelip kapıya dayanmış.
Lakin, barut kokuyor vakitler!
Lacivert bir gülümseyişe hasret yaşayanlar yıkık kentlerde yakılmış ağaçları seyrederek baharı karşılıyor.
Ve yangın yerine dönüşen sokaklarda ağaçların külleriyle oynuyor sayısını hiçbir zaman bilemeyeceğimiz kadar çocuk!
Unutuyoruz.
Unutarak yaşamayı seviyoruz.
***
Soljenitsin, Gulag Takımadaları’na sürgün edilince Moskova’da büyük isyanlar çıkar. Stalin, isyanları bastırabilmek için bir subayını gizlice adaya gönderir.
Subay, Soljenitsin’e der ki:
- Stalin sizi affedecek. Yalnız bir şartı var, geçmişi hatırlayanın bir gözü kör olsun!
Soljenitsin biraz düşündükten sonra şunları söyler:
- Teklifini kabul ediyorum. Lakin, unutanın da iki gözü kör olsun!
Ve sanki o günden beri dünya iki gözünü kör etmiş gibi yaşıyor...
***
Amerika uzaklardan gelip sınırlarımızın biraz ötesindeki Halep köylerinde cami bombalıyor. 58 insanı öldürüyor ve yüzlercesini yaralıyor...
“Terörist öldürüyoruz” diyen Amerika’nın bu sorumsuz ve küstahça duruşuna aykırı bir ses çıkmıyor...
Halkı da dahil olmak üzere, empati yapmaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşan Amerika bu vahşi duruma seyirci kalmayı tercih ediyor...
Mezarları derin kazılan insanların hikâyelerinden haberleri bile yok!
***
Amerika, ülkesinin bir yerinde kiliseye saldırılsa ve 58 kişi öldürülse dünyayı kibrit çakıp yakmaya çalışır. Kendi ülkelerinde yaşayanlar insan ama bunun dışında kalanların bir ağaç kadar değeri yok!
Bugün, Ortadoğu terör bataklığı haline gelmişse, getirilmişse bunun sorumlusu Batı ve Amerika’dır...
Rusya’dır...
İngiltere’dir...
Ve İsrail’dir!
Bin yıldan beri İslam coğrafyasını dizayn etmeyi, kaynaklarına sahip olmayı arzulayan bu zihniyet, vampirler gibi kanla besleniyor, kentlerin duvarlarını kanla boyuyor.
Ve bir gün kendi kanlarında boğulacaklar.
***
Amerika ve Batı ülkelerinde çekilen film ve dizilerin hepsine iyi bakmak lazım.
Yıllardan beri mafya, savaş, büyük afetler, cinayetler, sahte kahramanların hikâyeleriyle kendi halkını korkutuyor.
Masal yüzlü milyonlarca insanın hayatını söndürenler utanmadan sinema diliyle dünyaya korku salmaya devam ediyor.
Büyücülerin aynasına dönüşen sinema ve televizyonlarıyla halkları uyutmaya devam ediyorlar...
Ve ne gariptir ki buna da sanat diyorlar.
Çanakkale’ye bakınca her şey daha iyi anlaşılıyor...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024