Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Cy Twombly’nin eserleri basit karalamalar değil, yazı kültürü ve sanat tarihinin önemli işleri arasında yerlerini almış düşünce dolu başyapıtlardır

12 Kasım 2014’te Amerikalı ressam Cy Twombly’nin (1928-2011) “Untitled” (İsimsiz, 1970) isimli karatahta üzerine tebeşirle çizilmiş gibi bir izlenim bırakan eseri “savaş sonrası çağdaş sanat” kapsamında Christie’s Müzayede Evi tarafından New York’ta 69 milyon 605 bin dolara satıldı. (görsel 1) 

Karalama tuvali


Ertesi yıl da Sotheby’s Müzayede Evi’nin New York’ta düzenlediği bir başka çağdaş sanat müzayedesinde sanatçının 1968 tarihli benzer bir soyut karatahta çalışması, sanatçı için bir rekor olan 70,5 milyon dolara alıcı buldu. Tuval üzerine yağlı boya ve pastel boya kullanarak yaptığı “İsimsiz” adlı tablosu sanatçının “karatahta” serisinin bir parçasıydı. Sanatçı bu eserleri tablo boyunca ileri geri yürüyen asistanının omuzları üzerine çıkarak yapmış. 

Haberin Devamı

Ancak karalama gibi görünen bu eserler aynı zamanda alay ve düşmanlık konusu da oldu. New York’taki Christie’s Müzayede Evi’nde sergilenen ve 15 Kasım 2017’de 46 milyon dolara satılan 2005 tarihli “İsimsiz” adlı, 4 metre 94 cm genişliğinde ve 3 metre 25 cm uzunluğundaki dev çalışması ise “ketçaplı tablo milyonlarca dolara satıldı” haberlerine konu oldu. (görsel 2) 

Karalama tuvali

Tuval üzerine akrilik kırmızı boya ile yapılan bir esere sadece renginden ötürü yapılan bir yakıştırmadan başka bir şey olmasa da yalan yanlış bilgileri ciddiye alan pek çok insan var maalesef. 

Cy Twombly 1950’lerde orduda görevliyken, yatakhanede ışıklar kapandıktan sonra kağıt üzerine kurşunkalemle görmeden karalar. 1960’larda yaptığı eserlerde ise mitolojiden ve edebiyattan ilham alıyordu. Bu eserlerde hem kara mizah hem de sanat tarihine pek çok gönderme vardı. 1966’dan 1972’ye kadar tebeşirle yazılmış karatahtaları çağrıştıran gri zeminli çalışmalarındaki ritmik çizgiler döngüsel olarak ilerler ve sürekli bir akış görülür.

Bu tablolar canlı gibidir, dönüp duran çizgiler adeta nefes alarak ilerler.

Bugün değerli görülen pek çok sanatçı gibi Cy Twombly de ilk başta büyük tepki görmüş ve sanatseverlerin düşmanca tavırlarına maruz kalmıştı. Örneğin yakın arkadaşı Robert Rauschenberg ile 1952’de, Virginia Güzel Sanatlar Müzesi’nin desteği ile İtalya ve Kuzey Afrika’ya gidip döndükten sonra, New York’ta Stable Gallery’de 1953’te ortak bir sergi açtılar, ancak sergiyi gezen insanlar o kadar düşmanca ve olumsuz bir yaklaşım gösterdiler ki galeri müdürü, ziyaretçi yorumları defteri uygulamasını iptal etmek zorunda kalmıştı.

Haberin Devamı

Oysa karalama deyip geçmemek gerek, bizde de hattatların yaptığı enfes karalamalar (meşk) ikinci sınıf eser olarak değerlendirilmiş ve bir zaman çok değer görmemiş ama sonra ne kadar kıymetli oldukları anlaşılmış ve müzayedelerde yer almaya başlamıştı. 

Gerçi zaten sanat dünyası ve koleksiyoncular alaycı yaklaşımları hiç umursamaz. Yakın zamanda yaşanan bir başka müzayede sanatçının değerini bir kez daha vurgulamış oldu: ABD gayrimenkul sektörünün parlak isimleri Harry Macklowe ile eşi Linda Macklowe’un 2018’de boşanırken, davanın hâkimi, çiftin ortak sahibi olduğu sanat koleksiyonunun açık artırmayla satılmasına karar vermişti. Macklowe Koleksiyonu adı verilen 35 sanat eseri, 2021 yılı Kasım ayında düzenlenen müzayedede (Sotheby’s) toplam 676 milyon dolara satıldı. Adı geçen koleksiyonda bulunan Mark Rothko’nun “No.7” adlı eseri 82,5 milyon dolar, Albert Giacometti’nin “Le Nez” adlı eseri 78,4 milyon dolar, Jackson Pollock’un “Numara 17, 1951” adlı eseri ise 61,2 milyon dolara satıldı. Koleksiyonun gözde işlerinden biri de

Haberin Devamı

Cy Twombly’nin “İsimsiz” (2007) adlı eseriydi ve 58,9 milyon dolara satıldı.

Cy Twombly, sanatına duygularını, düşüncelerini ve sanat tarihini de katmasını bilmiş büyük bir ustaydı. Hayatının bir döneminde ABD’den ayrılıp İtalya’ya yerleşmiş, İtalyan bir sanatçıyla evlenmiş, antik çağların sanat eserlerini derinlemesine incelemiş, aynı zamanda yazı kültürü ve dil üzerine düşünmüş, bu kavramları eserlerinin temel dayanakları olarak görmüş büyük bir sanatçıydı. 

Belki de bütün bu karalama tarzı “ilk bakışta okunamayan” eserlerin arkasındaki yegâne sır sanatçının 1953 - 1954 yıllarında Pentagon’da şifreleme görevlisi olarak çalışmasıdır.