Ana muhalefet partisi CHP’de yüksek tansiyon hiç düşmüyor… Biri eski iki genel başkan ve iki büyükşehir belediye başkanı, dört ayrı güç dinamiği arasında sürekli gel-gitler yaşanıyor. Hem cumhurbaşkanı adaylığı hem de genel başkanlık hesapları nedeniyle. Adı geçen, sürekli konuşulan, tartışılan başat aktörlerin hepsi o kadar istekli ve hırslılar ki her şey karmakarışık… Yaşanan bu gerilim, iç çekişme de sürekli siyaset ve medyanın gündeminde… Bunu da doğrudan tarafların davranışları ve açıklamaları tetikliyor… Tartışmalar öyle bir noktaya geldi ki taraflar çok daha net mesajlar vermeye başladı. İmamoğlu cumhurbaşkanı adayının hemen, yani kendi adının açıklanmasını istiyor, Özel’in ön seçim kararını duyurmasıyla da bayağı bir mesafe almış durumda. Yavaş ise “erken, işimize bakalım” diyor. Yavaş’ın yaptığı “Gün ola harman ola o güne kadar kim kalacak “ gibi son derece kritik açıklamalar da var... Kılıçdaroğlu’nun da erken aday tespiti “ayrışmayı tetikler” çıkışı üzerine son saflaşma, kamplaşma öngörüleri de Özel-İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu-Yavaş şeklinde malum...
★★★
Daha önceleri de Özel’in siyasette normalleşme hamlelerine parti içinden gelen tepkilerden kaynaklı farklı saflaşma öngörüleri de söz konusuydu. Eski Genel Başkan, yeni Genel Başkan’a “bana laf yetiştireceğine iktidara karşı mücadele et” dedi. Yeni Genel Başkan eskisini iktidarın tuzağına düşmekle eleştirdi… Bunun yansımaları da her iki tarafın destekçilerine sirayet etti. CHP grup toplantısında 20’den fazla milletvekili çok sert sözlerle kendi yüzüne karşı Genel Başkan Özel’i eleştirdiler. Yürüttüğü siyaset tarzı nedeniyle… Hatta Özel’in önceleri cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki “takımda çift forvet var, zamanı geldiğinde teknik direktör olarak penaltıyı kimin atacağına ben karar vereceğim” sözlerinden rahatsız olan İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında bir görüş birliği, bağlantı olduğu iddiaları da konuşuldu bir aralar. Ortak hareket etme ama bir yandan da rakip gibi görünme durumu yani… Böyle bakıldığında da Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun Özel’i oyun dışı bırakma hesapları da olasılık dahilindeydi..
Yine cumhurbaşkanlığı adaylığının kendisinin hakkı olduğunu düşünen, bir an önce açıklanması için de bastıran İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturmak için seçimli bir olağanüstü kurultay hazırlığı yaptığı iddiaları oldu. Böylece de CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığını tartışmasız kendi lehine çevirmek, garanti altına almak amacıyla...
★★★
Yani, CHP’de cumhurbaşkanı adayı kim olacak, olmalı tartışmaları hep ön planda ama bununla bağlantılı olarak Özel’in genel başkanlık koltuğu da hedefte aslında...Dolayısıyla Özel’in süreci iyi yönetmesi şart. Hem genel başkanlık hesaplarını bozmaya yönelik iç cepheyi tahkim etmek hem de İmamoğlu ve Yavaş arasındaki çekişme ve gerilimden kaynaklı olası kırgınlık, kırılganlıklara karşı önlem almak anlamında. Bunun için de İmamoğlu ve Yavaş’ı bir arada tutacak formül bulması gerekiyor.. Evet ön seçim kararı parti içi motivasyon sağlayabilir ama kırılma olasılığını tetikleme durumu da ortada. Hele de sandık sonuçlarına dönük itiraz ya da kuşku olursa… Bunun bir de “Memleketin o kadar sorunu varken CHP koltuk derdinde” diye sokak, seçmen tepkisi durumu da var elbette....
Kaldı ki şimdi daha çok konuşulan İmamoğlu ve Yavaş, ikisi de CHP açısından çok kıymetli, önemli isimler ancak birde parti içinde ciddi ağırlığı olan daha başka güç grupları ya da son derece kritik isimler de var. Onlarında baskıları veya daha başka oyun kuralları ve buna dönük denge hesapları olacaktır...Hepsinin yönetilmesi de Özel’e düşüyor, bununda hiç kolay olmayacağı açık ve net...
CHP Genel Başkanı olarak Özel’i çok zorlu bir süreç bekliyor kısacası...