Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu haftaki konuğum Ali İkizkaya. Kendisi “Yazmak Keyiftir” isimli blogu ile ülkemizde kalem-defter-mürekkep konularını düzenli olarak paylaşan ilk kişi. Hem kendi başına mürekkep üretebilen bir bilim insanı hem de defterden, çantaya kadar birçok kaliteli ürüne imza atan bir zanaatkâr...

Hakkını teslim etmek gerek, kırtasiye dünyasında Ali İkizkaya’nın bir örneği daha yok: Kendisi ülkemizde yazılı basında teknik dolmakalem incelemesi yayımlanan ilk kişidir. Dünyada ise bildiğim kadarıyla fizik, kimya ve matematik bilgileriyle inceleme yazan ikinci bir kişi yok. Dolayısıyla ben dahil birçok kalemsever ondan çok şey öğrenmiştir.

Haberin Devamı

- Ali Bey, yazıya ve yazı araç gereçlerine olan ilginiz ne zaman başladı?

Çocukluğumda oyuncakları söküp içinde ne var, nasıl çalışıyor diye bakan meraklı birisiydim. Küçükken en çok mühendislerin kullandığı kareli defterleri severdim. Fakat yazı gereçlerine gerçek merakım ortaokulda başladı.

- Kullandığınız ve sizde anısı olan ilk kalemleri hatırlıyor musunuz?

El yapıma uygun, yormayan ve akıcı yazan her kalemi sevip bağlanmışımdır. Dixon kurşunkalemlerimi ve Rotring tükenmezkalemimi unutmadım.

‘Kâğıttan iyi anlarım’

- Blog tutmaya nasıl karar verdiniz?

Keşfetmek arzusuyla ilgilendiğim her şeyin nasıl çalıştığını öğrenmek, malzemesi, nasıl imal edildiği, kimin icat ettiği, hangi ülkede yapıldığı konularında çok okuma yaparım. Bunun yanında mesleğimin beslendiği ya da temel taşları diyebileceğimiz fizik, matematik, geometri ve kimya alanlarında gündelik hayatta çalıştım ve okudum. Örneğin kâğıttan iyi anlarım çünkü Fransa’da uzun süre bir kâğıt fabrikasında üretim makinelerinin ölçüm ve kontrollerini yapan cihazların elektronik kısımlarının arıza ve bakımları üzerine çalıştım. 2009’da blog tutmaya karar verdiğimde Google’da “dolmakalem” kelimesi Türkiye içinde ayda 6 kez aranıyordu. “Olsun, bir kişi bile okursa kârdır” demiştim. Bir yıl sonra da siz ikinci blogu açarak bana destek verdiniz. Sonraki yıllarda blogların sayıları hızla arttı.

- Tek başınıza defter, mürekkep ve deri kalemlik ve defter kılıfları ürettiniz. Bu serüven nasıl başladı?

Haberin Devamı

2009’da evimin mutfağında formülü bu ülkeye ait olan ilk dolmakalem mürekkebi Aniki’yi üretmeye başladım. Daha sonra talep olunca evde bir odayı atölyeye çevirerek dolmakaleme özel bir kâğıttan defterler yapmaya başladım. Bunun yanında anne tarafından gelen dericilik bilgisinden yararlanarak yaptığım defter kılıfları ve çeşitli deri yazım gereçleri için yardımcı aksesuvarlar da yaptım. Yaptığım ürünlerin tamamının kendi tasarımım olmasına özen gösteriyorum. Rehber olarak Bauhaus okulunun sadelik, fonksiyonellik, sağlamlık, tamir edilebilirlik ve uzun yıllar sürdürülebilirlik ilkelerini esas aldım.

- Çok sevdiğiniz ve yıllar boyunca kullanmayı hiç bırakamadığınız bir kalem var mı?

Evet var ama bir dolmakalem değil tükenmezkalem, Caran d’Ache markasının 849 modelini çok severim. Günlük kullandığım dolmakalemler ise Wality ve Pentel, Versatil kalemde ise 1950’lerde üretilmiş bir Pentel kullanıyorum.

- Pek çok kalem incelemesi yazdınız, en çok hangisi sizi etkiledi?

Haberin Devamı

Tevfik Aydın firmasından, Mürekkepbalığı dergisine inceleme amacıyla gönderilen bir Montblanc Heritage 1912 modeli dolmakalemden çok etkilenmiştim.

Hezarfen Ali Bey

‘Kalemin ucu önemli’

- Peki bu kalemin sizi etkileyen yönleri nelerdi?

Montblanc firması aynı zamanda mekanik saat üreticisi. Heritage 1912 modelinde saat mühendisliği teknikleri kullanılmış. Kalemin ucu. Üstelik bunu olağanüstü bir sadelik içinde gerçekleştirmiş. Yazımı farklılaştıran en önemli unsur dolmakalemin ucudur. Bir ucun tasarımındaki yumuşaklık ve kalemin ruhsal karakteri yazım tarzımıza etki eder. Heritage 1912 dolmakaleminde yazma heyecanını arttıran özel bir uç bulunuyor. Ayrıca Heritage 1912 tıpkı atası Simplo Safety Filler Legacy gibi hareketli bir uç sistemine sahip.

- Kalemseverlerin ortak tutkusu olan yazı sizin için ne ifade ediyor?

Daha önce de yazdım, parmak izinden sonra insanın biricik olan en önemli özelliği el yazısıdır. El yazısı insanın arkasında bıraktığı, taklit edilemez kusursuzluktaki parmak izi gibidir. Yazanı anlatır yazı. Mürekkeple kâğıt yüzeyine yapılmış her hat, her çizgi, sahibini anlatan, ona dair bilgiler veren özel detaylar içerir.

- Yazı gereçleri üreten bazı markaların üretim ve tasarım anlayışları birbirinden farklı. Bu açıdan sizce en ilginç markalar hangileri?

Çok marka var ama bana göre ilginç olan bir kalem diğerine hiç çekici gelmeyebilir. Bana göre hem tasarım hem de malzemesinin çok yüksek kalitede oluşu nedeniyle ABD’de üretilen Franklin Christoph markası çok ilgi çekicidir.

- Hayatında hiç dolmakalem kullanmamış birisine hangi kalemi önerirsiniz?

İlk önce bu kişinin dolmakalem ile ilişki kurup kuramayacağını anlaması ve başaramayacaksa ufak bir kayıpla yola devam etmesi için BIC markasının kullan-at dolmakalemlerini öneririm. Benim 10 yıldır ara sıra kullandığım BIC markalı bir dolmakalemim var. Daha yeni mürekkebi bitti. Bir kez bile tıkanmadı, akmadı.

Mürekkep seçiminin incelikleri

- Bazen kırtasiyelerde yıllardır rafta bekleyen mürekkep şişeleri görüyorum. Alırken dikkat etmek gerekir mi? Mürekkebin son kullanma tarihi var mıdır?

Bu soruya evet veya hayır demek zor. İyi saklanmış mürekkebin ömrü de uzun olur. Fakat mürekkep kutularının üstüne son kullanma tarihi atan firmalar var. Bu onların kendi mürekkepleri için önerdiği tarihtir. Bu durum tüm mürekkeplere bir kural olarak tahvil edilemez. Mesela Montblanc firması kendi şişe mürekkepleri için 5 yıl, kartuş mürekkepleri için 2.5 yıl süre veriyor. Bu ilgili firmayı bağlayan bir durumdur. Bu yüzden tüm mürekkeplerin raf ömrü 5 yıldır denilemez.

Önce mürekkebin ne olduğuna bakalım: Mürekkebin % 98’i saf su ve boyar maddedir, geri kalan % 2 ise koruyucu, mürekkebin dinamiğini ayarlayan kimyasallar ve antimikrobiyal katkı maddeleri içerir. Bu maddeler, kaleminizin içine girerlerse hasara yol açabilecek bakterilerin büyümesini önlemek için konmuştur. Saklama koşulları da mürekkebin ne kadar süre dayanacağını belirler. Şişeyi doğrudan güneş ışığından uzak tutmalıyız. İdeal olan ışık almayan bir dolapta saklamaktır. Mürekkep depolama sıcaklığı orta düzeyde olmalı, aşırı sıcak veya soğuk olmamalıdır. Şişeler evinizin yaşam alanlarında değil de özel bir dolap içinde bulunmalı.

Mürekkebin ömrünü belirleyecek hadise kapağının açılmasıyla başlar. Küresel ısınmayla birlikte artık kışın bile yaşayan gözle görülemeyecek ufaklıktaki sporlar mürekkebin yüzeyine düşünce dış kaynaklı kirlenme başlar. Mürekkebiniz dış kirlenmeye ne kadar çok maruz kalırsa, kirlenme yani mantar, küf üretme ve okside olma olasılığının o kadar yüksek olur. Dolmakaleme çekilmiş herhangi bir mürekkebi şişeye geri koymaktan da kaçınmalıyız. Kaleminizde kullanmak istemediğiniz fazladan mürekkep varsa ya boşa gitmesini istemiyor ya da daha sonra kullanmak istiyorsanız, bu artan mürekkebi bir numune kabına koyun.

50-60 yıllık mürekkep kullananlar da var ama bir kere açtıktan sonra bitirmeye gayret etmeliyiz. Bu durum yeni üretilmiş mürekkepler için de geçerli. Mürekkep şişesi ne kadar çok aç-kapa yapılırsa risk de o kadar artar. Kırtasiyelere tavsiyem kapak açtırmamaları. Dolmakalem meraklıları arasında açılmış, kullanılmış veya bir miktar kalmış mürekkepler satılıyor ki bence çok riskli. Ayrıca şişe kapağı hiç açılmamış eski mürekkeplerin sıvı seviyesinde azalma, dibinde katı ya da jölemsi oluşumlar olup olmadığına, renginin dönüp dönmediğine bakılmalı, bunlar yoksa alınabilir.

Hezarfen Ali Bey

Renk renk mürekkep

- Siz hangi renk ve marka mürekkepleri tercih ediyorsunuz?

Fazla seçeneğin olmadığı yıllarda parlak siyah mürekkepleri severek kullandım. Kendi mürekkeplerimde ise gri, turkuvaz, su yeşili ve kahverengi tonlarını seviyorum. Waterman mürekkeplerini de şişe tasarımının mükemmelliği, formülün oturmuş olması, her dolmakaleme uygun nitelikte ve her yerde bulunabilir olması nedeniyle tercih ederim.

- Pandemi döneminde ne yaptınız? Mürekkep, defter, deri kalemlik ve defter kılıfı üretimini durdurdunuz mu?

Pandemide bildiğiniz gibi her şey yön değiştirdi. İnsanlar ihtiyaçlarını uzaktan alışveriş ile yaptılar. Fakat deri öyle bir şey ki bizzat giderek, el ve göz ile seçerek kontrol edip almanız gereken bir malzeme. Bu nedenle durmak zorunda kaldım. Zaten seri üretim yapamıyorum. Tasarladığım temel bir modelin üstüne kişiye özel eklemelerle elde yapıyorum. Bu süre zarfında boş durmayıp antilop derisinden üst düzey dolmakalemler için iki yeni kalemlik tasarlayıp provasını yaptım ve bitirdim. Akan zamanı değerlendirmeye gayret ediyorum.