Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçmişte var olan pek çok alfabe ve yazı sistemi zamanla kaybolup gitti. Voltaire yazı için “sesin resmi” demiş ama elbette yazı bu tanımdan çok daha fazlası

Geçen gün bir internet sitesinden mesaj geldi, özetle e-posta hesabımı açalı 23 yıl olduğu için beni tebrik ediyor ve yüzde 50 indirimle 3 aylık “plus” abonelik hediye ediyorlarmış. Ancak bundan 23 yıl önce yazdığım e-postalara ise ulaşamıyorum, silinmiş. Oysa “söz uçar yazı kalır” demiyorlar mıydı?  

1564-1642 yılları arasında yaşamış astronom, fizikçi, matematikçi ve mucit Galileo Galilei, bir tarihte, “Kâinat dediğimiz kitap, yazıldığı dil ve harfler öğrenilmedikçe anlaşılamaz. O, matematik dilinde yazılmış; harfleri üçgen, daire ve diğer geometrik şekillerdir. Bu dil ve harfler olmaksızın kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur” demiş. (Bu sözlerin ışığından bakınca, Henri-Cartier Bresson’un çektiği fotoğraflardaki geometrik düzeni düşünüp sadece tabiatın değil, her şeyin benzer bir dille yazılmış olduğunu düşünebiliriz.)  

Haberin Devamı

Galileo Galilei’nin harfleri

Jüpiter incelemeleri sırasında, Galileo Galilei’nin 14 – 25 Ocak 1611 tarihlerinde tuttuğu notlar ise 400 yıldır kaybolmadı. New York’taki Morgan Kütüphanesi ve Müzesi’nde muhafaza edilen notlardaki harflere bakmak çok hoşuma gidiyor. Harflerin tıpkı divanî yazı tarzı gibi birbiri üzerine yığılması, küçük bir alana birçok harfin sıkıştırılması nedeniyle bana hızlıca alınmış bir not izlenimi veriyor. 400 yıl önce de “Söz uçar, yazı kalır” diyenlerin baskısı sürüyor; o zamanlarda sözün canlı olduğu, yazının ise kanatları olmadığından uçamadığı düşünülüyordu. Bir bakıma da haklıydılar, yazı uçamıyordu, sözün insanlar üzerindeki büyülü etkisi yazıda yoktu. 

Ama “Şarkılar değil de / Hep kulaklar bitiyor” diyen Özdemir Asaf ’ın dediği gibi insan ömrü de kısıtlı. Yazı ise bekliyor, bekleyebiliyor. İnsanın her zaman acelesi oldu, hızlıca bir kâğıda not alıyor, dünya tarihini değiştirebiliyor ama kendisi hep gidici. Söz insana yakın, yazı da taşlara. Yazı çok sabırlı, nice göz üzerine eğiliyor, harflerin kıvrımlarına bakıyor. Yazının yalnızlığı karşısında insanın da büyük bir gücü var: yazıya bakabiliyor, onunla arkadaş olabiliyor. 

Haberin Devamı

Mektubunuz Var!

Bir zamanlar mektupların üzerine sağ salim yerine varsın diye “beduh” veya ebced hesabıyla aynı tılsımlı kelimeyi veren 2468 rakamı yazılırdı. Mektubu koruyan bu tılsımlı güç sayesinde mektubun bir zarar görmeden alıcısına ulaşması isteniyordu. İlginç olan “beduh” kelimesinin aşk büyüsünde de kullanılmasıdır. Pulların ortaya çıkmasıyla birlikte beduh sözcüğü de kayıplara karıştı. Ancak zarfın üzerinde ne olursa olsun, mektubun büyülü mazrufu hiç değişmedi. Pul denen zarif dantelli güzellerin kendine ait bir tarihi var ve işe yaramanın ötesinde gönül okşayıcı oldukları şüphe götürmez. 

Galileo Galilei’nin harfleri

Okurlardan gelen mektupların üzerinde ise pul olmuyor, pul yerine geçen bir damga oluyor o kadar. Bu nedenle kitap, kalem ve saat meraklısı İsmail Toluay’dan gelen bayram kartındaki pulları görünce çok sevindim. Sarı renkli olan pulun üzerinde çizimlerle postacılık tarihini sıkıştırdıklarını görünce aklıma “Mürekkepbalığı” dergisi için Kamer Pul Evi’nden Arman Arıkan ile 2014’te yaptığım röportajda söyledikleri geldi: “Pul bir kültür meselesidir. İnsana geniş bir tarih ve coğrafya bilgisi verir. Okulda öğrenilemeyecek nice şeyi pullardan öğrenebilirsiniz. Mesela Osmanlı pullarıyla ilgilenmek, Osmanlı tarihi hakkında muazzam bilgi verir. Hangi alana meraklıysanız o alandaki pullardan pek çok şey öğrenirsiniz.” 

Haberin Devamı

Galileo Galilei’nin harfleri

Haftanın mürekkebi: Sheaffer

Bilirsiniz bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır. Kaliteli bir kalemi kalitesiz bir mürekkeple kullandığınızda sonuç kalem kadar iyi olmayacaktır. Bazı mürekkep markaları ise tek bir renk için farklı tonlarda çeşitli mürekkep şişelerini piyasaya sürüyor. Hatta simli, birden fazla rengi bir arada sunan veya kuruyunca renk değiştiren mürekkepler de var. Benim gibi sadelikten yana olanların kafasını karıştıran seçenekler bunlar. Elbette her kırtasiye meraklısı gibi ben de bakıyorum ama gönlüm karmaşık renklerden yana değil. Bu konuda Sheaffer çok dürüst bir politika izliyor. Sheaffer mürekkeplerinde sekiz temel renk bulunuyor: Siyah, mavi, mavi-siyah, kahverengi, yeşil, mor, kırmızı ve turkuvaz. Mürekkeplerin isimleri de “Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu” veya “Otostopçunun Galaksi Rehberi” gibi kitap isimlerine benzemiyor, son derece sade, mürekkebin rengi neyse ismi de öyle konmuş.