Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Sefahan Çildan, 49 yıldır makine üreten bir aile şirketinde çalışan bir koleksiyoncu. Onu diğer koleksiyonculardan ayıran şey ise evindeki 3 boyutlu yazıcıyla hayranlık uyandıran dolmakalemler üretmesi.

Dünyada 3 boyutlu yazıcıyla kalem üreten çok insan var ama bu konu daha önce hiç ilgimi çekmemişti; gördüklerim çirkin kalemlerdi. İşin dünya kısmı çok iç açıcı değil fakat ülkemizde kendi çabasıyla bir şeyler üreten birileri var. Onlardan biri de meraklı, zeki, mütevazı ve azimli bir mühendis olan Sefahan Çildan (veya sosyal medyadaki ismiyle Sefa Han @hanpenofficial) kendine özgü kalemler yapıyor. İlgimi çeken şey ise şu: Güzel memleketimizde biri bir şey yapmak istediğinde işe genellikle çok arabesk bir tasarımla başlar, şimdi ise ilk defa bu kadar güzel ve rafine estetik zevk barından dolmakalemler görüyorum. Aslında Sefahan Çildan’ın ilk yaptığı şey bir kalem değilmiş, önce 3 boyutlu bir yazıcı yapmış, ardından kalem üretmiş. (Çalıştığı şirketin alanında saygın bir makine üreticisi olduğunu düşününce bu durum normal gibi geliyor.) 

Haberin Devamı

Sefahan Çildan’ın kalemleri ise gönül çelen kalemlerden, daha dokunur dokunmaz bir bağ oluşuyor. Kalemleri tek tek inceleyip yazı yazdım, hepsi güzel ama müzik ve sanat dolu “moire” modeline bayıldım. Şunu gördüm ki bu kalemler teknik açıdan bir başarı ama beni çok ilgilendirmiyor, asıl önemli olan onun ürettiği kalemlerin daha görünüşünden ve tutuşundan itibaren verdiği yazım zevkinin, üst düzey kalemlerin verdiği duyguyu hatta daha fazlasını vermesi. Sefahan Çildan’ın kalemleri gönül çelen kalemlerden. En son Montblanc 146, Sailor Professional Gear Slim ve Omas 360 modellerinde bu duyguyu hissetmiştim. 

Sefa Bey, yazıya ve kaleme olan merakınızın kökleri nerede acaba? 

İlkokulda güzel yazı dersleri vardı. Ben daha ilk derste kalemi mürekkebi alır almaz döktüm, çok endişelenmiştim ellerim hep boya oldu ama öğretmenim benimle o kadar güzel ilgilendi ve öyle güzel anlattı ki o korku kayboldu yerini sevgiye bıraktı. Bu şekilde yazmak çok hoşuma gitti, her şey o gün başladı diyebilirim. Sonra ortaokulda evde annemin dolmakalemlerini keşfettim. Annem sporla çok ilgilenmiş, özellikle atletizmle. Bir maraton koşusunun ardından ona iki tane dolmakalem hediye edilmiş. Halen durur o kalemler. 

Haberin Devamı

Nerede okudunuz? 

İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği. 

Sonra ne oldu peki? 

Mezun olduktan sonra çalışmaya başlayıp ekonomik özgürlüğümü kazanınca kendime bir kalem armağan almak istedim. Çok güzel ve değerli bir kalemim olsun, ben kullandıkça da anlam kazansın istedim. Delta markasıyla işte böyle tanıştım. Afrika yağmur ormanlarında yetişen iroko ağacından gövdesi olan bir kalem aldım. O zaman kalem dünyasının ne kadar geniş olduğunu bilmiyordum. Ondan önce de kalemlerim vardı ama bu kalem başkaydı. Nasıl tarif edeyim bilmiyorum, başka bir dünyanın kapıları açıldı bana. 

Çoğu insan koleksiyoncu olmakla yetinir ama siz orada durmamışsınız. 

Tasarımcı yanım güçlüdür, zaten meslek gereği de tasarımla ilgiliyim. Şöyle başladı, üniversiteden mezun olur olmaz bir arkadaşımla birlikte kendi 3 boyutlu yazıcımızı yaptık. Çok amatörceydi ama iyi sonuçlar da aldık. 3 boyutlu yazıcıların çeşitleri vardır, FDM yazıcı hobi olarak çok işe yarayan bir makinedir. SLA ise daha üst seviyedir. Şimdi daha da iyileri var ama o zamanlar SLA yazıcılar yaygın değildi. Ben de FDM yazıcı ile neden bir kalem yapmamayım dedim. Yıl 2015, ilk kalemimi yaptım ama ne uç takabiliyorsunuz ne dönüştürücü, hiçbir şey! Sadece biçim olarak bir kalemdi. (Gülüyoruz.) Başarısız oldum ama müthiş bir keyif aldım süreçten. Şu anda da çok az ama yine de hatalar oluyor, hatta yanımda çok komik bir örnek getirdim. 

Haberin Devamı

3 boyutlu yazıcıyla gönül alıyor

Sonra ne yaptınız? 

Şimdi FDM yazıcılar işe yarar ama ciddi hassasiyetlere erişemiyor maalesef. Benim o zaman erişebildiğim katman kalınlığı 0.15 milimetreydi, 150 mikron yani. Şu an kullandığım teknikle 30 mikrona kadar düşebiliyorum, yani 0.03 milimetre. İnsanlar 3 boyutlu yazıcı ile kalem yapıyorum dediğim zaman, plastik parçalar üretiyorum sanıyorlar. 

Elbette 3 boyutlu yazıcıların kullanım alanı çok geniş. 

Şimdi benim kullandığım teknik SLA. Şimdi eskiden yaptığım kalem hiç aklımdan çıkmadı, yaparken büyük keyif aldığımı biliyorum. Tekrar bir yazıcı almaya karar verdim ama almışken farklı bir teknikle üretim yapan bir makine alayım dedim. Bu yazıcıda sıvı reçine kullanıyorum. Fotopolimer reçine ışığa duyarlıdır. Bu reçine ışığa maruz kaldığında kimyasal bir reaksiyon geçirir monomerden polimere dönüşür. 

Dayanıklı mıdır peki? 

Çok karmaşık bağlar yaptığı için sağlamlık ciddi anlamda artıyor. Sonra çözücü maddelere karşı çok dirençli oluyor. 

Peki kürleme esnasında ne oluyor? 

Bu aşamada reçine sertleşiyor ve son şeklini alıyor. 

Sorun çıkıyor mu? 

Kimyasal reaksiyon sonucunda bazı aşamadığım teknik sorunlar var. Mesela gaz ve ısı açığa çıkıyor. Şimdi yarı saydam reçineden kalem yapmak istiyorum, denemeler yaptım tam istediğim gibi olmadı fakat sonuca çok yakınım. 

Sağlığa zararlı bir süreç değil mi bu aşama? 

Yapılırken orada olmamak lazım, zaten 13 veya 15 saatlik bir süreç, işlemi başlatıyorum havalandırmayı açıyorum ve kapıyı kilitleyip çıkıyorum. Sonuçta reçine bu, elimizle tutmamız gereken bir araca dönüşüyor, kürleme dediğimiz curing aşamasından sonra malzeme kararlı bir yapıya sahip oluyor ve gıdaya bile uygun oluyor. Tek tek zımparalama işlemi yapıyorum sonra yine bekletiyorum birkaç gün, titiz olduğum için her ayrıntıya dikkat ederim. 

Hangi programı kullanıyorsunuz, süreç nasıl işliyor? 

SolidWorks programını kullanıyorum. Tasarım süreci uzun sürebiliyor. İki saat süren tasarım da var aylar süren tasarım da oluyor. Sonra üretim aşamasında bir şeyler değişebiliyor. Bu bizim sektörün de doğasında var. Makine sektöründeyiz. Baştan sona cıvatasına varıncaya kadar tasarlasanız bile imalat esnasında bazı şeyler değişebiliyor. Tamamen de değişebiliyor. Mesela bir kalem yapmıştım, dönüştürücü uymadı bir hata yapmışım. Ben de o kalemin gövdesini mürekkep haznesine çevirdim, eyedropper yaptım. Öyle şeyler oluyor. 

Ben de kusurları severim.Sizin de kalemlerinizde hata diye gösterdiğiniz şeyler bence çok hoş, mesela şu kabarcıklar bence güzel görünüyor. Tasarımda neye önem veriyorsunuz? 

Parametrik mimariyi beğenirim, mimar değilim ama parametrik tasarıma karşı bir sevgim var. Parametrik tasarımı kendime göre tanımlarsam tekdüze olan ama tekdüze görünmeyendir diyebilirim. Mesela belli dalgalarda ilerleyen çizgileri düşünün, hepsi aynı aslında ama biri yükselirken diğeri alçalıyor mesela.