Küresel krizin önce mali sektörü sonra da reel sektörü vuracağını biliyorduk. Süreç şöyle olacaktı: ABD’de mali sektör çökünce, bu, Avrupa’ya sirayet edecek, sonra hem kendi reel sektörlerini vuracak, hem de daralan küresel talep dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin ihracatını olumsuz etkileyecekti. Bu da Türkiye gibi ülkelere durgunluk yaşatacaktı.
Biz bunu 2009 yılının ikinci yarısında bekliyorduk. Ama gelişmeler beklediğimizden hızlı gerçekleşiyor. Dün açıklanan eylül ayı sanayi üretim verileri açıkça bir durgunluğa girildiğini gösteriyor. Durum çok vahim! Şimdiden böyle olursa, ileride işsizlik büsbütün patlayacak.
Nisan ayı hariç, bu yılın hiçbir ayında geçen yıla göre daha yüksek bir imalat sanayii büyümesi elde edilmemiş. Demek ki, geçen yıla göre daha düşük bir ekonomik (milli gelir) büyüme elde edileceği neredeyse kesin.
İhracat ağırlıklı sektörler
Özellikle ağustos ayından itibaren oldukça belirgin bir daralma sürecine girildiği anlaşılıyor. İmalat sanayii geçen yıl aynı ayda yüzde 5.5 büyürken, bu yıl yüzde 5.8 daralmış. Eylülde ise bu daha da derinleşmiş. Geçen yıl yüzde 1.2 büyüyen imalat sanayii bu yıl yüzde 6.4 daralmış.
Tabii daralma her sektörde paralel bir görüntü göstermiyor. Özellikle ihracat ağırlıklı (ve emek yoğun) sektörler daha hızlı daralıyor;
- Tekstil sektörü geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 2.2 büyümüştü. Bu yıl ortalama yüzde 16.9 daralmış.
- Hazır giyim sektörü geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 2.2 büyümüştü. Bu yıl ortalama yüzde 8 daralmış.
- Kimya sektörü geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 9.6 büyümüştü. Bu yıl yüzde 1 küçülmüş. Hele son 6 ayda daralma yüzde 6.4’e varmış. Oysa geçen yıl aynı dönemde yüzde 10.2 büyümüştü.
- Plastik-kauçuk ürünleri imalatı geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 11.2 büyümüştü. Bu yıl yüzde 0.9’a düşmüş. Son 6 ayda ise daralma var; yüzde 0.8.
- Makine-teçhizat sektörü geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 4.5 büyümüştü. Bu yıl yüzde 5 daralmış. Son 6 ayda ise daralma yüzde 6.2..
- Nihayet en önemli ihracat kalemi olan taşıt araçları ağustos ayında geçen yıl göre yüzde 8.8 daralmış. Eylülde de geçen yıla göre yüzde 1.7 küçülmüş. Diğer ulaşım araçlarında ise durum daha da vahim, ağustosta daralma yüzde 16.4, eylülde yüzde 7.4..
Unutmayalım ki, 2007 yılında da ekonomi pek hızlı büyümemişti. Durumun ne kadar vahim olduğu bundan belli. Yani 2008 yılında yüzde 3’lük bir büyüme elde edilirse ne âlâ. 2009’da ise o bile hayal olabilir. Tabii bu durumda ithalat da çökecek, işsizlik de patlayacaktır.
Bütün bu gelişmelerden hükümet mi sorumlu? Elbette hayır. Bunlar küresel etmenlerden kaynaklanıyor! Tıpkı işlerin iyi gittiği zaman da küresel etmenlerden kaynaklandığı gibi. Ama o zaman haksızca böbürleniyorlardı. Sadece şimdi hükümet işleri hep yurtdışına havale etmeye alıştığından bu kez tedbir almakta gecikiyor. Sorunlar büyüyor.