Son haftalarda içeride iki önemli veri açıklandı. Bunlardan ilki, sanayi üretimindeki hızlı düşüştü. Diğeri de çarşamba akşamı geldi; dış açıkta olağanüstü bir daralma olmuş. Ancak ne yazık ki her iki veri de yanlış yorumlanıyor. Sanayideki üretimindeki keskin düşüş küresel krize bağlanıyor ve bir durgunluğun ortasında olduğumuz belirtiliyor. Buna bağlı olarak da dış açığın düştüğü sanılıyor.
Oysa sanayi üretimindeki düşüş çok önce başlayan bir yavaşlamadan kaynaklanıyor. Aylardır bu köşede Tüketim ve Tüketici Güven Endeksi’ndeki düşüşüne işaret ediyorduk.
Şimdi bu belirginleşiyor. Gerçi elbette sanayi üretiminde ihracat ağırlıklı sektörlerin eylül ayında yavaşlaması küresel gelişmelerden bağımsız değil.
Daralma çok önce başladı
Eylül ayında ABD’de başlayan mali krizin Türk sanayisi üzerindeki asıl etkileri ise zamanla ağırlaşacak. Özellikle 2009 yılının ilk çeyreğinde bunu çok ağır hissedeceğiz. Tabii bu da ağır bir işsizlik faturası olarak karşımıza çıkacak.
Küresel durgunluk nedeniyle bir yandan ihracat azalırken, diğer yandan kurun yükselmesi, dolayısıyla ve tüketici güveninin düşmesi nedeniyle harcamalar kısılacak. Daralan iç taleple de büyüme büsbütün tökezleyecek.
Tahmin yapanlara hatırlatalım, 2009 yılında Türkiye ekonomisi büyüme göstermezse şaşmamak gerek. Hele IMF ile anlaşma sağlanamaz, özel kesim dış borçlarını ödemekte sıkıntı çekerse, yani kur büsbütün çığırından çıkarsa, 2009 yılında net daralma bile oluşabilir.
Mart ayına gelindiğinde artık işten çıkarmalar yoğunlaşacaktır. İşte bu durumda da iktidar partisi yerel seçimlerde ciddi kayıplar verebilir.
Ödemeler dengesinde dış açığın eylül ayında azalması da yanlış yorumlanıyor. 914 milyon dolara düşen dış açık, sanki yeni bir aşama olarak yorumlanıyor. Oysa ekonomik daralma nedeniyle dış açığın düşmesi 2009 yılının ikinci çeyreğinde kendisini gösterecek. Gerçekten aylık 1.5-2 milyar dolarlık açıklara düşülecek. Ama henüz değil.
Dış ticaret daralacak
Bu eylülde dış açığın düşmesinde 3 etken gözleniyor. Biri, turizm gelirlerindeki artış. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18 artmış. İkincisi ve daha önemlisi, ithalattaki düşüş. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24 artış gösterse de ithalat ağustos ayına göre yüzde 8 düşmüş. Nihayet ihracat rakam bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42, ağustosa göre de yüzde 16 artmış.
Fakat bundan böyle turizm gelirleri zayıflayacak. Hem mevsim bitti, hem de turistte para bitiyor. İhracat pazarlarımızda ise bir daralma hissedildiğini hemen her ihracatçı dile getiriyor.
Eylül verilerinin bundan etkilenmemesinin nedeni önceden yapılmış siparişleri içermesi. Yani döviz gelirlerimiz bundan böyle müthiş düşecek.
Önümüzdeki dönemde döviz giderleri daha da beter düşecektir. İthalat büsbütün çökecektir. Hem iç talepteki daralma, hem de düşen ithalat fiyatları bunda etkili olacaktır.
Petrolün varilinin 50 dolar düzeyine geldiği gözlerden kaçmamalı. Demir-çelik ve diğer ithal edilen emtia fiyatlarında da düşüşler gözleniyor. Kısacası, hızla daralan bir dış ticaret, durgunluk ve işsizliğin henüz eşiğindeyiz. Ortasında değil.