Yolda

30 Mayıs 2014

Kısa zaman önce fotoğraflarını takip etmeye başladığım bağımsız fotoğraf kolektifi Nar Photos’dan söz etmek istiyorum. Daha doğrusu onların yeni sergilerinden.

Daha önce kentsel dönüşüme yönelik çalışmalarını içeren Milyonluk Manzara isimli kitabı anlatırken bahsetmiştim.

Geçtiğimiz yıl Gezi Parkı direnişi sırasında da, tüm süreci, yaşananları yakından takip etmişlerdi ve paylaşmışlardı.

Bu kez Türkiye’nin yakın geçmişine ışık tutan fotoğrafları, İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde sergileniyor.

Küratörlüğünü Sena Çakırkaya’nın üstlendiği sergi, “Yolda” ismiyle 2003 – 2013 arşivinden bir derleme niteliğinde.

28 Mayıs’ta açılışı yapılan sergi 9 Kasım’a kadar sürüyor.

Gezmek için epeyce vakit var.

Acele etmeyin.

Yazının Devamı

Bir Şehri Yok Etmek

2 Nisan 2014

Kitapçıda “yeni çıkanlar” rafına baktığımda, yine İstanbul’un yok edilmesi üzerine yazılmış bir kitap gözüme ilişti: Bir Şehri Yok Etmek

Emine Uşaklıgil’in kitabını aslında duymuştum ama henüz inceleme fırsatım olmamıştı: Kentsel dönüşüm gündeminin tam da merkezine odaklanan bu kitap bir çok şeyin birleşimi aslında.

Gazetecilik sağduyusuyla yola çıkılmış, araştırma ve tarih temelli bir çalışma.

Bu alandaki çalışmalara özel bir ilgim var.

Yazılanları, yapılanları kaçırmamaya çalışıyorum.

İstanbul, kent dokusu, işgal başlıkları doğrudan ilgimi çekiyor ama İstanbul’da yaşayan herhangi biri için de konu bir o kadar çarpıcı zaten.

Artık bu konu sadece, kentsel dönüşümün yaşandığı yerlerin bir sorunu ya da durumu olmaktan çıktı. Duyarlı bir çok insan konuya dikkat çekmek için bir çok girişimde bulunuyor.

Yakın zamanda internette

Yazının Devamı

"Gerçek" bir aşk

13 Şubat 2014

Teknolojinin bu derece ilerlemesiyle birbirimize yabancılaşmak, sanal bir dünyada yaşarken yalnızlaşmak...

Acaba durum gerçekten öyle mi?

Sorunun muhatabı bir film girdi vizyona: “Her” Türkçe ismiyle “Aşk”.

Bilim-kurgu gibi gelse de, izlediğinizde farkedeceksiniz ki aslında kurgulanmış bir şeyden çok var olan bir gerçek: Romantik bir dram.

Durum, hiç de uzak değil bize, yaşadığımız dünyaya.

Olanı iyi bir oyunculuk ve hikaye ile tekrar gözler önüne seriyor başarılı yönetmen Spike Jonze.

Yaşadığımız dünyada, durum zaten anlatıldığı gibi: Ellerimizde telefonlarımız, her şeyi oradan yönetiyoruz. Günlük programımızı oradan yapıp, seyahat planlıyoruz, restoran rezervasyonu onaylıyoruz, beğendiğimiz bir şeyin fotoğrafını çekip paylaşıyoruz, çoğaltıyoruz, bilmediğimiz, tanımadığımız kişileri takip edip, onların paylaştıklarına yorum yapıyoruz, biz de takip ediliyoruz, sanal dünyada izlerimizi bırakıyoruz. Politik fikirlerimizi bile daha rahat ifade ediyor, anlatmak istediklerimizi daha kolay aktarıyoruz.

Kimliğimizi bedensiz var ediyoruz.

Yazının Devamı

Fotoğrafçı çocuklar neler yaptı?

4 Ocak 2014

Çocuklarla çalışmak, yakın ilişki kurup, proje üretmek geçmişte kısmen deneyimlediğim bir şey olduğu için söylüyorum, zor iş.

Özel bir eğitim gerektiren bir süreç aslında.

Ama yine de her zaman bu derece hazırlıkı olmasak da, çocuklarla yakın ilişki kurup uzmanlık alanlarımızı onlarla paylaşma ya da en basitinden birlikte bir şeyler üretme dönemlerinde bile önce çocuklarla iyi bir iletişim kurmak gerekiyor. Bazen de her şey doğal sürecinde ilerliyor ve ortaya yaratıcı işler çıkıyor.

Çocuk atölyeleri deyince aklıma 15 yıla yakın zamandır gerçekleştirilen “Fotoğrafçı Çocuklar Atölyeleri” geliyor.

Fotoğraf Vakfı tarafından düzenlenen bu atölyeler travmalara neden olan olaylara maruz kalan sosyal, kültürel, bedensel engeller gibi nedenlerle fırsat eşitliğinden yararlanamayan çocuklara ulaşmayı ve bir şeyler üretmeyi hedefliyor.

Üretilen şeylerin daha sonra sergilenmesi, başkalarıyla paylaşılması söz konusu elbet. Hatta çoğu çalışma daha sonra kitap olarak da yayınlandı ve kalıcı oldu.

Belki hatırlarsınız, Marmara ve Van depremlerinde, bu kötü olaya maruz kalan çocuklarla bir çok atölye yapıldı.

Bir çok uzman ya da akademisyen çocuklara, kendi alanında bir şeyler öğretm

Yazının Devamı

İyi Bir Yemek Tek Başına Yenmeyen Yemektir

24 Aralık 2013

Yemek ve kitap, çok sevdiğim iki şey bir araya gelince ilgilenmeden duramam. Bu kadar yoğun iş koşuşturmasında beni mutlu eden içeriğe sahip bir kitabı okumaya dikkat ediyorum.

Hem keyif veren hem de derin bilgi içeren bir kitap var elimde. Yazarı üniversite yıllarında bir dönem dersini de almış olduğum Hülya Ekşigil.

Hafta sonu bir televizyon programında kitap üzerine kendisiyle yapılan söyleşisine rastladım. Kitabın ismi de bir o kadar cezbedici: İyi Bir Yemek Tek Başına Yenmeyen Yemektir.

Hülya Ekşigil, kitabın isminin kendisine ait olmadığını söylüyor ve yalnız yediği yemeklerin de aksine bir o kadar lezzetli olabileceğine inanıyor.

Ben tam da kitabın ismine uygun olarak böyle düşünenlerdenim. Uzun zaman yalnız yaşamama ve kendim için özenli yemekler hazırlamama rağmen, yemeğimi biriyle paylaşmanın, hatta kalabalığa yemek yapmanın keyfi bir başka.

Gelelim kitaba...

Kitap hem yemek kültürüne, hem mekanlara, hem de lezzetli ve farklı tariflere yer veriyor.

Ekşigil'in Milliyet Sanat'ta yazdığı yazıları da içeren kitapta, bilinen lezzetlerin tarihçelerine, yemek isimlerinin etimolojik olarak kökenlerine de değiniliyor.

Yazının Devamı

"Başka Sinema" tam gaz devam ediyor!

27 Kasım 2013

Sanata dair güzel şeyler oluyor.

Yeni yepyeni bir festival.

Her zaman ulaşabildiğiniz, her an elinizin altında: Başka Sinema

Herkesten önce yerli yabancı bağımsız filmleri izleyebileceğimiz, asıl önemlisi tarihlerle sınırlı olmayan bir film festivali.

"Bize her gün festival" diyorlar.

Duyunca çok sevindim.

Kaçırdım, gidemedim, yetişemedim derdine bir çare.

Bağımsız ödüllü filmler, görmeye yetecek kadar uzun süre vizyonda.

Yazının Devamı

Bu deli bizim köyün olsa

11 Kasım 2013

Hakan Vreskala.

Belki çoğunuz duymuştur adını.

Ben geç tanımışım kendisini.

Gezi direnişi sırasında barikatta gerçekleştirdiği 'Dağılın lan!' performansını biliyordum elbet.

Üzerine bir kaç şarkısını da dinlemişliğim vardı. “Kurdî nizanim” şarkısına bayılmış, “Her köyde bir deli var”ı çok sevmiştim.

Ama bu derece iyi bir müzisyen olduğunu bilmiyordum.

8 Kasım Cuma gecesi garajistanbul’da tek kişilik gösterisiyle (hatta Türkiye’deki ilk gösterisiyle) karşımızdaydı.

Yazının Devamı

Fotoğrafçı gözüyle bir başka

31 Ekim 2013

Günümüzde fotoğrafla ilişkimiz çok sıkı fıkı. Özellikle teknolojinin geldiği şu noktada elimizdeki telefonların fotoğraf çekmedeki maharetleri göz önünde bulundurulduğunda her an her şeyin fotoğrafını çekebilir durumdayız. Bu özgürlük biraz arsızlığa neden olsa da, biraz daha bilgiyle, bilinçle fotoğrafa yaklaşmanın, görüntüleri seçmenin değerini düşürmüyor.

Bazıları ise konuya biraz daha önem veriyor ve teknik anlamda kendini konuyla ilgili geliştirmeye çalışıyor.

Çoğumuzun bir dönem biraz daha profesyonelce fotoğraf çekme isteği olmuştur. Profesyonel fotoğraf makinası alanlarınız ya da işi biraz daha ileri götürüp kursa gidenleriniz vardır.

Yaklaşık 10 yıldır çalışmalarını aralıksız olarak sürdüren ve 2007 yılından itibaren Fotoğraf Vakfı'na da ev sahipliği yapan Galata Fotoğrafhanesi de yurtiçi ve yurtdışından saygın fotoğrafçıların yürüttüğü atölyeler ile fotoğraf meraklılarına bu konuda derman olmakta.

Bir çok kitap ve dergi yayınlanmasına da ön ayak olan Galata Fotoğrafhanesi, 2004 yılında Başka Bir Fotoğrafa Yolculuk mottosuyla yola çıktı ve Fotoğrafhane’nin yetiştirdiği öğrencilerin çektiği fotoğraflardan oluşan sergiler de düzenledi.

Aralarında Murat Germen,

Yazının Devamı