Buna bir çare lazım.
Her seferinde aynı terane, bir türlü beğendire-miyoruz…
Yaptıklarınız insan haklarına aykırı gelir.
Kendi yaptıklarınız bir yana, aç biilaç bıraktığınız binlerce kişinin seyredilmesi dahi...
Karşı çıkan bizler “bu yaptıklarınızdan, bu tepkilerinizden dolayı adeta azarlanıyoruz.”
Hani itiraz etsek savunma hazır:
İnsanın bu rezilliğe tahammül edebilmek için ille de Müslüman olması gerekir mi?
***
Nice tarihin sayfasında “Çözüm işi yattı”, gidişat onu gösteriyor.
Kaçıncı heves bu?
Hakkari-Yüksekova Havalimanı’nın Açılış Töreni’nde havalimanının adının Selahaddin Eyyubi olacağı açıkladı.
Çocuk mu kandırıyorsunuz?
Adam dağ başını tutmuş, yerleşmiş, dil istiyor, toprak istiyor, anayasal hak istiyor, Anayasa’da yer istiyor, siz hâlâ ne ile uğraşıyorsunuz?
Böyle demezler mi?
Cumartesi gecesi televizyondaki bir programda açık açık söylüyorlardı.
Neyse hayırlı olsun.
Bu işin de sonunu beceremedik.
Oysa biz kaç yıl önce yazmıştık.
Tayyip Erdoğan paralelcilere ne demişti:
“Ne istediniz de vermedik?”
Aynı şeyi, aynı cümlesini tekrar edebilir:
“Ne istediniz de vermedik?”
Evet, ne istediler de verilmedi?
Ne istediklerini söyledik ama duyduğumuzla kaldık.
Tayyip Erdoğan bile söyleyemedi.
***
Bir başkanlık kavgası sürüp gidecek.
Tayyip Erdoğan başkan olursa
ne olur?
Bu olur!
Hepsi bu kadar desek yetmez mi?