Hasan Mert Kaya

Hasan Mert Kaya

Tüm Yazıları

II.Mahmud, Abdülmecid ve Abdülaziz gibi farklı sultanların dönemlerinde eklektik olarak genişleyen Yıldız Saray kompleksinin adı kuşkusuz en çok Sultan II.Abdülhamid ile özdeşleşir.

Osmanlıların Yıldız Sarayı’nın da bulunduğu ve Tophane civarından başlayıp, Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme’ye uzanan alana ilgisi Kanuni Sultan Süleyman ile başlar. Burada sultanın süt kardeşi de olan Yahya Efendi hazretlerinin dergâhının da burada bulunması bölgeyi İstanbul’un manevi merkezlerinden biri kılar. O zamanlar bakir bir ormanlık alan olan bu tepelere sultanlar ve saray mensupları çoğunlukla avlanmak için gelirlermiş. Muhtemelen bugünkü Yıldız Sarayı’nın da bulunduğu sahanın 17.yy başlarında Kazancıoğlu Bahçesi ve Kapucıbaşı Bahçesi adıyla bilinen özel mülkler iken Sultan I.Ahmed döneminde devletin saray bahçeleri kapsamına alındığı biliniyor. II.Mahmud, Abdülmecid ve Abdülaziz gibi farklı sultanların dönemlerinde eklektik olarak genişleyen Yıldız Saray kompleksinin adı kuşkusuz en çok Sultan II.Abdülhamid ile özdeşleşir.

Haberin Devamı

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı

Yıldız’daki Sultan

Dolmabahçe Sarayı’na denizden ve karadan erişimin kolay olması Sultan II.Abdülhamid gibi güvenlik endişesi yüksek olan bir idareciyi 33 yıl boyunca Yıldız Sarayı’nı kullanmaya yönlendirmişti. Yıldız Sarayı Dolmabahçe’ye göre daha çeşitli bir yapı topluluğundan oluşuyordu. Saray bünyesinde Malta, Şale ve Çadır köşklerinden oluşan üç farklı köşk vardı. Avrupa saraylarında olduğu gibi tiyatrosu, opera evi ve bir saray müzesi de olan Yıldız Sarayı’nın en önemli ve görkemli mekânı Balyan Ailesi tarafından yapılan Büyük Mabeyn’di. Devlet işlerinin tamamına yakını buradan idare ediliyor, önemli görüşme ve toplantılar burada sürdürülüyordu. Dönemin en kudretli iki ismi olan Mithat ve Mahmud Celâleddin paşaların idam kararlarının alındığı mahkemeler burada kurulmuş, adeta devletin kaderini ve gidişatını belirleyen süreç Beşiktaş tepelerindeki Yıldız Sarayı’nın odalarında belirlenmişti. Köşklerinin dışında eczane, tamirhane, hamam, müzehane, demirhane, marangozhane ve kilithane gibi farklı binaları da bulunan saray şehzadelerin de yaşadığı bir mekândı.

Haberin Devamı

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı

1898 – 1899 Yıldız’da iyiliğin sergisi

1897 yılında yaşanan Osmanlı-Yunan Savaşı Girit İsyanı yüzünden çıkmış ve Yunanistan’ın yenilgisiyle sonuçlanmıştı. Ne yazık ki ordumuz da bu savaşta oldukça şehit vermiş ve çok sayıda askerimiz de gazi olmuştu. Savaşın ardından yaraları sarmak gerekiyordu. Bu amaçla şehit çocukları ve gazilere yardım amaçlı büyük bir dayanışma kampanya başlatılmıştı. Yurdun birçok yerinden gelen yardımlar ve bağışlanan eşyalar Yıldız Sarayı’nda sergilenmiş ve giriş ücreti alınarak serginin halk tarafından da gezilmesi sağlanmıştı. Sergilenen eşyadan en güzel 75 tanesinin Almanya’ da renkli kataloğu bastırılmış ve bu eşyalar satışa çıkarılıp geliri amacına uygun olarak değerlendirilmişti. Yıldız Sarayı’nda düzenlenen bu serginin hatırasına Sultan II.Abdülhamid’in saray baş ressamı Fausto Zonaro özel bir tablo yapmış ve tablonun görünümü mendillere basılıp satılarak yardım amaçlı gelir elde edilmişti. Aslında bu sergi günümüzde de sarayda düzenlenebilir.

Haberin Devamı

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı

Cumhuriyet döneminde Yıldız Sarayı

Yıldız Sarayı cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarından 1978 yılına değin Harp Akademileri’ne tahsis edilmiş ve ardından Kültür Bakanlığı’na verilmişti. 1982’de kurulan bir vakıf ile sarayın uzun yıllar ihmal edilen bölümleri ciddi onarımlardan geçmiş, ağaçların sayım ve envanterleri hazırlanmış ve son olarak 2019 yılında başlayan restorasyonun geçtiğimiz hafta tamamlanmasıyla saray Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar yönetiminde halka açık bir müze olarak yeniden ziyaretçilere kavuşmuş oldu. Hayırlı, uğurlu olsun.

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı

Sarayda suikast, baskın ve yağma

Yıldız Sarayı’nın hemen dışındaki Hamidiye Camii adeta dönemin protokol camii olmuştu. Sultan II.Abdülhamid’in Cuma selamlığı genellikle bu camide düzenlenirdi. Caminin birçok ahşap unsuru sarayda bulunan ve bizzat sultanın da arada gelip çalıştığı Marangozhane-i Hümayûn’da imal edilmişti. Tarihler 21 Temmuz 1905 Cuma gününü gösterirken, tekerleklerine sarsıntı ve titreşimi önlemek amaçlı özel lastiklerin takıldığı ve içinde 80 kiloluk patlayıcı döşenen bir araç gelmiş ve sultanın faytonunun yakınında sultanın namazdan gelişini beklemeye başlamıştı. Ancak sultan namaz çıkışı ayaküstü caminin imamı tarafından lafa tutulunca zaman ayarlı bomba patlamış ancak sultan zarar görmeden kurtulmuştu. Bu hain suikastı düzenleyenler Ermeni Devrimci Fedarasyonu üyeleriydi. Bu dönem toplumsal hareketlerin ve muhalif gelişmelerin yakından izlendiği, jurnal ve sansür uygulamaların yoğun olduğu bir dönemdi. Jurnallerin geldiği adres ise doğal olarak Yıldız Sarayı’ydı. Hatta bir ara sansür uygulamaların dozu o derece artmıştı ki “yıldız” sözcüğünün kullanımına dahi sansür getirilmişti. Sultan II.Abdülhamid’in 1909 yılında tahttan indirilmesi ciddi bir toplumsal provokasyona da zemin oluşturmuş ve Yıldız Sarayı yağmalanarak ateşe verilmişti. Camisi, saat kulesi ve bünyesindeki porselen fabrikası ile farklı bir dünya sunan Yıldız Sarayı çok özel bir iyilik etkinliğine de ev sahipliği yapmıştı.

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı

Osmanlı tarihinin hafızası: Yıldız Sarayı