ESHOT’un faturası, otobüs şoförlerine çıkarılırsa, tüm suç, ekmek parası için bu çalışanların sırtına yüklenirse üzülürüm.
Sayın Başkan...
Aziz Bey...
Tekrar söylüyorum; bu kolaycılık olur.
ESHOT’taki sıkıntı ve kurumsal çöküntü, “atın şoförleri işten” denecek kadar basit değildir.
Alkol alıp ehliyetini kaptıran şoför kadar, o çalışanların niçin içtiğini ya da içmek zorunda kaldıklarını araştırmaya ve soruşturmaya bile gerek duymayan yönetim de, en az onlar kadar sorumlu ve suçludur.
Örnek:
Bir şoförü saat 07.00-10.00 arasında üç saat çalıştırıp, “Şimdi git evinde dinlen, saat 15.00’te gel çalış” demek, binlerce ESHOT şoförünün en çok şikayet ettikleri sorundur.
Kurumun genel müdürüne defalarca bunun yanlışlığı anlatılmasına rağmen, “Nuh deyip, peygamber demeyen” Gül Hanım’ın dayatması, gün içinde saatlerce boş kalan, uzakta olduğu için evine de gidemeyen şoförlerin ya kahvehanelerde ya da seyyar büfelerde bira içerek vakit geçirmelerine yol açmaktadır.
Bunu görmemek, bu soruna eğilmemek, ESHOT şoförlerine yapılan en büyük haksızlıktır.
* * *
Çalışacaksın kardeşim.
Makamında oturmayacaksın.
Şoförünün, hareket memurunun, garajdaki çalışanların, atölyelerdeki ustalarının yanında olacaksın.
ESHOT Genel Müdürü değilim ama, ben bile şoförlerin “kafa çektikleri” yerleri biliyorum.
Buca Gediz Garajı’nın karşısındaki seyyar büfede ve Halkapınar’daki seyyar kokoreçcinin tezgahında, günün her saatinde birasını yudumlayan bir ESHOT’çuyu görebilirsiniz.
Ne mi yapılabilir?
Madem adamı sabahın köründe evinden çıkartıp, gün içinde parçalı çalıştıracaksın, yaparsın bir kaç noktada güzel bir lokal.
İnsanlar da oturur, çayını-kahvesini içer, tavlasını oynar.
Bunu da ben mi öğreteceğim?
* * *
ESHOT’taki skandallar, toplumsal bir tepki ve kavgaya dönüştü.
Hergün otobüslerde bir kavga patlak verip, polise yansıyor.
Şoförlerle yolcular dövüşüyor, göz-kaş patlıyor, burunlar kırılıyor, hastanelere, karakollara kan revan içide gidiliyor.
Başkan Kocaoğlu’dan niçin bu adli olaylar saklanıyor, gizleniyor, bilgi verilmiyor?
İşin en kötüsü de, yolcular otobüslere binerken, artık şoförlere, “Ehliyetin var mı, göster bakayım. Yoksa içip içip sen de mi kaptırdın?” demeye başladılar.
Bir kurum bu kadar ayağa düşürülmez.
Hele hele bu bir kamu kurumu, halka doğrudan hizmet veren, insanların canını emenet ettiği bir kurumsa, bu kadar aşağılanmasına göz yumulamaz.
* * *
Diyelim ki, Başkan Aziz Bey, “yazılanlar-çizilenler” nedeniyle ESHOT’ta operasyon yapamıyor.
Yanlış bir bakış açısı.
Ama birilerine “istifa” diye bir müessesenin var olduğunu anımsatmak istiyorum.
O koltuklar kimsenin babasının malı değil.
Onurlu olan, şerefli olan; bu kadar olan-bitenden sonra gereğini yapar.
Yapmıyorsa, yapmamakta direniyorsa, bazı şeyleri de kabul ediyor demektir.
Allah yardımcısı olsun...