Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BİR kez, o da İzmir’de genel başkanlık sürecinden önce düz milletvekili iken dinlemiştim kendisini.
O kürsüde, ben izleyiciler için ayrılan salondaydım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu haftasonu ilk kez bu kadar yakın; birebir konuşma ve görme fırsatım oldu.
Çok dikkatle, hatta biraz aşırı yaklaşımla izledim kendisini.
Hani, gelininde “kusur” arayan kaynanalar olur ya; tıpkı onlar gibi.
Epey zaman geçmişti.
Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduktan sonra değişmiş miydi?
Dinlemesini bilen bir insandı. Acaba şimdi, “Herşeyi ben bilirim” moduna mı geçmişti?
Genel Başkanlık koltuğu ve kazandırdığı karizma, yumuşak, esnek yapısını sertleştirmiş miydi?
Kılıçdaroğlu, ilk gördüğüm birbuçuk yıl önce neyse, bugün de öyleydi.
* * *
Mesleğim gereği, Türk siyasetine adını yazdırmış, sayısız genel başkan ile gazeteci-siyasetçi ilişkim oldu.
Kemal Bey gibi, ilk günkü Kemal Bey gibi kalanını çok az gördüm.
Benzer bir incelik ve zarafet duygusunu, rahmetli Ecevit ile birlikteyken yaşamıştım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl buldun? diye sorarsanız...
Son derece nazik...
Olağanüstü mütevazı...
Sırf konuşmayı değil, dinlemesini de bilen...
Sorulan her soruya, diğer siyasetçiler gibi evirip-çevirip-kıvırarak değil, net ve açık yanıt veren...
Eleştirisel yorum sorulara bile, sakin, hatta gereğinden fazla sakin yaklaşabilen...
Kişilere, gerektiği kadar mesafeli...
Benim ilk izlenimlerim buydu.
* * *
Benim için sürpriz oldu.
İç politikayı biliyor...
Ekonomiyi, bir profesörden daha iyi yorumlayıp, çözümleri sıralayabiliyor.
Dış politikada ise engin bir birikime sahip.
Türk siyaseti, kırılma noktaları, geçmişte kimlerin ne hatalar yaptıkları konusunda, son derece tutarlı teşhisleri var.
İşsizlik, gençler, kadınlar, gelir dağılımındaki dengesizlik, köylü ve üretici ile esnaf öncelikli tercihleri arasında.
Tabii bir de yargı, insan hakları ve gerçek demokrasi, vazgeçilmez hassasiyetlerinden...
En önemlisi, CHP Lideri olarak “iktidar” olmayı istiyor...
Hem de öyle böyle değil, çok, ama çok istiyor...
Zaten en çok da bu yönünü sevdim...
* * *
“Genel Başkanlığa alışmış mı?” derseniz...
Şayet aşırı nazik-kibar ve mütevazı kişiliğinden kaynaklanmıyorsa, alışık olduğumuz siyasi liderlerdeki “Bu böyle olacak” dayatmacılığı yok.
Bu bir genel başkan için, eksi puan mıdır bilemem?
Bana tam bir, “halk adamı” gibi geldi.
Ne düşündüğünü açık açık söyleyen, inanılmayacak kadar hazır cevap ve son derece zeki, konuşurken bakışlarıyla kendisini dinlemeye zorunlu bırakan bir çekim ve etkileme gücü var.
Ahmet Hakan, Kemal Bey’i değerlendirirken:
“Nezaket, amatör ruh, tahammüllü olma, tevazu, sükûnet, mesafe...
Farklı bir lider portresini tamamlayan çok önemli özellikler bunlar.
Peki yeter mi? Tabii ki yetmez. Kemal Bey’in açık verdiği alanları hızla doldurması şart” dese de...
Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu, son 50 yılda Türkiye’de gelmiş-geçmiş en farklı siyasi liderlerden biri.