“ÇILGIN Proje” açıklamak moda ya...
Ben de, “İzmir’de ne yapabiliriz?” diye uzun zamandır kafa yoruyorum.
Başbakan Erdoğan’ın, önümüzdeki “ustalık” sürecinde İstanbul için, “Kanal İstanbul”u açıkladığı gün, tesadüf, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Milliyet EGE’ye uğradı.
Yatırımlar, siyaset derken, çaylarımızı içtiğimiz sırada konu “Çılgın Proje”lerden açıldı.
Başbakanımızın İzmir için de bir “Çılgın Projesi varmış, bilginiz var mı?” dediğimde, yanıtı; “Yok. Vallahi bilmiyorum” oldu.
Gülümseyerek;
“Ama benim, daha doğrusu benim demek yanlış, İzmirliler’in yıllardır hayaliyle yaşadıkları ‘Çok Çılgın’ bir projesi var” dedim.
Çok şaşırdı;“Ciddi misin?” diye sordu.
“Neden olmasın. Üstelik İstanbul’dakinden İzmir için çok daha hayati önemde” der demez de başladı sormaya:
- Peki nedir bu Çılgın Proje?
- Neden bu kentin belediye başkanı olarak benim haberim yok?
Ben gülümsedikçe, merakı iyice artıyor.
* * *
“Sayın Kocaoğlu” dedim.
“İzmirliler’in Çok Çılgın Projesi; Güzelbahçe’den girip, Seferihisar Sığacık Körfezi’nden çıkmak. Yaklaşık 27 kilometrelik bu mesafeyi, tıpkı İstanbul’da olduğu gibi suni bir kanalla geçmek...”
“Güzelbahçe ile Sığacık mı?” diye mırıldandı.
Hissettim ki, kafasında Yarımada haritasını canladırmaya çalışarak, söylediklerimi anlamaya çalışıyor. Hemen bir İzmir haritası getirttirip önüne açtım. Ünlü bir proje uzmanı gibi İzmirliler adına anlatmaya başladım:
* * *
- İzmir Limanı, denizciler ve lojistik hizmet veren şirketler için uzun bir yoldur. İzmir’e ulaşmak için Karaburun Yarımadası nedeniyle önemli bir mesafeyi dolaşmak zorunda kalırsınız. Bu da limanımız için büyük bir dezavantajdır.
- Körfezde uluslararası yat turizmi, yatların kışlaması için marina projelerinin hayata geçmemesinin en büyük nedenlerinden biri yine Karaburun Yarımadası’nın dolaşılmak zorunda olmasıdır. Uluslararası yatçılar sırf bu nedenle İzmir’i tercih etmezler.
- Kuzey-Güney seyrinde, bir tek gemi ya da yat İzmir Körfezi’ne girmez. Konaklamaz. Bunun nedeni de, İzmir’e girmenin en az 7-8 saatlik zaman kaybı yaratması... Güzelbahçe ile Sığacık Körfezi arasında bu kanalı yaparsak, İzmir’i ticarette de turizmde de uçururuz...
Devam ettim anlatmaya:
“Ben olsam şuradan da bir kanal açardım.”
Parmağımla işaret ettiğim yer Balıklıova- Çeşme Ildırı arasıydı.
“Mantıklı. Bu da Çok Çılgın B Projeniz mi?” demez mi?
Balıklıova’dan girip, yatay bir kanalla Ildırı Koyu’na inmek.
Bunun uzunluğu yaklaşık 15 kilometre kadar.
* * *
“Peki kim yapacak bu projeyi?” diye sordu.
“Büyükşehir olarak yapamaz mısınız?” dedim. Bu kez Kocaoğlu gülmeye başladı, hem de kahkahalarla...
“Hamdi kardeş” dedikten sonra ekledi:
“Bu hakikaten çılgın bir proje. Ama çooook para lazım. Bizde de proje çok ama, bunları hayata geçirecek kaynağımız sınırlı.
Madem şu anlattıklarınıza İzmirliler’in projesi diyorsunuz, versinler bana parayı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına 2023’e yetiştiririz bu kanalı. Hatta 2020 EXPO’ya adayız ya, bunu da bu uluslararası dev organizasyonun içine alabiliriz.”
Bu arada yüzüne, “Acaba ciddi mi, dalga mı geçiyor” diye bakıyorum...
Aziz Bey, son derece ciddi konuşmasını sürdürüyor: “Diyelim ki böyle bir kanal açılması söz konusu oldu. Uzunluğu 27 kilometre diyorsunuz, genişliği en az 150 metre olmak zorunda. Asgari 20- 25 metre de derinliğinin olması gerekiyor. Üstelik, kanalın iki yakasında yapılaşmaya izin verilmemeli. Belki arada, bir ya da iki balıkçı köyü büyüklüğünde, turistik amaçlı iskeleler yapılabilir. Tabii iki adet de asma köprü inşa edilmesi şart...”
Kocaoğlu’na soruyorum; beğendiniz mi?
* * *
“Vallahi ne diyeyim” diye başlayıp, “Hayali bile muhteşem... Ama yapılabilirliği olur mu; bilmiyorum... Çünkü böyle bir projeye Büyükşehir Belediyesi olarak bizim bütçemiz yetmez. Hükümet ‘sıcak’ bakar mı, kestiremiyorum?”
Neden olmasın İzmirliler...
Başbakan gerçekten İstanbul’a o kanalı yapacaksa, biz de İzmir’e, bu “Çok Çılgın Projeyi” istiyoruz, o kadar...