“KİM oluyorsun sen?”; diyeceğim ama diyemiyorum.
Çünkü o bir siyasi partinin, CHP’nin seçimle gelmese de atanmış il başkanı.
Yani, bu kentte her üç kişiden CHP’ye oy veren ikisinin temsilcisi.
12 Haziran öncesi, milletvekili olmak için başvuru yapan 270 aday adayının namusu.
Bunun için, her aday adayına, her ilçe ve belediye başkanına, yandaş ve muhalif her partiliye eşit mesafede olmak zorunda.
Yani; o koltuğa oturmasında emeği olan bir Genel Başkan Yardımcısı’nın adamı değil.
İşi-gücü gözüne girmek istediği Büyükşehir Belediye Başkanı’na yaranmak adına “dümen suyu” tutturmak hiç değil.
* * *
Kimin aklı, kimin fikridir bilemiyorum; iki gün önce Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İl Başkanı Tacettin Bayır, CHP’li belediye başkanları ile CHP ilçe başkanlarını toplayıp, kendi gözetimlerinde, “Yazın bakalım 7’şer milletvekili adayınızın ismini” diyerek “ucube” bir aday eğilim yoklaması yaptılar.
Sözde buradan çıkan sonuçları Alaattin Yüksel, “İzmir örgütünün istediği milletvekilleri adayları” diye Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na verecekmiş.
Anlayacağınız CHP’de kıyamet kopuyor...
* * *
Bir: Yapılan hiç etik değil...
İki: Ne İl Başkanı Bayır’ın, ne Genel Başkan Yardımcısı olarak Yüksel’in, ne de Başkan Aziz Bey’in böyle bir yetkisi var.
Üç: Böyle bir oylama hem mevcut milletvekilleri, hem de 270 aday adayına büyük haksızlık ve saygısızlık.
Dört: İl başkanının görevi, 26 kişilik milletvekili aday listesini kafasına göre yapmak değil, sorulursa, danışılırsa görüşlerini ve fikirlerini söylemektir; o kadar.
Beş: CHP’de milletvekili olacak kişilerde aranacak vasıfları il başkanı “kırmızı çizgilerim” diye belirleyemez, bu görev CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile MYK ve Parti Meclisi’nin görevidir.
Altı: Bir il başkanı, CHP dışındaki bir partide görev ve il başkanlığı yapmış, üstelik de geçmişte her fırsatta CHP’ye ağır sözler sarfeden eniştesini milletvekili yapabilmek için, “kırmızı çizgileri” içine, “DSP’den ve SHP’den gelenleri de dışlamayıp milletvekili yapmalıyız” maddesi koyup, bunu genel başkanına sunamaz.
Yedi: İzmir, “merkez yoklaması” kararı verilen illerden biridir. İzmir’deki aday adaylarını değerlendirmek için MYK, Genel Başkan Yardımcıları Süheyl Batum, Engin Altay ve Volkan Canalioğlu’nu görevlendirmiştir. İzmir bu üç yöneticinin sorumluluğundadır. Bir ön yoklama, bir eğilim belirleme çalışması yapılacaksa, bunu İl Başkanı Tacettin Bayır değil, bu kişilerin yapması gerekir.
* * *
CHP’nin örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’dir.
Tekin, acil olarak partisine güvenip aday adayı olanları rahatlatacak ve İzmir’de siyasi tansiyonu düşürecek net bir açıklama yaparak yaşanan gerginliği yumuşatmalıdır.
Siyasette, önceden angaje olunan listelerle seçime gitmek son derece tehlikeli bir yöntemdir.
Örgütü karıştırır, böler, küstürür ve oy kaybına neden olur.
Nitekim, Yüksel-Bayır-Kocaoğlu’nun yaptığı yasal olmayan oylamayı protesto eden bazı ilçe başkanlarının, hiç isim yazmadan attığı boş oylar başlayacak bir başkaldırının ilk işaretidir.