CHP İzmir milletvekili adaylarını tanıtan yazılarımdan birinde söz ettiğim bir isimle ilgili tüm yazdıklarımı ve referanslarımı geri çekiyorum.
Sizlerden de özür diliyorum.
“Kefili olurum” demeye getirdiğim bu kişi CHP İzmir Birinci Bölge 4. sıra adayı Musa Çam’dır.
Nedenine gelince:
Üç aşağı-beş yukarı yaşıtız.
Kendisini üniversite çağlarından tanıyorum. Ben gazeteciliğe yeni başladığım yıllarda o da o dönem CHP İzmir İl Başkanı olan Dr. Sedat Akman yönetiminin Gençlik Kolları İl Başkanıydı.
Sıkı solcu bir arkadaştır.
Daha doğrusu öyle biliyordum.
Partide çok mücadele verdi.
Çok çalıştı.
Ahmet Sarışın’ın Konak Belediye Başkanı olduğu dönem, onun yardımcısıydı.
Geçen gün öğrendim ki, herkesin “ayrılmaz ikili” diye tanımladığı bu iki arkadaş, iki yoldaş; çok uzun süredir kavgalı ve küs imiş.
Musa Çam, son olarak DİSK Genel Sekreterliği görevini yaptı ve sendikadan ayrıldıktan sonra İzmir’e yerleşti.
CHP’den milletvekili aday adayı oldu.
DİSK kontenjanından da İzmir Birinci Bölge 4. sıraya kondu.
Kısmetse 12 Haziran’dan sonra TBMM’ye İzmir milletvekili olarak girecek.
* * *
Hafta sonu beni aradı.
Sesi buruktu, büyük olasılıkla telefonun yankısından, benimle görüşmesini mikrofonu açarak başkalarına da dinletiyordu.
Kendisine hiç yakıştıramadım.
Bana sitem etti.
Nedenini hâlâ anlamış değilim.
Çünkü kendisiyle ilgili geçen hafta bu köşede yazdıklarım şuydu:
“Ve Musa Çam.
Ak Parti, Erzincanlı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı liste başı yapınca, CHP de Bakanın genç hemşehrisi Musa Çam’ı dördüncü sıraya koydu.
Musa Çam, çok eski bir CHP’li. DİSK Genel Sekreterliği’ne kadar yükselen bir sendikacı, emekçi dostu ve lideri.
Aynı zamanda Alevi kökenli.
Çam, 70’li yıllarda CHP Gençlik Kolları’nda adım attığı CHP’de, örgütçülüğü, militan kimliği ve o dönemlerde bizlerden daha ‘solda’ yapısıyla önemli bir isim. Tıpkı ikinci bölgedeki milletvekili adayı Mustafa Moroğlu gibi. Musa Çam, belli ki, ikiye göre daha zayıf birinci bölge CHP listesinin lokomotifi olacaktır.”
Musa Çam bu yazıyı okuduktan sonra bana, eski bir arkadaşı olarak açıp “teşekkür edeceğine”, ne dedi biliyor musunuz?
Ben ona Ermeni demek istemişim!... Bana teessüf ediyormuş!...
Buyrun bakalım beyler...
O telefon konuşmasına tanık olanlar hatırlayacaktır;
“Sen ne diyorsun Musa, nereden çıkartıyorsun?” diye sorduğumda, kendisinin CHP Genel Merkezi Özel Kalemi’nden arandığını, kimse artık o kişi; “Seni övmek isterken yerin dibine batırmış” dediğini anlattı.
Yuhunuz beyler;
Erzincanlı ve Alevi olmanın, Ermenilikle ne ilgisi var söyler misiniz?
Erzincan doğumlu olmak suç mu, yüz kızartıcı bir ayrıntı mı?
Keza Alevi olmak da öyle.
İnsan, Erzincanlı ve Alevi olmaktan gurur duymalı, gurur...
Bu; adamın biri “Hava bugün bulutlu” deyince yanındakinin elindeki sopayı kafasına indirip, “Sen bana ördek dedin” gibi bir şey...
Çam’a hiç yakıştıramadım...
Tabii, kendisini milletvekili adayı yapan CHP’ye de...
Musa Çam için, “CHP listesinin lokomotifi” demiştim.
Doğru ama, bu lokomotif böyle kafayla çalışır, bu kafayla giderse, CHP’yi aydınlığa ve ileriye değil, geriye taşıyacak bir şimendifer olur, o kadar.