ERDAL Kalkan; Çiğli, Bayraklı, Bayındır’da.
İsmail Katmerci; Bornova Bayındır’da.
Hüseyin Hasgül; Konak, Karabağlar’da.
Tuğrul Yemişçi; Torbalı’da.
Taha Aksoy; Karşıyaka, Menemen’de.
Ak Parti İzmir milletvekilleri buralarda da...
CHP’liler, CHP milletvekilleri nerede?
................(!)
* * *
Rahatlar...
Çünkü biliyorlar ki, nasıl olsa İzmir onlara oy verecek.
Çalışmanın, koşuşmanın ne gereği var?...
İzmirlinin kafasında, Ak Parti’nin “ileri demokrasi” kılıfı altında, kent ve bireysel yaşam biçimini değiştireceğine dair kazınamayan bir “korku” var ya; “Çalışsak ne yazar, otursak ne değişir?”, diyor olmalılar.
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan sonra, 12 Eylül Referandum sürecinde CHP için, kişisel bir tanım yapmıştım:
CHP; başı çalışan, koşuşturan ama gövdesi felçli, elini-kolunu hareket ettirmeyen, ayakları tutmayan bir insan gibi demiştim.
Bugün de aynı görüşteyim.
Lider, dur-durak bilmeden koşuşturuyor.
Bir gün Doğu’da, bir gün Batı’da, ertesi gün İstanbul’da daha sonraki gün Bursa’da, Antalya’da.
Yurt gezileri yapıyor, iktidarla, başbakanla boğuşuyor, işadamları ile toplantılar yapıyor. Sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geliyor, partisini iktidara taşıyacak politikalar üretiyor...
Milletvekilleri ve teşkilatlar, tıpkı özelleştirmeden önceki Devletin Kamu İktisadi Teşekkülleri KİT’ler gibi...
Ağır, hareketsiz ve heyecansız...
* * *
Bir hafta sonra CHP Olağanüstü Kurultayı toplanacak.
Hiçbir CHP’linin, Haziran 2011 Genel Seçimleri için hazırlık yaptığı falan yok.
Çoğunluk, ya kendisi ya ekibinden birilerini seçilecek olan Parti Meclisi’ne yerleştirme çabasında.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Halkın Partisiyiz”, “Halkın Partisi Olacağız” diyor ama, CHP’li milletvekillerinin ya da teşkilatlarının böyle bir niyeti olduğunu ben şahsen inanmıyorum.
Öyle ki, İzmir’de seçilmiş yerel yöneticiler, yani belediye başkanları bile, asıl görevleri olan halka hizmeti bırakıp, siyasal rant peşinde koşuşturuyorlar.
Gerisini siz düşünün...
blog
NİLGÜN ÖLÇER: “CHP neden iktidar olamıyor?” diye ağlaşıyoruz. İzmir’e sahip çıkmayan zihniyet Türkiye’ye nasıl sahip çıkacak?
SEVAL YAZICIOĞLU: Sürekli Bakan çağırıp zirve yapıyoruz ama baktığınızda İzmir’de değişen hiç bir şey yok. Şu Pasaport’u bile; mendireği, rıhtımı herşeyi hazır, bir yat limanına çeviremedik. Bu İzmir’den hiç bir şey olmaz evladım. Boşuna yazıp-çizip durma.
SEYFİ GÖLCÜK: Hamdi Bey, ben 40 yıldır İzmir’deyim. Burada herkes Zeybek oynamayı sever. El ele tutuşmayı bir türlü beceremedik. Turizmde de öyle. Ekrem Demirtaş bir şeyler yapmak istiyor, herkes adamı neredeyse dövecek. Bırakın yapsın be kardeşim. Alıp cebinde mezara götürecek değil ya?
MÜBECCEL AKDAĞ: Meryem Ana Evi’nin Selçuk, yani İzmir’de olduğunu bilmeyen dünyada yüz milyonlarca hıristiyan var. Peki Kâbe’nin Mekke’de olduğunu bilmeyen müslüman var mı?
Demek ki biz ülkemizi de, İzmir’i de tanıtamıyoruz. Sonra da “Niye turist gelmiyor?” diye hayıflanıyoruz.
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN