ÖMÜR Kabak’ın yerine, Ak Parti İzmir İl Başkanı olarak atanan Ömer Cihat Akay, üç iddialı açıklama ile görevine başladı.
“- Hapis cezamı şeref madalyası olarak omuzumda taşıdım...”
“- Talep eden değil talep edilen bir kişi oldum...”
“- Bu atamayı bekliyordum. Benim için sürpriz olmadı ama İzmir için sürpriz oldu...”
Ömer Cihat Akay, Ballıkuyu’da doğup büyümüş bir İzmir çocuğu.
Bu hiç şüphesiz ki bir avantaj.
En azından İzmir’i tanıyor, biliyor.
Atanması, dediği gibi, kendisi için değil ama İzmir için bir sürpriz.
Babası, Milli Nizam Partisi’nin İzmir’deki kurucusu.
Ak Parti’nin yeni il başkanı, partinin Milli Görüşçü kanadından.
“Hapis cezam” dediği şu:
Türk Ceza Kanunu’nun irticai faaliyetlerle ilgili 163’üncü Maddesi’nden 1985 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce 20 ay hapis cezası almış.
Bunun için de, “Yatmış olduğum cezayı zul olarak kabul etmedim. Omuzumda bir şeref madalyası olarak taşıdım. Benim için bir onurdur” diyor.
* * *
Ömer Cihat Akay, Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Fazilet Partisi ile aktif siyasete adım atan Akay’ın eşi de bu partiden milletvekili adayı olmuş.
Ak Parti’de ise 2003 yılında Konak İlçe Yönetim Kurulu üyeliği görevi var. Akay, MÜSİAD’ın kurucu İzmir Şube Başkanı.
İddialı insanları her zaman taktir etmişimdir.
Ömer Cihat Akay da böyle bir siyasetçi gibi.
Düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasından ben böyle algıladım.
* * *
İzmir, Haziran 2011’deki genel seçimlerde Ak Parti’nin tüm gücüyle yükleneceği illerden biri olacak.
“Gavur İzmir”i, Türkiye haritasında “sarı” bölge olarak işaretlemek, Başbakan Erdoğan’ın birinci hedeflerinden biri.
Bu nedenle top-tüfek; ne varsa CHP’nin kalesinin düşürülmesi için seferber edilecek.
Ön yargılı olmamak lazım.
Ancak, Ak Parti İzmir Teşkilatı’nın Akay ile birlikte, liberal çizgiden, Milli Görüş ağırlıklı bir yapıya kayması kaçınılmaz.
Ömür Kabak gibi merkez sağ eğilimli bir il başkanının yerine, daha muhafazakar bir ismin Ak Parti’nin başına getirilmesi, İzmir için ne kadar “doğru” olacak; göreceğiz.
Çünkü, “Ak Parti niçin İzmir’de başarılı değil?” sorusunun ilk yanıtlarından biri; İzmir’i, kentin laik yapısıyla örtüşecek şekilde kucaklamıyor. İçine kapalı, sadece kendi dünya görüşündeki insanlarla birlikte oluşuydu.
Yani, “Kendin pişir, kendin ye” gibi...
Tabii bu da başarı değil, başarısızlığı getiriyordu, getirdi ve getirecek de...
BLOG
SEVGİ KÜÇÜK: Eksik bile yazmışsınız. Mesela ucuz bilet alsanız bile, diyelim ki seyahatiniz bir zorunluluktan ertelendi, değiştirmek istiyorsunuz, “Ucuz bilet olmaz” diyorlar ve biletiniz yanıyor.
ABBAS KUTUCU: Adamların bir yerlerini kaldırdık, başımıza “Ali kıran baş kesen” oldular. Halbuki otobüsle seyahatte, bilet fiyatı ne ilan ederlerse o fiyata. Vakti olan uçağa değil, şehirlerarası otobüse binsin. Hem de otobüslerin çoğu çok konforlu.
SÜER ÖZDAMAR: Ulaştırma Bakanımız özel havayollarıyla övünüyor. Haklı. Gerçekten hükümetin büyük bir hizmeti. Ama biraz da denetim yapılmalı, başıboş bırakmamalı. Yazdığınız gibi fiyatlar hiç de reklamlarda duyurulan gibi ucuz değil.