BU gidiş gidiş değil...
Nereye varacak orası da belli değil...
CHP’nin İzmir metropolündeki yerel yönetimlere şöyle bir bakalım:
Yargı karar verinceye kadar herkes masumdur ama, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı hakkında, “Kasırga” adlı bir operasyon sonucu Ağır Ceza’da dava açılıyor.
İddianamede 49 yıla kadar hapsi isteniyor.
Aynı olaydan Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı ve belediye şirketi Buca Mar’ın Genel Müdürü halen tutuklu ve cezaevinde yatıyorlar.
Başkan Tatı da, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak, suç örgütüne yardım etmek ve görevi kötüye kullanmaktan mahkemeye çıkacak.
Yani, seçilmiş bir belediye başkanının işleyebileceği en ağır suç...
* * *
Bayraklı Belediyesi, sanki “korku imparatorluğu...”
Başkan Hasan Karabağ, “Benim korumam değil, o iki kişi belediye destek hizmetlerinin çalışanı” diyor ama, adamlar gidip Temizlik İşleri Müdürü’nü makamında yumruklayarak, suratını dağıtıp, burnunu kırıyorlar.
Neymiş; müdür bey, bu şehir eşkıyalarının o işletmede çalışan arkadaşlarına “fazla mesai” yazmamışmış!...
Dağ başı mı burası, Bayraklı Belediyesi mi?
Özürleri ise, kabahatlarından büyük:
Efendim bu iki eşkıya eski hükümlüymüş. Başkan Karabağ aslında bu olaydan hemen sonra işlerine son verecekmiş ama, Bayraklı İlçe Emniyet Müdürü “olmaz” demiş.
İnanıyor musunuz?
* * *
Yine bir CHP’li Belediye...
Bu kez adres Karabağlar...
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası, belediye binası önünde direnişte.
Neden?
Bir: Ücretler ve maaşlar düzenli ödenmiyor!...
İki: Bürokratlar çalışanlara kötü davranıyor. Küçük ve hor görüyor. Azarlıyor, zaman zaman da hakaretvari hitap tarzına muhatap oluyor.
Allahtan Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, akıllı bir adam ve işçiden yana bir seçilmiş...
Olay büyümeden, protestocu sendikacı ve işçilerin arasına inip, havayı yumuşatıyor, direnişi tatlıya bağlıyor.
Tabii şimdilik!...
* * *
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, dün sabah ulusal bir televizyon kanalının konuğuydu.
Nükhet Hanım, İzmir için, “Şu an nötr durumda” deyimini kullandı.
Yani İzmirlilerin eskisi gibi Ak Parti’ye tepkili olmadığından söz etti.
Bunda, hükümetin İzmir’e yaptığı yatırımların ve yerel yönetimlerin (CHP’li Belediyelerin) çalışmamasının, hizmet üretememesinin, beceriksizliklerinin büyük payı olduğunu söyledi.
İzmir halkının artık, yapılmayan hizmetlerin sorumlusu olarak CHP’li belediyelerin hükümeti hedef göstermesini de kabul etmediğini sözlerine ekledi.
Nükhet Hanım’ın İzmir ile ilgili bu tespitlerine aynen katılıyorum...
Çünkü; eksiği var, fazlası yok...
* * *
CHP’de Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Canalioğlu’nun İzmir’deki belediye başkanları için söylediklerini ve uyarılarını bilmem tekrarlamaya gerek var mı?
Demek o da rahatsız ve dertli.
Canalioğlu, “Belediye Başkanlarının korumaya ihtiyacı yok ki? Onların koruması halk...” diyor ama, İzmir’de korumasız halkın içine çıkabilen kaç belediye başkanı var ki?
Saymaya kalksan, bir elin parmaklarını geçmez.
Zaten İzmirli de bunu hem görüyor, hem de üzülerek izliyor...
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA YAYINLAYALIM