BİR halt işledin, “sus, konuşma, otur o zaman“ diyesim geliyor ama...
Haddime değil!..
Çünkü konuştukça batıyor...
CHP’yi geriyor, kenti geriyor, insanları geriyor.
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, her sıkıştığında “istifa ederim” diyemez, dememeli.
Hakkı yok...
Yük ağır geliyorsa ya da gelecekse, aday olmazsın, olur biter...
İstediğin kişileri ilçelere başkan adayı yapamayınca; istifa et!..
Bornova’da ilçe kongresinde “Bakın ha, istediğim adayı seçmezseniz, seçilir de görevden alırsanız, CHP’den de, Büyükşehirden de istifa ederim” diye tehdit salla...
Böyle şey olur mu?
Unutmamalı ki, her sorunla karşılaştığında önümüze böyle tehditvari “istifa yemeğini” koyarsa, bir yemez, iki yemez, üçüncüsü de, “Edersen et kardeşim” diye bir yemeğe başlarsak, neye uğradığını asıl o zaman şaşırır.
* * *
Özürü kabahatından büyük...
Aziz Kocaoğlu CHP Bornova ilçe kongresindeki konuşmasından sonra kantarın topuzunu fazla kaçırdığının farkına varmış olmalı ki, alel acele yazılı açıklama yaptı.
Efendim, Aziz Bey’in kongrede dile getirdiği istifa söylemi yanlış anlaşılmışmış ya da öyle algılanmak istenmişmiş...
Peki ne demek istemiş:
Sözde...
Bu kongre düzgün bir şekilde yapılsın...
Bu dedikoduyu çıkartanlar seçilmesin...
Genel Merkez ve MYK adil ve düzgün yapılmış kongreyi iptal etmesin, diye...
CHP’den değil, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa edeceğim; demiş!..
Asla CHP’den istifa edceğim gibi bir söylemi olmamış.
Büyükşehir Belediyesi’nden istifasıyla ilgili cümleyi de, CHP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) adil davranmayacağı ve sonuçlarına müdahale etmeyeceğine ilişkin inancını pekiştirmek ve bunu delegelere hissettirmek amacıyla sarfetmişmiş...
* * *
Güldürme be Başkan...
Çocuklar bile kanmaz bu masala...
Kürsüdeki konuşmanızı, defalarca Ege TV’den izledim.
CHP’den de Büyükşehir’den de istifa edeceğinizi söylüyorsunuz.
Yetmiyor...
Partinizin en üst yönetimi olan CHP Merkez Yürütme Kurulu’nu tehdit ediyor; “Kurtulursunuz benden” dedikten sonra da ekliyorsunuz: Bornova örgütünü de istediğiniz gibi şekillendirirsiniz diye bas bas bağırıyorsunuz.
* * *
Siyasette bu yapılan aleni rest çekmektir.
Sürekli rest çeken insanın restini görmezseniz, bütün parsayı toplar götürür.
Bu olay AK Parti’de yaşansaydı, Başbakan Erdoğan bir saniye durmaz, seçimin yapıldığı pazar günü, sonuçlar kesinleştikten bir saniye sonra Bornova Kongresi’ni iptal eder, yerine derhal Çapın’ı ilçe başkanı olarak atardı.
Deniz Baykal’ın yoğurt yiğişi daha farklı.
O, “İntikam soğuk yendiğinde lezzetlidir” diyenlerden...
Bilmem anlatabiliyor muyum?
* * *
Ya gazetecilerin tartaklanması ne olacak?
Bu CHP bu kadar hazımsız, bu kadar faşist bir örgüt yapısına mı büründü?
İşlerine gelmeyince pata-küte gazetecilere girişiyorlar.
Neden fotoğraf çekiyor, neden görüntü alıyorlarmış?
Sana ne kardeşim?
Kavga etme, dövüşme, küfürleşme, kongreni adam gibi yap, onlar da çekmesinler.
Çiğli’de dövdünüz, sesimiz çıkmadı.
Buca ve Konak’ta da itip kaktınız yine “sabır” çektik.
Bornova’da bardağı iyice taşırdınız.
CHP kongrelerinde gazeteci tartaklayıp, dövüp, özür dilemek adeta bir alışkanlık haline geldi.
Yakışmıyor...
Hem de hiç yakışmıyor...