KARŞIYAKA Belediye Başkanı Cevat Durak değil de AK Parti’den seçilen bir isim olsaydı, kıyamet kopardı.
Gazetelerin manşetlerini gözümün önüne getiriyorum:
“AKP’li Başkandan gece yasağı!..”
Ya da;
“İçkili eğlence; restoran, bar ve kafelere AKP sınırı!..”
Bu başlıkları bugün hem de aynen Karşıyaka’nın CHP’li Başkanı Durak için kullanıyorum.
Yani, AKP yazan yerlere CHP yazarak...
* * *
Böyle bir tahdit olamaz.
Hele Karşıyaka’ya hiç yakışmaz.
Ne demek, hafta içi 23.30, hafta sonları 24.00’te işyerlerini kapatmak.
Burası Erzurum mu, Konya mı, Şanlıurfa mı?
* * *
Elmalarla armutlar karıştırılmasın.
Karşıyaka Belediyesi, çaresizliğini, yetersizliğini resmen “yasakla” örtmeye çalışıyor.
Tıpkı, “Okullar olmasaydı Milli Eğitim’i çok güzel idare ederdim.”
“Araçlar olmasaydı bu trafik sıkışmazdı” diyenler gibi.
* * *
Bu işyerlerinin nerelerde açılabileceğinin kararını belediye verir.
İçkili ve içkisiz, müzikli-müziksiz mekanlara çalışma ruhsatını veren yine belediyedir.
Yani İzmir’de her isteyen gidip, istediği yerde içkili restoran açamaz. Müzik yayını yapamaz.
İzin veren belediyenin bir görevi de denetlemektir.
Gürültü ile ilgili yönetmelikler var.
Ölçüm cihazları var.
Kurarsınız bir ekip, bütün gece dolaşır, yüksek sesle müzik yayını yapan işyerine keser cezayı, tekrar olursa, kapatır geçer.
Ha, görevli ekipler şikayete rağmen idare ediyorsa(!), bu da belediyenin sorunu.
Avanta alanı bulur, atarsın memuriyetten, olur biter.
* * *
Yaya kaldırımlarını, yeşil alanları, hatta daha da utanmazca, arsızca cadde ve sokaklara, izinsiz masa sandalye atarak işgal edenlere gelince.
Attırma kardeşim...
Koydurtma, engelle, dinlemeyeni kapat...
Israr eden olursa da, ruhsatını iptal et.
Senin zabıtan, iktisat işleri müdürün, planlama ekiplerin, imar çalışanların buraları görmüyor mu?
Yasak, kolaycılıktır Sayın Durak...
Bir belediye başkanının görevi; seçildiği kenti hem cıvıl-cıvıl yaşatmak...
Hem de bunu apartman ve semt sakinlerini rahatsız etmeden başarmaktır.
Çünkü yöneten de, yasaları uygulayan da, karar veren de sizsiniz.
* * *
Şikayetçi olanlar haklı.
Kimse gecenin yarısında, kulaklarının içinde güm-güm müzik sesi duymak istemez.
Uyuyordur, hastası vardır, çocuğu sınavlara hazırlanıyordur.
Ama bilsinler ki, suç sadece izin ve ruhsat veren belediyenin değil.
İçkili ve müzikli bir işyerinin açılabilmesi için tüm apartman sakinlerinin “olur”u gerekir.
Şayet şikayetçi olacaksanız, istemiyorsanız, o zaman imza vermeyeceksiniz.
“Ne yardan ne serden” diyorsanız, susup oturacaksınız.
Çünkü başka bir çare yok...