“İşin çivisi çıktı” denir ya...
Sözde İzmir’i kalkındırmak için kurulan “Kalkınma Ajansı”nın hibe proje destekleri, kenti değil, kentteki bazı firma ve kuruluşları bizlerin parasıyla “kurtarma”ya dönüştü.
Affedersiniz ama, adam üretimini artıracak diye, yapacağı yatırımın parasını niye ben veriyorum?
Bana ne kardeşim?
Gitsin bankadan alsın herkes gibi kredisini; ister kapasitesini büyütsün, ister yeni makine yatırımı yapsın, isterse batırsın!...
Ne beni ne sizi ne bu kentin Valisini ne de Büyükşehir Belediye Başkanını ilgilendirir!
Hiç kimseyi ilgilendirmez.
Nasıl iştir böyle?
Dünyanın en güvenilir, sayılı finans ve kredi veren kurumlarını, işaret ettiği ülke, kurum ve kuruluşlara yönlendiren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uzun vadeli kredi notunu BB (-)’den BB (+)’ya, ulusal notunu ise AA (-)’den AA’ya yükselttiğini açıkladı.
Ben de çoğunuz gibi AA’lar, BB’ler, artılar, eksiler nedir, ne anlama gelir, pek anlamayanlardanım.
Meğer, çok önemliymiş.
Kentte yapılacak bir yatırım için kaynak arayışına girildiğinde, bu “notları” önüne koyduğunuzu görenin yapacağı tek şey; “kesenin ağzını açmak” olurmuş.
* * *
Pek anlamadığımı söyledim ya; Fitch’in raporundaki, bu iki kademelik artış, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yerel kamu finansmanını hızlandıran güçlü ekonomik performansını ve devam eden mali istikrara duyulan güveni anlatıyormuş.
İki mini yaşanmış olayı anlatıp, CHP’nin İzmir’de acilen alması gereken kararları yazmaya çalışacağım.
Merak ettim;
Seçim sürecinde AK Parti adayları mı daha çok dolaştı, CHP adayları mı?
Rastgele Çeşme’yi seçip araştırdım.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tam 6 kez bu ilçeye gidip seçim çalışması yapmış...
Ya CHP?
Pek anımsamıyorlar ama, çoğunluk “Bir tek Musa Çam geldi” diye yanıt verdi, birkaç kişi de, “Hani o kadın vardı ya, CHP’den bir de o geldi” dedi.
Tek kanatlı kuşun hiç doğru düzgün uçtuğunu gördünüz mü?
Çünkü kuşlar iki kanadı ile uçar.
CHP, Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de ne yazık ki seçime “tek kanat” ile girdi.
Tabii ki, istediği gibi uçamadı.
Ben bu duruma; “CHP’deki 12 Hazirancılar ve 13 Hazirancılar mücadelesi” diyorum...
Kılıçdaroğlu ile “Yeni CHP” olarak, 12 Haziran’da bir “halk iktidarı” için yola çıktılar.
Tek hedefleri, AK Parti’nin oylarını olabildiğince aşağıya çekmek, yüzde 38-40 bandına indirmek, kendi oylarını da yüzde 30-35 seviyelerine çıkarmak ve iktidar alternatifi olmaktı.
Başbakanımızın “2.Balkon Konuşması”nı dinleyince içim bir hoş oldu.
(Not: Balkon konuşmalarını birden başlayarak numaralarsak ileride tarihçilere kolaylık olur. Bilim İnsanları makalelerinde atıf yaparken 2.Balkon Konuşması, 8. Balkon Konuşması gibi dip notlarla kaçıncı Balkon Konuşması ’ndan alıntı yaptıklarını belirtiler. Meselâ, otuz yıl sonra ders çalışan bir lise öğrencisi de hangi Balkon Konuşması’nda kime ne söylendiğini hemencecik öğrenir.)
Eveeeeet!
2.Balkon Konuşmasını huşu içinde dinledim.
Helalleşme bahsinde içim kaynadı.
Ne kadar güzel bir şey.
Helalleşiyorsun; kavga yok, dövüş yok, huzur içinde yaşayıp gidiyorsun.
Endişeli modernler...
12 Haziran’da bu kentte CHP ile birlikte oylarını artıran AK Parti’nin, İzmirlilere taktığı yeni isim; başka bir deyimle, oy vermeyen seçmen için kullandıkları tanımın yeni adı bu...
Hadi geçmişteki yakıştırmalar;
“Gavur İzmir...”
“Sümüklü Çocuk...”
“Faşist İzmir...” söylemlerine alıştık da;
Şimdi bu “endişeli modern?” nereden çıktı?
CHP artık CHP gibi olmalı...
Kavgayı, iç çekişmeyi, kurultayı bırakıp, gerçeklerle yüzleşmenin yol ve yöntemini aramalı.
12 Haziran’da CHP, “umut edilen” oyu alamadı.
Doğru...
Ama parti 2007’den örgüt olarak olmasa bile, genel başkanlık olarak daha dinamik, daha ayağı yere basan politikalar üretti.
Bunun karşılığında da bir önceki genel seçime göre oyunu yüzde 25 artırdı.
Bunun için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu sorgulamak yerine, başta İzmir’de olmak üzere tüm Türkiye’de, “Neden daha fazla oy alınamadı?”, “Nerede yanlış yapıldı?” sorularının yanıtı aranmalıdır.
CHP İzmir’de bu seçimin tek galibi, Karşıyaka...
Hatta sadece İzmir’in değil, tüm Türkiye’nin de galibi.
Tabii, İstanbul’un Beşiktaş ilçesini saymazsak...
Bu mümkün olmadığına göre, ülke genelinde CHP’nin en çok oy aldığı ikinci ilçe Karşıyaka diyebiliriz.
* * *
CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Adnan Alabay’ı uzun yıllardır tanırım.
İyi ve fanatik bir partilidir.