Sebastian Gorka’yı dünya kamuoyu da tanıyor artık. Washington’un Virginia eyaletinde kalan zengin mahallesinde, Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’ye 2 dakikalık mesafede, geniş salonları ve kütüphanesi bulunan Westminster Institute adlı “eğitim” kurumunu kurmuş, kerameti de, kredisi de kendinden menkul askeri uzman olarak seminerler veren, adaylığından beri Trump’a “baş stratejist” olarak danışmanlık yapan eski borsacı, yeni İslam uzmanı Steve Bannon’un Web dergisi Breitbart’ta yazı yazıyordu. Ne askerlik eğitimi almış, ne askerlik yapmış ve ne de “uzman araştırmacı” sayılmak için muteber bir kurumdan bilimsel yeterlik belgesi (master veya doktorası) bulunan bu kişi, bir ara Macar hükümetine iç siyaset uzmanı olarak danışmanlık yaparken, Macarların bile adını duymadığı bir yerden “doktora derecesi” alıp, geçen Ocak ayında Başkan Trump’ın ulusal güvenlik danışmanları kadrosuna katılmıştı. Hem de ne katılma: Başkan Asistanı sıfatıyla..
Trump’ın göreve başlama balosuna Vitezi Rend adlı Macar Nazi grubunun rozetini takarak katılan Gorka, bu rozetin babasına ait olduğunu öne sürmüşse de daha sonra kendisinin de bu grubun üyesi olduğu, kongrelerine katıldığı ve yayınlarına katkıda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Ocak’tan bu yana 55 Kongre üyesi, ortak mektupla, ABD Musevi Cemaati Örgütü, Kuzey Amerika-İslam İlişkileri Konseyi ve daha bir çok kurum, bildirilerle bu şahsın Beyaz Saray’dan kovulmasını istemişlerdi.
Gorka nihayet hafta sonunda istifa etti. Onu oraya getiren Bannon’ın kovulmasından sonra Gorka’nın Beyaz Saray’da kalması mümkün değildi. Yurt Güvenliği Bakanı iken geçen ay Beyaz Saray genel sekreterliğine getirilen emekli general John Kelly’nin, tüm görevlilerin CV’lerini yeniden incelediği biliniyordu. Gorka uluslararası güvenlik uzmanı diye işe alındığı işte kalamazdı.
Bu şahsın istifası veya istifa zorunda bırakılması haberleri üzerine Beyaz Saray’a biraz denge geleceği ve Trump’ın biraz daha normal bir başkan gibi davranacağı umudu belirdiği sırada..
Trump, beyazların üstünlüğünü savunan ırkçılara ve beyaz milliyetçilere bugüne kadarki en büyük ödülü verdi. Bu kez tüfeklerle Boston’da yürüyüş yapan Nazilerden “Çok kibar insanlar” diye söz eden Trump, hafta sonunda son iş olarak Arizona eyaletinde, İsviçre kadar büyük bir bölgenin şerifi (emniyet müdürü) iken mahkemeye saygısızlıktan
6 ay hapse çarptırılmak üzere olan Joe Arpaio’yu başkanlık yetkisini kullanarak affetti. Beyaz milliyetçi gönüllüleri toplayarak ve onların eline makinalı tüfekler vererek, köşe bucak ABD’ye kaçak girmiş Meksikalı avına çıkan şerif, “O fareleri bulundukları deliklerden çıkartacağız” sözleriyle üne kavuşmuştu. Mahkemeye gelmeyi reddeden, karara rağmen tutukladığı kişileri salıvermeyen ve Meksikalıların derilerinin rengiyle açıkça alay eden bu kişinin affı, işlediği her suçun ABD başkanı tarafından da benimsenmesi, onaylanması anlamına geliyor. Çünkü affedilmesini zorunlu
kılan ne kocama hali,
ne de hastalığı vardı.
Trump ile aynı fikirde olmalarından başka!