73 yaşındaki adam hakkında “tavşan” metaforunu kullanacak değiliz ama Nâzım ustanın söylediğinin tersine, Trump, korktuğu için kaçıyor.
Neden korkuyor? Erdoğan tarafından ikna edilmekten. Biliyor ki daha önce en az üç kere olduğu gibi, Başkan Erdoğan’ın dile getireceği aklıselim, sadece Suriye sorununda değil, İsrail’in güvenliği ve Filistin’in geleceğine ilişkin rasyonel ve fonksiyonel, işe yarar çözüm önerileri bölgesel birçok sorunun hallini sağlayacaktır. Akıllı bir iş adamı, bu önerileri duyduktan sonra, tekrar edelim, daha önce en az üç kez olduğu gibi, hatada ısrar etmeyecektir; adamlarını toplayıp “Suriye’den çıkacağız, orada ‘Kürt Devleti’ filan gibi safsataları artık duymak istemiyorum” diyecektir. ABD ve sözüm ona koalisyonu, pılısını pırtısını toplayıp evine dönecek ve birkaç ay içinde toprak bütünlüğü garanti edilmiş, egemenliği ihlal edilmeyen, komşularına saygılı (ve kendi milli birliğini oluşturan bütün etnik, dinsel ve mezhep gruplarının bütün insan hakları garanti edilmiş) bir Suriye doğacaktır. Bu Suriye’de, icabında İran ruhani liderlerini, seçilmiş siyasetçileri dinlemeyen, kendi başına bir güç, devlet içinde devlet, paralel hükümet halini almış bir İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun uzantıları olmayacak, Golan Tepeleri’ni geri almış olacak olan bu Suriye’nin üzerinden İran İsrail’i tehdit etmeyecektir.
ABD bunu sağlayabilir... di. Eğer ABD Başkanı şu yukarıda yazdığımız barış planına bütün varlığıyla karşı olan bir İsrail’in ve bu İsrail’in kayıtsız-şartsız arkasında bulunan neoconlar ile Evanjeliklerin seçim desteğine muhtaç olmasaydı...
Ne yazık ki gelecek yıl seçim var ve ekonomide sağladığı bütün başarıya rağmen, başı siyasal skandallardan bir türlü kurtulamayan Trump, demokrasi, sol, ilericilik, liberalizm, Demokrat Parti ve hatta bazı Cumhuriyetçi Partililerin oluşturduğu bloka karşı, ancak neoconların, Evanjeliklerin ve -en önemlisi- İsrail’in desteğine muhtaç. Bu grupların hiçbirisi, şu anda Başkan Erdoğan’ın dile getireceği aklıselime değil, sadece ve sadece Suriye’yi bölerek ortaya “Kürt devleti” adını verdikleri bir varlık çıkartmaya ve bunu becerebildikleri bir zaman çerçevesinde Irak’ta kuracakları benzeri bir devletle birleştirerek, bu yeni “varlığı” İran’a saldırtmaya odaklanmış vaziyetteler. (“Önce İran’a” diye okuyunuz; sonrasıyla ilgili muhtemel çıkarımlarını başka bir zaman tartışırız.)
Trump açısından bu kadar uzun vadeli bir düşünce zaten imkânsızdır; onun için lazım olan şimdilik bu grupların desteğidir. Trump, kızının hayatına bir Jared Kushner girmemiş olsaydı, İsrail veya Filistin’le sadece oraya bir Trump Tower dikilip dikilemeyeceğiyle sınırlı olurdu; dolayısıyla, ne Yüzyılın Anlaşması ne de Suudi petrol tesislerini kimin bombaladığıyla ilgili.
Trump için şu anda seçimi kazanmak önemli. Trump’ı Dışişleri ve Savunma bakanlıklarının cari harcamalarını kısmaktan başka ilgilendiren bir şey yok. Bunun da reçetesi Erdoğan’ın elinde. Ama ikna edilmekten korkmasa ve oturup bir dinlese!