Şu ana kadar ne İsrail kaynakları (ki Katar’la ilgili iddiaların ana kaynağı İsrail istihbaratıdır), ne de bunu papağan gibi tekrar eden Araplar, Katar’ın nasıl olup da terörü desteklediğine dair ortaya tek bir belge bile koyamadılar. Aynı kaynaklar, iki yıl önce yardım tırlarının havadan çekilmiş fotoğrafını Türkiye’nin DAEŞ’ten petrol ithalatının kanıtı diye sunmuş ve sonra rezil olup özür dilemişlerdi.
1995’de Pars gaz alanları keşfedildiğinde, Katar’ın dünyanın en zengin ülkesi haline geleceği belli oldu. Bu tarihten itibaren, Katar’ın sözüm-ona Arap kardeşlerinde gözle görülür bir çekememezlik başladı. Katar, 1996’da küresel haberleşmeyi, CNN’lerin, Fox’ların, BBC’lerin tekelinden kurtarmak için El Cezire uydu televizyonunu kurdu. Bu, ABD’nin Katar aleyhtarı davranışlarının başlangıcı oldu. İsrail kaynakları, ilk günden beri El Cezire’yi, İsrail ve Musevilik aleyhtarı olarak damgaladılar. Daha da ileri gidenler, El Cezire’nin, El Kaide, Hizbullah ve onlarla aynı kefeye koydukları Hamas’ın propaganda şubesi olduğunu yazdılar.
Sadece onlar değil, ABD diplomatları da, WikiLeaks’in ifşa ettiği gizli yazışmalarından anlaşıldığına göre, Katar’ın terörizme finans sağladığına inandılar. ABD diplomatlarının bu bilgileri kendi kaynaklarına dayanıyordu. Suudilerin önderliğinde başlatılan son darbe ve işgal hazırlığı niteliğindeki operasyonun tetiğini ise, Financial Times isimli İngiliz gazetesinin, Katar’ın, kraliyet ailesinin Irak’ta rehin alınan bazı üyelerinin serbest bırakılması için İran, Irak’taki İranlı militanlar ve Suriye’deki El Kaide teröristlerine bir milyar dolar fidye ödediği iddiası çekti. Bu iddiayı kanıtlayan başka bir kaynak olmadığı gibi, Katar’ın yetkili makamları, olayı reddetmiş bulunuyorlar.
Ortadaki iddianın geldiği nokta, Katar’ın İran ile stratejik bir ortaklık kurduğudur ve bunun da temeli, Katar’ın, İran’la ortak olduğu, dünyanın en zengin doğal gazını çıkarmak için teknik ve ticarî işbirliğini sürdürme zorunluluğudur. Katar ve aklı başında bütün liderlerin ileri sürdüğü bir diğer husus, İran ile siyasal mücadelenin, bu ülkeyi elinde tutan meczup molla rejimi orada durdukça, bölgeyi bir mezhep savaşına sürükleme tehlikesini artıracak tarzda yapılmaması tezidir. İranlı mollalar daha dün, Mekke ve Medine dışında sağlam bir kent bırakmayacaklarını söylemişken, “Siz onlara aldırmayın. Bir Sünni ordusu kurun Hizbullah’ı ezin; bölgede Şii hilali denen oluşumu önlemek için Tahran’a saldırın!” diyen Trump’ın samimiyetine inanma imkanı var mı?
Katar ile ilgili tonla bilgi ortaya dökülüyor. Bunların hemen hepsi de İsrail kaynaklarından geliyor. 6 Amerikan üniversitesinin Doha’da açtıkları ve belki de dünyanın en yararlı yatırımlarından biri olan üniversite ve külliyelerin ABD için terörist yetiştirdiğinden tutun da, Katar’ın Brookings Enstitüsü aracılığıyla ABD’li aydınlara milyonlarca dolar akıttığı, Hillary Clinton’ın başkan adaylığı sırasında kampanyasına 1 milyar dolar katkıda bulunduğuna kadar, her gün yeni bir iddia, yeni bir tahrik aracı ortaya atılıyor.
Katar’ın şu anda gerçeğe ve gerçek dostlara çok ihtiyacı var.
- Doğan Heper üstadımıza rahmet, ailesine, dostlarına ve okuyucularına başsağlığı diliyorum.
