Trump hakkındaki iddiaların zayıflığına bir karine ise, azil soruşturmasında dikkate alınacak iki madde açıklandıktan sonra, bunların Başkan’ın ipini çekmek için yeterli olduğuna karar veren Demokrat Parti grup yöneticilerinin hiçbiri muhabirlerin sorularını yanıtlamadılar.
Siyasal nutuklar atmak kolaydır; hele başkan, başbakan gibi lider konumundaki bir kişiyi suçlarken yapılan ateşli konuşmalar sırasında insan bazen hitabetin önlenemez heyecanına kapılır ki yeri göğü sarsar! Trump gibi tutarlılık konusunda herkesi kuşkuya düşüren bir siyasetçi hakkında muhaliflerinin esip gürlemesi sorun olmasa gerek. Ama “Bu şahsı şu şu şu sebeplerle görevinden azledelim!” diye maddeler kaleme aldığınız zaman, ne yazarsanız yazın, kendi tarafınızda da karşı tarafta da yaratacağınız his, dağın fare doğurması karşısında duyulacak bir histen farklı olmuyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Demokrat Parti grup yöneticileri, ilgili iki komisyon başkanından oluşan altı siyasetçi, azil soruşturmasını Trump’ın Ukrayna ile ABD ilişkileri konusunda yetkisini kötüye kullandığını ve bunu yaparken ABD parlamentosunun bilgi edinmesini engellediği iddialarıyla sınırlı tutmayı tercih ettiler.
Sanki bunu ABD’de daha önce hiçbir siyasetçi yapmamış gibi!
Şimdi Temsilciler Meclisi azil yargılaması yapılıp yapılmaması için oy verecek. Bu karar basit çoğunlukla (mevcut üyelerin yarısından bir fazlası, yani 216 oyla) alınacağı ve mevcut 431 üyenin 233’ü Demokrat olduğuna göre, bu karar geçecek ve Senato mahkeme hüviyeti kazanarak, Trump’ı yargılayacak. Sonunda orada da bir oylama yapılacak. Ancak bu oylama üçte iki çoğunluk gerektiriyor. Senato’da 45 Demokrat ve onlarla birlikte hareket eden iki bağımsız var ki bunların hepsi birlikte hareket etseler bile Cumhuriyetçilerden 20 üyeyi ayartmaları gerekiyor; bu da imkânsız.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, “azil” kelimesi ortaya atıldığı günden beri bu fikre karşı idi. Çünkü azil, iki ucu da netameli bir değnek ve yanlış tutulursa, insanın eli mutlaka yanar. Ne var ki Demokrat Parti, seçimlere 10 ay kalmış olduğu halde, bir aday bulamadı. En şanslı aday adayının 8 yıllık başkan yardımcılığı deneyiminde Amerika’nın maskarası olmaktan başka meziyeti bulunmayan 77 yaşındaki Joe Biden olduğu düşünülürse, Demokratların tek şansının Trump’ı azlettirmek için şanslarını zorlamaktan ibaret olduğu görülebiliyor. Aksi takdirde, Trump dört yıl daha ABD’nin (ve tabii dünyanın) başında kalmaya devam edecek. Demokratlar bunun ABD’nin prestijine de ulusal çıkarlarına da aykırı olduğunun farkındalar.
Ama ne çare ki birçok düşünür “Demokrasi sadece oydan ibaret değildir!” dese de ortaya sandık konduğu zaman, demokrasi sadece adayların aldığı oydan ibaret oluyor. Trump gelecek kasımda seçimde de seçimleri gümbür gümbür kazanacaktır. Bu sadece Demokratlar iyi aday bulamadıkları için değil ama ABD’de ve birçok Batı ülkesinde demokrasi, “plutocracy” (zenginler yönetimi) denen sisteme evirildiği için olacaktır.
