ABD’de bu yıl 6 yerde boşalan koltuklar için Temsilciler Meclisi özel ara seçimleri yapıldı ve 5’ini Cumhuriyetçiler kazandı. Üstelik bu kişiler sıradan Cumhuriyetçiler değil, Trump ile yakın bağları bulunan, Trump’ın desteklediği adaylardı. Cumhuriyetçilerin son zaferi Georgia eyaletinin 6’ncı seçim bölgesinde Karen Handel’e ait.
Kazananlarla ilgili yorumlarda bunun Trump için plebisit olduğu söyleniyor. Georgia, belki de Trump’la ilgili görevden alma soruşturmasının ayyuka çıktığı bir zamanda yapılıyor olması sebebiyle özellikle önemliydi. Demokrat Parti, varını yoğunu aday Jon Ossoff’un kampanyasına koymuştu. Amerikan dışişleri mensuplarının geleneksel okulu Georgetown Üniversitesi Dış Siyaset Okulu’nu bitirmiş ve Londra Ekonomi Okulu’ndan yüksek lisans derecesi almış olan Ossof, 5 yıl Kongre’de bir Demokrat milletvekilinin dış siyaset ve ulusal güvenlik yardımcısı olarak çalışmış, çok sayıda yasanın ve kararnamenin mimarı olmuştu. Amerika ölçüsüyle, tipik bir siyaset memuru, siyaset uzmanıydı. Ne var ki ABD’de siyasetin ölçüleri geçen kasım seçimlerinden bu yana belki de temelli ve temelinden değişmiş bulunuyor: Siyasal bir kurumda, bir siyasal görevde çalışmış olmak ve “Ben demokratım!” demek yetmiyor. Tam tersi, Trump’ın seçilmiş olması ve hemen herkese siyasetçiliğe aykırı görünen tutum ve davranışlarını cesaretle sürdürmesi gösteriyor ki Amerikan seçmeni artık profesyonel siyaset memuru değil, ülkeyi şu yöne veya bu yöne götürmek istediğini söyleyen, sıradan insanlar istiyor. Buradaki “sıradan” tabiri, “senin gibi, benim gibi kişiler” anlamına alınmalıdır.
Cumhuriyetçiler bu değişimi anlamış ve hatta kucaklamış görünüyorlar. Bu tür bir aday olmanın vizesi ise bu anda Trump tarafından kucaklanmaktır. Trump ile kol kola görünen Cumhuriyetçiler, şu ana kadar seçim engelini kolayca aştılar. 6 özel ara seçimden birini kazanan Demokrat’ın karşısındaki Cumhuriyetçi ise Trump’tan ısrarla uzak durmuştu.
Şimdi Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’nde 241 sandalyesi var; Demokratlar için sadece 194 sandalyeye sahip. İş, Trump’ın görevden alınması için Senato’da yargılanması için oylamaya kadar gelecek olursa, (Trump’ın seçimlerden önce çok övündüğü çevresindeki kadınları taciz etme alışkanlığını kameraların veya mikrofonların önünde tekrar etmesi gibi kendisi için felaket olacak bir hal dışında) Demokratlar asla aradıkları oy çokluğunu sağlayamayacaklardır.
Hillary Clinton’ın seçim yenilgisi demokratların gözünü açmış, tek özelliği “Ben demokratım!” demek olan adayların değil, Bernie Sanders gibi kampanya sırasında hiç soru beklemediği alan bırakmayacak kadar yüksek donanımlı adayların şart olduğu öne sürülmüştü. Şimdi artık bunun bile yeterli olmadığı görülüyor. Kazanmanın tek yolunun yapılmasını istediğin şeyleri hırsla istemek ve klasik bürokratik, derin devlet çarklarına teslim olmayacak bir şahsiyete sahip olmak gibi görünüyor.
Aslında böyle olmak hiç şart değil. En azından böyle görünmek yetiyor. Kazandıktan sonra Trump gibi derin devletin bodrumlarında esir de olabilirsiniz.