100 yıl önce başladı

23 Kasım 2020

Biliyoruz, Avrupalı önce “Hasta Adam” adını taktı, sonra gerçekten hasta etti ve sonunda Osmanlı’yı bölüşmek üzere masaya oturdu. Bu, alışık olduğumuz bir söylem gibi görünüyor ama yine de sayfaları çevirdikçe, karşınıza çıkan çoğunu bilmediğiniz, çoğunu o şekliyle anımsamadığınız olaylar, ihanetler, kumpaslar zinciri önünüze döküldükçe, içinizi önce bir hüzün kaplıyor. Kadim dostum, gazeteci-yazar Selim Atalay’ın yeni kitabı “Hedefteki Osmanlı: 100 Yıllık Komplo” hüzünlü bir kitap. 100 yıllık tarihimizi okurken, sizi kıvandıracak, gelecek için içinize umut dolduracak nokta ise şu:

“Türkiye Cumhuriyeti, tarihsel bir istisnadır. Belgeler gösteriyor ki, Osmanlı’yı parçalayanlar Türklere bir vatan ayırmayı düşünmemişlerdi. Anadolu bir rıza sonucu değil, bir can havliyle çırpınarak kurtarılmıştır. Türklere Anadolu da bir garanti değildi ve Millî Mücadele’nin başarı garantisi yoktu.”

Ama kazandık, değil mi?

Yazının Devamı

Trump yine asker çekiyormuş

19 Kasım 2020

Hiçbir ülkenin halkının oyuyla seçilmiş meşru devlet başkanıle alay etmek aklımın ucundan bile geçmez. ABD’nin, üç ay sonra tarihten bir yaprak olacak olan başkanı Trump da bu kurala dâhildir.

Obama’dan Trump’a devredilmiş bir “devlet politikası” var idi ise o da ABD başkanlarının “Şuradaki buradaki birliklerimizi şöyle azaltacağız, böyle azaltacağız!” demeçleri verdikten sonra sözünü ettikleri birliklerin sayısını azaltmak şöyle dursun, artırmaları olmuştur dersek, hiç yanılmış olmayız. Bu sütunda, çok değil sekiz hafta önce, Trump’ın Almanya’daki 12 bin ABD askerini geri çekeceği haberine nasıl sevindiğimizi ifade etmiştik. Başka vesilelerle Irak’taki, Suriye’deki ABD askerlerinin geri çekileceği açıklamalarını da sevinçle ele almıştık.

Neden? Çünkü bu çekilme haberleri, Obama’nın sonra yalan olduğu anlaşılan birçok açıklaması gibi, ABD’nin kendinde varsaydığı “dünya jandarması” misyonunun artık kalmadığının

Yazının Devamı

Karabağ’daki yangın

16 Kasım 2020

Tarih, biraz geride kaldıkça efsaneleşen, korkunçlaşan, ilahileşen veya bayağılaşan öykülerle doludur. Tarih çok nadir tarafsızdır. Tarihi yazan insandır ve bence insan tarafsız olamaz.

İnsan ancak bir tarafa meylettiğini bilirse, hatasını telafi için kendisini dengelemek üzere bir çaba gösterir. Gösterir de ne kadar başarılı olduğunu, olacağını bilemeyiz.

Hele güncel olaylarda, yaralar açıkken, acının orta yerinde tarafsız olmak, adil olmak, edepli olmak ne kadar mümkündür, tartışılabilir.

Belki de bu sebeple, Mustafa Kemal Atatürk, henüz Batı Anadolu’da Yunan işgali devam ettiği sırada, bir grup gazeteciye kendi aralarında bir grup kurarak, Yunan ordusunun geri çekildiği yerlere gitmelerini ve gördüklerini yazarak, film ve fotoğraf çekerek belgelemelerini önerdi.

Bu öneriye Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu olumlu yanıt verdiler ve 1921-22 tarihlerinde yaptıkları gezilerde dinlediklerini “Tetkik-i Mezalim heyeti” imzasıyla bir kitap olarak yayınladılar.

Belgelenen önemli gerçeklerden biri, 9

Yazının Devamı

Ne bu sevinç?

12 Kasım 2020

ABD’nin seçilmiş ama tabir yerindeyse mazbatasını henüz almamış başkanı Joe Biden, size telefon açıp da “Yeni dönemde Dışişleri’nde bir tek NeoCon, Savunma’da emekli General Ralph Peters’ın bir tek öğrencisi, Suriye ve Irak’ta hiçbir CentCom elemanı bulunmayacak!” diye teminat vermediyse neden seviniyorsunuz, anlamak mümkün değil.

Ralph Peters, Türkiye’nin beşte ikisine bir Kürdistan kurulmasını öngören bir harita çizmiş ve ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde 2006 yılında yayımlamıştı.

Peters, emekli olmuş olmasına rağmen, halen ABD kurmay okullarında ders veriyor. Bush zamanında da verdi; Obama zamanında da.

Hayır, kimsenin, Türkiye’nin beşte ikisini, Irak’ın yarısını, İran’ın ve Suriye’nin bir bölümünü alıp da bir PKK devletine verecek gücü yok; Biden değil, kim gelirse gelsin bunu, Türkiye’ye rağmen yapamayacaktır. Ama küçüklüğüne rağmen sineğin mide bulandırması hesabı, NeoCon’ların bakanlıkları ele geçirmesi halinde, sahadaki CentCom unsurlarının SDG

Yazının Devamı

Ganimeti bölüşmek kolay olmayacak

9 Kasım 2020

Allah’ın bildiğini kuldan esirgemek olmaz! Evet, Trump kazanacak diye tahmin ediyordum. Tahminden de öte, bunu umuyordum. Ama yalancılığı, bütün siyasal ve mesleki grupları karşısına almış olması, ABD’nin derin devletini oluşturan kurumlar ve kuruluşların çoğunu küstürmüş olması değil, Korona Virüs salgınındaki beceriksizliği Trump’ın başını yedi.

Şimdi, kaybetme denen şeyi tatmaktansa, ölmeyi tercih edebilecek bütün Narsistler gibi, ABD’yi epey bir mahkemelerle uğraştıracak; ama sonunda kuzu gibi, bavulunu toplayıp, New York’a dönecek.

Biden ise, Trump Yönetimi’nin devlet umuru görmüş, deneyimli ve sisteme saygılı birkaç üyesinin işbirliği ile geçiş dönemini atlatacak ama kolayca bir kabine kuramayacak. Çünkü Biden alışageldiğimiz bir klasik Demokrat Parti hükumeti değil, birçok çıkarı ve hesabı bir araya getiren bir ittifakın başkanı olarak seçildi. Böyle bir oluşum sağlanmamış olsa idi, Trump’ın popülist bir söylemle ardına topladığı kalabalığı yenmek ancak hayal olurdu.

Temsilciler

Yazının Devamı

Ne olursa Türkiye için iyi olur?

5 Kasım 2020

ABD’de seçimler ilk kez mahkemede bitiyor değil. Daha önce de mahkemeden ya oyları yeniden saydırması veya kime işaretlendiği tam belli olmayan oyların nasıl değerlendirileceğine arabuluculuk etmesi için mahkemeye gidildi. Bir keresinde Florida’da, George W. Bush ile Al Gore arasındaki seçimi Bush’un kazandığı kararı 36 gün sonra alınmıştı.

Gazetemizin makaleler için azami mühleti dolduğu sırada, Trump ile Biden arasındaki yarışı kimin kazandığına dair karar kesinleşmemişti. Kesinleşen sayım sonuçları ne olursa olsun, bu sonucun mahkemeye gideceği, oyların belki de defalarca yeniden sayılacağı, yerel sonuçların ve hatta genel sonucun iptali için girişimler olacağı anlaşılıyor.

Bu sonuç, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Sadece Türkiye değil, birçok ülkede önceki gece televizyonlar ABD’den 25 saate yakın naklen yayınlar yaptılar. Meselenin Türkiye’ye bakan tarafı, her zamanki gibi kişilerin tercihlerinden doğan sevinç veya üzüntüden öte gitmezdi eğer Demokrat aday Joe Biden şu siyasal nezakete de kişisel ferasete de aykırı

Yazının Devamı

Kanada’ya göçenler

2 Kasım 2020

ABD’de her seçimde ortaya atılan bir söylem vardır. Vietnam savaşı sürerken, bütün gençleri zorla askere alıp Vietnam’a gönderen Nixon’lı yıllardan kalma bir şey: Seçimi tutmadığın aday kazanırsa, tası-tarağı toplayıp Kanada’ya göçmek.

ABD ile Kanada arasında gerçi sınır vardır; ama 11 Eylül’e kadar o sınırda gümrükçü-polis bile bulunmazdı. Eğer Nixon gibi sizi askere alıp Vietnam’a sevk edecek birisi başkan seçilecek olursa, ver elini Kanada. İş ararken filan kimse “Sen nerelisin?” diye sormazdı. Hatta Kanada sosyal sigortalarına kayıt yaptırmak bile kolaydı.

Yarın seçim var ve ABD’de birçok kişi şu anda “Kanada’ya göçme” hayaliyle avunuyor olsa gerek. Kimileri dört yıl daha Trump’ın başkanlık komedisine dayanamayacağını söylüyor; kimileri Biden-Kamala ikilisinin ülkeyi “Obama’nınkinden beter bir sosyalizme” götüreceği korkusunda.

Obama yönetiminin neresi sosyalistti? Sigortası olmayan ve kendi hastane masrafını ödeyemeyecek

Yazının Devamı

Macron’un yaptığı bir Haçlı Seferi’dir

29 Ekim 2020

Samuel P. Huntington dünyada “Medeniyetler Çatışması” kitabıyla şöhret buldu. Birçok kişi bu kitabın ne dediğini anlamadı; anlayanların da önemli bir bölümü yanlış anladı!

Kitapta Huntington bir kehanette bulunuyordu; o kehanetin doğru çıkması için çağrıda bulunmuyordu. Tersine, öngördüğü gelişmenin olmaması için de kitabın sonuna Batı’nın ne yapması gerektiğine dair bir bölüm eklemişti.

Özetle, uygarlık dediğimiz şeyin, tıpkı İbn Haldun gibi kent tabanlı bir kültürden yola çıktığını ve bu kültürün de yine İbn Haldun gibi, o kent insanlarının dininden filizlendiğini belirten Huntington, Batı uygarlığının, katkıda bulunan “kentlerin” çokluğu sebebiyle, temel niteliğinin görünmez hale geldiğini esefle kaydederken, Batı’ya Hıristiyan olduğunu hatırlatmak istemiyor, tersine, Batı’nın savaşlarının din savaşı kisvesi altında kamplara ayrılan uygarlıkların savaşı olduğu gerçeğini akıldan çıkartmaması gerektiğini yüzüne haykırıyordu.

Ama anlayan da yanlış anlayınca,

Yazının Devamı