Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın 16 adayı, 1923 Lozan ve 1947 Paris anlaşmalarına aykırı şekilde ağır silahlarla donattığını söyledi. Akar, bu adalarda 100 bin civarında asker bulunduğunu da ifade etti.

Milliyet’te yer alan bir haberde, Bakan Akar gibi, TSK’dan emekli diğer bazı orgeneraller ve oramirallerin, Yunanistan’ın 12 adalar diye bilinen 14 adanın yanı sıra, 4 adayı daha silahlandırmasının yıllardır devam ettiğini hatırlattıkları yer aldı. Başka bir deyişle Bakan Akar’ın silah arkadaşları, bir bakıma bu demecin zamanlamasını sorguladılar. Sadece onlar değil, bazı gazetelerde ve televizyonlarda bu zamanlama ile ilgili eleştiriler gördük.

Haberin Devamı

Diploması böyledir; bazen bazı sözlerin neden söylendiği, neden o sırada söylendiği, o sözlerin kendisi kadar, hatta o sözlerin kelime anlamlarından çok daha ötede anlam taşıyor olabilir. Bazı Türk gazeteciler gibi Yunan komşularımız da bu sözlerin gerçek anlamını merak ediyor olabilirler.

Türkiye medyası sorun değil; ama Yunan komşularımızın böyle merakta kalmaları insanın içine sinmiyor. Bir aydınlatma hizmetinin yersiz olmayacağı kanısındayım. Şu kadar yıllık hukukumuz var sonuç itibariyle.

Sn. Kriyakos Miçotakis başkanlığındaki hükumetin, İsrail’in sanki Akdeniz’in dibini bir şu kadar milyar metreküp doğal gaz deposu imiş gösteren açıklamaları, şu kadar verimli alanda şu kadar verimli kuyulardan gaz pompalandığı haberleri, uluslararası firmaları çağırarak, gaz nakil hatları için konsorsiyumlar kurmaları gibi olayları belki de gereğinden fazla ciddiye aldığı görülüyor. Bu anlaşılır bir durumdur; çünkü önceki Çipras hükumeti, Yunanistan’ı içine düştüğü ekonomik krizden çıkartamadığı gibi, ülkede Almanya’ya satılmadık dikili tesis bırakmadı. Satacak bir şey bulamayan Sn. Miçotakis’in Akdeniz’de Kıbrıslı Türklere ve Rumlara ait gaz arama alanlarının üzerine çöküp, oradan alacağı ya da İsrail’in çıkartacağı gazı Avrupa’ya aktaracak boru hattından kazanacağı yeşil-yeşil dolarların hayalini kurması da anlaşılabilir bir durumdur.

Haberin Devamı

Nitekim bu hayal, Libya’nın BM’nin tanıdığı Trablusgarp’taki hükumet ile Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgelerini birleştiren anlaşmayı imzalamalarına kadar sürdü. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti UMH Başbakanı Fayiz El Sarrac ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu anlaşmayı imzaladıkları haberi Atina’ya ulaştığı anda Sn. Miçotakis, kontrolü kaybetti; diplomatik nezaketi ve teamülü bir kenara bırakarak, “Böyle bir anlaşmanın imzalanamayacağını” söyledi.

“Ya Kriya, sana mı soracağız?” diyen olmadığı ve tepkiler diplomatik bir nezaketle belirtildiği için Sn. Miçotakis, azdıkça azdı. O kadar ki Yunanistan, Libya’daki bir darbeci asker eskisi Halife Hafter’i çağırıp, devlet başkanı törenleri ile ağırladı.

Sn. Akar’ın Türkiye’nin zamansız gibi yorumlanan adaların silahlandırılmasının farkında olduğu açıklamasının şimdi nereye oturduğunu görüyor musun Yorgo kardeş?

Yunanca “sırça köşk” nasıl deniyordu? Hani komşusunu taşlamaması gerekenin oturduğu sırça köşk?