Ülkemizde teknede yaşayanların sayısı artmaya başlayınca merak edenler için, bu hayat tarzını benimseyen Erzurumluoğlu çiftine, teknede sürdürdükleri yaşamın püf noktalarını sordum.
Avrupa ülkelerinde yaygın olan “teknede yaşam” son yıllarda ülkemizde oldukça popüler. Bu hayat tarzının inceliklerini yılın büyük kısmını teknelerinde geçiren deneyimli bir çiftle konuştum. Her ikisi de işletme mezunu, amatör denizci, müzik ve doğasever. Kedi, köpek, kuş ve balık sevgileri kadar hayata dair diğer ortak tutkuları da hayli fazla. Çocukluk yıllarından itibaren yurt dışında eğitim gören, birkaç yıl önce iş hayatlarını yavaşlatıp kendilerine daha fazla zaman ayırmaya karar veren mutlu ve şanslı bir çift onlar. Hatta ilk buluşmalarında kendi ifadeleriyle ne kahve içmeye ne de romantik bir yemeğe gittiler. İlk tekneleri “Figaro”da hayata dair hayallerini ve denizcilik tutkularını konuşmayı tercih ettiler. Yıllar içinde hem karada hem denizde iki kişilik dev bir aile oluşturdular. Maviliklerde mutlu yaşamanın sırrını keşfedenlerin kervanına katıldılar. Melda ve Arek Erzurumluoğlu’dan söz ediyorum. Başka bir deyişle deniz tutkularını yaşam biçimi haline getirmeye karar verdikten sonra hayatlarını buna göre biçimlendiren, tekneleri “Allegro”nun düş arkadaşı olan İstanbullu güzel bir aileden. Ülkemizde teknede yaşayanların sayısı artmaya başladığı için bu hayat tarzının püf noktalarını Erzurumluoğlu çiftine sordum. Yılın neredeyse tamamını Bodrum Gümbet Limanı’nda bağlı olan 48 feet Beneteau Oceanis teknelerinde ve yörenin cennet koylarında geçiren Melda ve Arek, karayı özlemeyenlerden. Haksız da sayılmazlar doğrusu!
Ofisleri de teknede
Yelkenli evde yaşamak elbette sanıldığı kadar kolay değil. Örneğin, onların yaşamında egemen olan düzen ve dakiklik su üstünde de aynen devam ediyor. Çünkü bu hayat tarzının kendine has özellikleri var. Erzurumluoğlu çifti şunların altını çiziyor: “Teknede yaşamamız bizi tatilci yapmıyor. Çalışmaya devam ediyoruz. Devreye mobil internet giriyor, ‘Allegro’, ofis işlevi de görüyor. Tekne yaşamında kaynakları usulünce, derli, toplu ve uygun kullanmak gerekiyor. Günde yaklaşık üç saat jeneratör kullanıyoruz. Bu ortalama 75 liraya mal oluyor. İnternet için aylık giderimiz de ortalama 250 lira. Biz uzun zamandır belediyeye ait bağlama alanındayız. Marinada değiliz. Gayet memnunuz. Teknede yaşarken yapılan mutfak harcamaları karadaki evinizden daha ekonomiktir. Çünkü bu yaşam tarzı daha planlı ve tasarruflu olmayı, gereksiz alışveriş ve tüketimle bir yere varılamayacağını öğretir. Her ailenin kendine özgü yaşam biçimi ve kuralları olduğu gibi bizim de mevcut. Örneğin ‘Tekneye misafir olma rehberi’ hazırlayıp dostlarımıza gönderdik. Karada yaşayanların ayrı zaman ve mekanlarda gerçekleştirdiği faaliyetlerin hepsini teknemizde büyük bir dünya yaratarak yaşamayı beceriyoruz. Yelkenli hayatında ekip olmak gerekiyor. Hele bir de konuşmadan anlaşanlardansanız bu ‘jackpot’ olur.”
Değerli okurlar, yemekten temizliğe, banyodan misafir ağırlamaya kadar her konuda incelikleri olan tekne yaşamını, düzenli olup ekonomik kaynaklarınızı verimli değerlendirince son derece keyifli bulabilirsiniz. Ancak, deyim yerindeyse bir eliniz her an teknenizin üstünde olmalı. Bakım, onarım, temizlik ve diğer işler aksatılmamalı. Çünkü bugünün işi yarına kalırsa su üstünde yaşam çekilmez olur. Bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler “Allegro”nun hanımeli tarafından hazırlanan “yelkenlievim.blogspot.com” sayfasını takip edebilir. Teninizden denizin tuzu, yüzünüzden gülümseme eksik olmasın. 8 Mayıs Pazar günü yeniden buluşuncaya kadar pruvanız neta, rüzgar kolayınıza olsun.
Misafirlere rehber
“Allegro”ya gelecek konuklar için hazırlanan bilgilendirici rehberde, duşta su tasarrufu, mutfakta su ve teknede genel elektrik kullanımı konusunda dikkatli olunması, tekne üstünde beyaz lastik tabanlı denize uygun ayakkabı tercih edilmesi, özellikle teak kaplı alanlarda güneş yağı kullanılmaması, dalgalı seyirlerde ayakta durulmaması, tekneye günlük kullanım için az sayıda giysi getirilmesi gibi kurallar yer alıyor. Bunlar aslında tüm amatör denizcilerin esas aldığı konular. Dikkat edilmesinde yarar var. Aksi halde teknede misafir ağırlamak sıkıntı yaratır.
Kitap: Eren İnce Çiftçi, yıllardır gerçekleştirdiği mavi yolculuklarından esinlenerek ikinci kitabını yazdı. “Yedi Denizin Masalı” başlıklı eser çeşitli hikâyelerden oluşuyor. Yazarın öncelikli hedefi, yeni kuşaklara ulaşmak.
Mutluluk: Mavi Dünya, 4’üncü yaşını tamamladı. Denizciliği her zaman destekleyen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni sevgili Mete Belovacıklı başta olmak üzere Milliyet Pazar Yayın Yönetmeni Sanem Özyürek Arman, en iyiye ulaşılması yolunda içtenlikle katkı sağlayan yazı işlerimiz ve değerli okurlarımıza teşekkür ediyorum. Bu keyifli yolculuk sizlerle güzel. Nice yeni yaşlarda buluşmak dileğiyle.
Sektör: Teos Marina, TYHA (The Yacht Harbour Association) tarafından bir kez daha 5 Altın Çıpa ödülüne layık görüldü. Kurum bu ödülü 11 yıl önce de kazanmıştı. Bu önemli başarıda emeği geçenleri kutluyorum. Genel Müdür Faruk Günlü ve ekibine keyifli bir sezon diliyorum.