Bankaların toplam kredilerin-den tasfiye olunacak alacaklar oranı % 3.1 ama bireysel kredilerde ve kredi kartı borçlularında bu oran yükseliyor. Bireysel krediler ve kredi kartlarında tasfiye olunacak alacaklarda bankalara borçlu sayısı 1.3 milyon dolayında.
Bireysel kredilerde ödenmeyen borçlar, 2 bin TL-5 bin TL-15 bin TL gibi küçük miktarlarda. Bankanın normal olarak ödenmeyen her bir kredi işlemi (dosyası) için mahkemeye başvurması, dava açması, icra takibine geçmesi gerekiyor. Fakat küçük miktarda borcu olan, çok fazla sayıdaki borçluları takip etmek bankalar için sorun oluyor.
Bankalar bu nedenle alacak dosyalarını bir paket haline getirerek satışa çıkarıyor. “Varlık Yönetimi” adıyla faaliyet gösteren özel şirketler bu alacakları düşük fiyatla satın alıyor.
Tahsilat kadar kazanç
Alacakları satın alan varlık yönetimi şirketleri, toptan satın aldıkları alacak paketinden ne kadar çok tahsilat yapabilirlerse o kadar para elde edebiliyor. Geçtiğimiz günlerde bir banka 774 milyon TL değerindeki alacaklarını 36 milyon TL’ye bir varlık yönetim şirketine sattı. Bir başka banka 362 milyon TL’lik alacağını 25 milyon TL’ye, bir başka banka 307 milyon TL’lik alacağını 17 milyon TL’ye sattı.
Satış fiyatı bankadan bankaya ve paketten pakete değişiyor. Alacakları satın alan varlık yönetimi şirketi, paketteki alacaklıların kapısını çalıyor. Bazı alacaklılara peşin, bazılarına taksitle ödeme kolaylığı gösteriyor. Bazıları için icra takibi başlatıyor. Bazı alacaklardan hiçbir şey alamıyor.
Varlık yönetimi şirketlerinin özelliği, bu konuda ihtisaslaşmaları. Bankaların sahip olmadıkları imkânlara ve özellikle pazarlık etme imkânına sahip olmaları.
Borçluların kapısı çalınıyor
Varlık yönetimi şirketlerinin sayısı 14’e ulaştı. Bu şirketlerde 1.800 kişi çalışıyor. Hukuk büroları ve çağrı merkezleriyle toplam çalışan sayısı 5 bini geçiyor. Şimdilerde şirketler Varlık Yönetim Şirketleri Derneği şemsiyesi altında toplanıyor.
Varlık yönetim şirketlerinin portföyü 36 milyar TL dolayında. Bankaların 68 milyar TL dolayındaki “Tasfiye Olacak Alacaklar” toplamının yarısı büyüklüğünde alacağı devralmış durumdalar. 2017 yılında bankalar varlık yönetimi şirketlerine 9 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacak sattı.
Şirketler, bugüne kadar 2 milyon kişinin borcunu devraldı. 500 bin kişinin borç dosyasını kapattı. 1.5 milyon kişinin borcu varlık yönetimi şirketleri tarafından takip ediliyor.
Bakın, başımıza neler geldi neler?
Cumartesi günü cep telefonumda bir mesaj buldum. Mesajda şunlar yazılı: “Banka borcunuz için en az 500 TL yatırın. (Nereye, niçin 500 TL yatıracağımız konusunda açıklama yok) Yatırmazsanız 3 işgünü içinde evinize haciz gelecek.” Mesajın altında bir hukuk bürosunun adı yer alıyor. “Acaba dolandırılıyor muyuz ?” diyerek karı koca telaşlandık. Hukuk Bürosu’nun telefonunu bulduk. Bir avukat hanım telefona çıktı. “Bizim bu banka ile parasal ilişkimiz yok. Mesajı siz mi gönderdiniz?” diye sorduk. Bir süre araştırdı. “Bir kayıt bulamadım. Sizin borcunuz yoksa bir yakınınızın vardır” dedi.
Bizim telefonumuzun nasıl bulunduğunu, mesajın neden gönderildiğini sormaya çalışınca sinirlendi. “Borcunuz yoksa neden arıyorsunuz?” diye telefonu kapadı. Bir daha aradık. “Telefonu kapattınız ama bizim huzursuzluğumuz devam ediyor. Bize mesajı kim, neden gönderdi?” diye ısrar edince, “Söyledik ya, borcunuz yoksa neden telaşlanıyorsunuz” diye yine kapattı.
Hukuk bürosunun adresini bulduk. “Neden ve niçin bize mesaj yolladıklarını” sorduk, mesaja bir cevap gelmedi. Anlaşıldığı kadarıyla hukuk bürosu bir varlık yönetimi şirketi adına bankanın batık borçlarını izliyor. İyi de borcumuz olmadığını nasıl anlatacağız? Acaba evimize haciz gelir mi? Anadolu anlatımıyla, “Al başına belayı!”