Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İran, İsrail ve Türkiye... Bu 3 ülke Ortadoğu’nun 3 gülü. 3 bülbülü.
Ortadoğu’da önümüzdeki yıllardaki ekonomik ve siyasi oyunlarda bu 3 ülke önlerde koşacak.
Ama üçünün durumu farklı.
İran’ın hem petrolü var hem de uranyumu zenginleştirerek atom bombasına dönüştürecek güçte yetişmiş insanı.
İsrail’in petrolü yok ama uranyumu zenginleştirdikten sonra atom bombasına dönüştürebilen yetişmiş insan gücü var.
Türkiye’nin ne petrolü var ne de uranyumu zenginleştirecek güçte insanları yetiştirecek bir eğitim sistemi...
İran atom bombasında ileri gidince İsrail’in işareti üzerine Batı dünyası İran’ın kolunu kanadını kırmak için harekete geçti. Son 5 yıldır İran baskı altında yaşıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla, İranlılar atom bombası yapmayacakları sözünü verdiler. Ve de ambargo kademeli olarak kaldırılacak.
Bu bizim için önemlidir. Çünkü önümüzdeki dönemde bölgemizde Türkiye, giderek güç kazanacak bir rakip ülkeyle komşuluk yapma durumundadır.

Önemli olan eğitim
İran’ın her eğitim kurumunda din dersi var ama sınırlı. İlk, orta, lise düzeyinde haftada 30 saatlik eğitimde, matematik, fizik, kimya, fen dersleri 11 saat, sosyal bilimler 3 saat, yabancı dil 4 saat, sanat, edebiyat 4 saat, din dersleri 2 saat süreye sahip. İran üniversiteleri dünyada mühendislik dalı bakımından ilk sırada. Üniversitedeki öğrencilerin yüzde 31’i mühendislik eğitimi ve teknik eğitim, yüzde 10’u bilim, yüzde 25’i hukuk ve sosyal eğitim görüyor.
İran, OPEC’te Suudi Arabistan’dan sonra ikinci büyük petrol üreticisi ülke. (Ambargodan önce ham petrolün yüzde 50’sini İran’dan alırdık. Şimdi geriledi.)
Dünyada en zengin doğalgaz rezervine sahip. (İkinci Rusya, üçüncü Katar.) Yılda 170 milyar m3 doğal gaz üretiyor. (2002 yılında yılda 10 milyar m3 doğal gaz alımı için anlaşma yaptık. Şimdilerde doğal gazın yüzde 60’ı Rusya’dan, yüzde 20’si İran’dan geliyor.)
Dow Chemical’dan sonra dünyada petrokimya kapasitesinde 2’nci durumda. İran’ın nüfusu bizin nüfusumuzun iki katı. Milli geliri ambargodan önce 550 milyar dolardı. Şimdilerde 400 milyar dolara geriledi. Bizim milli gelirimizin yarısı kadar.
Ekonomide devlet işletmelerinin payı yüzde 40, devletle ilişkili vakıfların payı yüzde 45, özel işletmelerin payı yüzde 15 oranında.
Tasarruf oranı yüzde 30.3, yatırım oranı yüzde 31 (Bizde tasarruf yüzde 19, yatırım yüzde 20 dolayında).
Milli gelirde sanayinin payı yüzde 45, tarımın payı yüzde 11 oranında.
Hane halkı tüketimi milli gelirin yüzde 45’i (bizde yüzde 71’i). Gelir dağılımında en alt ve en üst yüzde 10’luk nüfusun payı bizdekine benzer yapıda. Petrokimya, demir çelik, alüminyum ve bakır sanayi ve otomotiv sanayi gelişmiş durumda. Yılda 1.5 milyon motorlu araç üretimi var.
Ambargoya rağmen döviz gelirlerinin yüzde 80’ini, bütçe gelirlerinin yüzde 40’ını petrol ve doğal gaz ticareti oluşturuyor. 2014 yılında İran’dan 9.8 milyar dolarlık ithalat yaptık. 3.8 milyar dolarlık mal sattık.
İthalatta petrol ve gazın faturası 7.8 milyar dolar. 2012 yılında bu fatura 10.6 milyar dolardı. Satın aldığımız diğer ürünler plastik, bakır, gübre, alüminyum, çinko. Sattığımız ürünler kazanlar, makineler, orman ürünleri, elektrikli eşya.
Görülüyor ki İran ticari ilişkiler bakımından Türkiye için önemli bir ülke. Ama potansiyel ekonomik ve politik gücüyle de önemli bir rakip ülke.

Haberin Devamı

İran’daki gelişmeler bizim için önemli