Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Devlet Planlama Teşkilatı’nın Kurulması Hakkındaki Kanun” 50 yıl önce 30 Eylül 1960 tarihinde kabul edildi.
Bu kanun ile kurulan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), odacısı, sekreteri ile 99 kişilik bir kadroya sahipti. Teknik kadro 10 uzman, 20 uzman yardımcısı ve 17 üst düzey teknik personelden ibaretti. İşte Türkiye’ye plan fikrini ve disiplinini bu kadro yerleştirdi.
Karım ve ben ilk plancılardanız. 1974 yılına kadar DPT’de çalıştık.
Ben ne öğrendiysem, bir okul olan bu teşkilatta öğendim. 1974 yılından bu yana öğrendiklerimi satıyorum satıyorum bitmedi... Bu teşkilat bizler gibi çok kişiyi yetiştirdi. Eski plancıların bazıları politikaya girdi. Bazıları kamu hizmetinde kaldı. Bazıları özel sektörde görev aldı.
Birinci ve ikinci beş yıllık plan dönemlerinde, on yıl boyunca yüzde 7 dolayında bir enflasyon ile yılda yaklaşık yüzde 7 dolayında kalkınmayı bu planlama teşkilatı gerçekleştirdi.
Daha sonra planlama teşkilatı bin kişiye ulaşan kadrosu ile devleşti. Ama kimseler DPT’nin kapısını çalmaz, DPT’nin de sesi duyulmaz oldu.

Büyüme ve gelişme plansız olmaz
DPT’nin çalışmalarının ciddiye alınması ve uygulanması ile Türkiye’de 1960’lı yıllarda ekonomik ve sosyal kalkınmanın alt yapısı, 1970’li yıllarda üst yapısı geliştirildi. Böylece 1980’lerden sonra kapalı ve ithalat ikamesine dayalı ekonomiden, serbest piyasaya ve ihracata dönük bir ekonomiye geçiş imkânı ortaya çıktı.
Planlama modern iktisat ilminin kalkınma için ortaya koyduğu bir metot, bir vasıta, bir tekniktir. Planlama, belli hedeflere ulaşabilmek için iktisadi ve soysal hayatın hangi noktalarına nasıl ve ne ölçüde müdahale edilmesi gerektiğini gösteren bir araçtır.
Planlama özel sektöre yol gösterir.
Piyasa şartlarının hâkim olduğu ekonomilerde de planlamaya ihtiyaç vardır.
Demokraside, iktisadi ve sosyal hedeflerin ve politikaların belirlenmesi hükümete ve parlamentoya aittir. Planlama teşkilatı bu konularda teknik çalışma yaparak hükümete ve parlamentoya yardımcı olur. Planlama teşkilatının yaptığı teknik çalışmaların siyasi organlar tarafından benimsenmesi, kabulü, kalkınma disiplinine imkân verir.
Planlama özel sektöre vizyon ve güven verir. Özel sektör için korkulacak şey plansızlıktır. Halbuki uzun dönemli stratejiler ile planlar ve bunlara uygun yönetim, özel sektörün önünü açar. Serbest piyasa ekonomisinde güven ve istikrar denilen şey de budur.
Cuma günü Milliyet’te yayımlanan bir haberden öğrendik ki, planlamanın 50’nci yılını kutlamak için Ankara’da bir toplantı yapılmış.
Toplantıda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Sayın Gül, katılımın azlığına üzüldüğünü söylemiş. Toplantıyı düzenleyenler herhalde bir yanlışlık yapmış olmalı. Eski plancıların bu toplantıdan haberleri bile yok. Eski plancıları hatırlayan olmadı. Ne yapalım... “Eski camlar şimdi bardak oldu” derler ya... İşte o biçim. Biz eskiler kendi imkânlarımızla İstanbul’da her ayın ilk cuma günü bir araya gelerek, ekonomik ve sosyal politikaları tartışmaya, öneriler geliştirmeye, “vatanı kurtarmaya” devam ediyoruz.