Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye'nin ABD'ye şu son rezilce saldırı karşısındaki tavrı, yeterince net değil.
Gerçi... Dışişleri Bakanı İsmail Cem, serinkanlı ve gerçekçi değerlendirmeler yapıyor, İsrail - Filistin ilişkilerinde ağırlıklı rolü var...
Ama Cem'i ve başında bulunduğu Dışişleri'ni aşan hükümet politikasında - özellikle ortakların sağ kanatlarından kaynaklanabilecek - tereddütler seziliyor.
Oysa... Türkiye, terörün karşısında kesin tavır koymalıdır.
Uygarlık ligindeki yerinin altını çizmelidir.
Bakınız... Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, üzüntülerini bildirmek üzere Washington'a gitti. Malezya Başkanı da... İngiltere Başbakanı Tony Blair, yolda... Rusya, Almanya ve Japonya Dışişleri Bakanları da Washington'da... Başka ülkelerin Dışişleri Bakanları ya da Başbakanları, Washington'a gitti veya Washington yolundalar.
Türkiye den kimse yok.
Eğer bu jesti yapmazsak, Türkiye çok şey kaybeder.
Üstelik... Türkiye, terör gazisi ülkedir.
Sırf terör nedeniyle, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'de 2 kez ihtilalle demokrasisi rafa kaldırılmıştır.
Gene Türkiye, PKK terörüyle neredeyse bir doğu kentinin nüfusu kadar insanını yitirmiştir... Hemen her ailede terörde yitirilmişlerin acısı vardır.
Türkiye insanı, terörle mücadeleye saygı duyar, gönlünü verir.
Türkiye, terörü ezecek uygarların safında yer alarak şeref kürsüsünü paylaşmalıdır.
Yanlış anlaşılmasın.
"Türkiye, mutlaka ABD'nin ya da NATO'nun yapacağı bir harekatın içinde askeri gücüyle yer almalıdır" demiyoruz.
Söylemek istediğimiz şey; "Uygarlar ligi zihniyetinde olduğunun vitrinini en açık bir şekilde çizmesi gereği"dir.

MİLLİYET'te yayınladığımız anket, Türkiye'de kamuoyunun nabzını yansıtmakta:
"Türkiye'nin yüzde 74'ü ABD'nin Afganistan'a askeri operasyon düzenlemesine karşı.
Yüzde 64'ü ise Türkiye'nin hiçbir şekilde bu sürece karışmaması görüşünde."
Ama... Türkiye, toplumun duygusal eğilimleriyle değil, stratejik yararları doğrultusunda yönlendirilmelidir.
Deneyimli bir diplomat dün şöyle diyordu:
"Türkiye, doğru kararlar verir. Ama hep geç kalır. Doğru kararlarının da artık getirisi olmaz."
Bu nedenledir ki... Ankara, olayların dümen suyunda kalarak değil, olayların önüne geçerek karar vermeli ve bunu hem topluma, hem dünya kamuoyuna açıklamalıdır.
Zaten... Kamuoyunun da tam olarak doğru bilgilendirildiği söylenemez.
"Dünya Ticaret Merkezi ikiz kulelerine ve Pentagon'a saldırıların ABD'nin kendisi tarafından yapıldığı" gibi zırvalar, Türk halkına sunulmuyor mu?
"Müslüman - Hıristiyan çatışması" ya da "bizim insanlarımız ölürken onlar kıllarını kıpırdatmıyordu... Şimdi görsünler günlerini" gibi duygusal demagojiler de cabası...
Tam tersine... Türkiye, laik ve uygar bir devlet olduğunu bir kez daha kanıtlamalıdır. "Bizim insanlarımız, onların insanları" gibi bir çifte standart yanlışına düşmemelidir.

Ekonomik krizin dalgaları arasında çalkanan Türkiye, çok zor bir sürece girdi.
Örneğin turizm...
Türkiye, 2001'de altın yılını yaşıyor. 11 - 12 milyon turist girişi, bir patlamadır. Ortalama 12 milyar dolar demektir.
Ama... Aralık Ocak'ta 2002 yılı rezervasyonları tehlikede.
Avrupa'nın rezervasyon iptallerinde birinci sıra Mısır'ın... İkinci sıra Türkiye'nin...
Yarınlarda... ABD, riskli ülkeleri ilan edecek ve ABD vatandaşlarının oralara uçmamasını tavsiye edecektir.
Türkiye'nin listede yer almaması için herşey yapılmalıdır. Sorun, sadece ABD turisti değil, onu izleyecek olan Avrupalı, Avusturalyalı, Uzakdoğulu turisttir... Devamında ihracat kredilerinin daralması, yabancı sermaye girişlerinin sıfırlanması ve ekonomik krizin derinleşmesi olasılığıdır.
Dikkat...