Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümetin düşürülmesi için aktif bir lobi var.
"Peki nasıl düşecek?" sorumu, onlardan ünlü bir isim şöyle yanıtlıyor:
"Anavatan'dan istifalarla kan kaybedecek.
Ayrıca... Medya ve demokratik sivil toplum örgütleri tarafından zaten topa tutuluyorlar.
'Gidin' mesajı uğultu haline gelecek.
Ama... Asıl önemlisi, sokağa çıkamaz halkla yüzyüze bakamaz hale gelecekler.
Toplum karşısına çıktıkları anda büyük tepkilerle karşı karşıya kalacaklar.
Çekilmekten başka çareleri kalmayacak."
Söylemini şu açmaza dayandırıyordu:
"Bu ekonomi programı çökmüştür.
11 Eylül'le birlikte daha da dibe vurdu.
Eğer ekonomik programı yeniden ayağa kaldırmakta inat ederse, topluma öyle acı ilaçlar içirmek zorunda ki, gene ayakta kalamaz.
Derviş de daha dün
'acı çekeceğiz' demedi mi?
Ekonomi bu hükümete
'şah - mat' diyor."

Ya sonra?...
Senaryolarını anlattı:
"Etkin kurumların tavrı çok önemli. Yeni hükümeti kurmakla Anayasa gereği Meclis'ten bir bağımsız ya da genel başkanın emir kulu olmayan bir partili, Sezer tarafından başbakan adayı gösterilir.
Teknokrat ağırlıklı bir hükümet kurulur.
IMF ile yenilenecek ekonomik program ödünsüz uygulanır, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu değişir.
Türkiye seçime gider."
Senaryonun ikinci bölümü ayrı tartışma konusu...
Buna karşılık... Senaryonun ilk sayfalarındaki "ekonomik koşullardan kaynaklanan sosyal öfke dalgalarının köpük köpük kabarma süreci" yadsınamaz bir gerçektir.
Önümüzdeki süreçte halkla yüzyüze gelmelerinin riski daha da artabilir.

Sosyal yapının böylesine yay gibi gerildiği ortamda, Ankara'dan gelen "vergi oranlarını düzenleme çalışmaları" gibi haberler, düşündürücüdür.
Sosyal tepkileri tetikleyebilir.
Aslında, yeni vergiler değil...
Çünkü...
Zaten Derviş de "yeni vergilerin olanaksızlığını" söylemişti.
Ama... Hükümete verilen yetki gereği yeniden değerlendirme ve oranların yükseltilmesi sözkonusu...
Yeni oranlar için söylentiler, toplumun tam belkemiğine darbe niteliğinde.
"Emlak, motorlu araçlar, özel işlem vergilerinde yüzde 100'e yaklaşan oranlarda arttırma mı?"

Çok yanlış olur.
Toplum, kapağı atmak üzere olan düdüklü tencere gibi.
Zaten konuştuğum Maliye Bakanı Sümer Oral "vergileri artırmak bir yana, bazı kalemlerde oranların düşürülerek ekonomiyi canlandırmanın hedeflendiğini" söyledi. Oral, yeni kaynaklar yaratıyor.
Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Hamzaçebi de şöyle dedi:
"Emlak vergisinde artış olmaması gerekir.
Çünkü yeni beyan yılına giriyoruz.
Motorlu taşıt vergisinde hükümetin yetkisi yüzde 50'ye kadardır.
Damga ve harçlarda hükümetin vergileri arttırma yetkisi daha yüksek ama geçen yıllarda zaten sınırlara gelindi.
Bizim bütçe için hedefimiz, hizmet kalitesini düşürmeden kamu harcamalarında tasarruf..."


Toplum tepkileri birleşik kaplar gibidir.
Vergide tepkiler önlenirse... Bu kez ikramiyelerin ödenmemesi, Ocak zammının düşük tutulması ve benzeri uygulamalarla gene de sosyal yanık kokuları oluşabilir.
Ancak... Bu noktaya geldikten sonra çare yok.
Havlu atılmamalı.
IMF'nin ek yardım koşulu, bizim de kendi ev ödevimizi yapmamıza endeksli...
Hiç değilse tünelin ucunda bir umut ışığı var.
Bu hükümet gidip de başkası gelirse, yapacakları farklı değil.
Üstelik... Yenisinin ne kadar zamanda kurulacağı, güvenoylaması, hükümet programı ile şu çok kritik süreç geçilebilir mi?
Yasalarına Meclis'ten oy çıkar mı?
Bakınız... ABD helikopterleri Afganistan'a indi. Kara harekatı eşikte...
Belki sırada Irak da olabilir.
Daha önceki zor dönemlerimizde olduğu gibi tasavvufun "tanrı bizi sınıyor" felsefesine sarılmalı, omuz omuza vermeliyiz.