Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

EDA-Metin Özülkü imzalı
“Bizim Şarkılar”ı Aşkın Nur Yengi, Hülya Avşar, Gülben
Ergen, Işın Karaca, Yaşar, Murat Dalkılıç, Hande Subaşı yorumluyor...
Bu bağlamda Şeffaf Oda konuklarım Eda-Metin Özülkü ve albümde “Saymadım Yılları” adlı şarkıyı seslendiren başarılı oyuncu Hande Subaşı... Programa “Eğlen Güzelim”le başlıyoruz.
Eda ve Metin bu şarkının hikâyesini anlatıyor.
SAKIN GEÇ KALMA
METİN eve erken geleceğini söylemiş ama çok geç gelmiş. Eda sinirlenmiş, üzülmüş ve bu duygularını kâğıda dökmüş. Metin eve gelince kâğıdı ona fırlatıp odasına gitmiş. Metin sabaha kadar bu sözleri bestelemiş. Sabah yatak odasına kahvaltıyı götürüp Eda’ya bu şarkıyı çalmaya başlamış.
Ünlü “Sakın geç kalma erken gel” şarkısı gibi...
Onların 30 yıllık birlikteliklerinin şarkılara yansıması Bizim Şarkılar’ı oluşturuyor. Her şarkılarında yaşanmışlık var, hikâye var...
Genellikle Eda yazıyor, Metin besteliyor.
Metin Özülkü müziğe 9 yaşında
keman çalarak başlamış.
YURDATAPAN KEŞFİ
ONU her gün kapılarının önünden geçen Şanar Yurdatapan keşfetmiş... Açık pencereden gelen güzel sesi merak edip kapıyı çalmış ve “Sana
albüm yapacağız” demiş.
Metin çocuk yaşta albüm sahibi olmuş. Konserlere çıkmış.
Sonra müthiş bir müzik kariyeri...
Eda Özülkü, Marmara müzik bölümü mezunu. Yüksek lisanslı
müzik öğretmeni.
......................
HANDE Subaşı Diriliş Ertuğrul dizisindeki Aykız rolüyle başarılı oyunculuk performansına bir yenisini daha ekledi...
Hande 2005 Türkiye Güzeli.
İstanbul Üniversitesi Fransızca Tercümanlık mezunu.
O da çocuk yaşlardan beri müzikle ilgileniyor. Okul yıllarında çocuk korosundaymış.
Şimdi de “Bizim Şarkılar” albümüne renk katıyor.
Çakmak çakmak gözleriyle “Çerkez” algısı yapıyor, ama değil...
Güneydoğu kökenli...
Sesi de güzel... Ve güzel yorumluyor.

Haberin Devamı

KIRMIZI’NIN DAYANILMAZ ÇEKiCiLiĞi

Şu ‘Bizim Şarkılar...’

Filmin başrolündeki Leyla Göksun, senarist ve yönetmeni Yücel Müştekin’in yanı sıra “alkolik entelektüel kitap satıcısını oynayan” Tayfun Talip-oğlu’yla... Tayfun, CHP Aydın milletvekili adayı...

Haberin Devamı

BÜTÜN anketler “insan kızı/insan oğlu” dediğimiz “eşref-i mahlukat canlıların en şereflisi” için
en çekici rengin “kırmızı”
olduğunu gösterir.
Antropologlar, sosyopsikologlar bunu “cinsellik” olarak da yorumluyor. Özellikle sinemanın ikonası Marilyn Monroe’nun “kırmızı ruju cömertçe sergileyen” dudakları bir örnek.
Ferrari’nin 10 yıllar boyunca en çok satan otomobilleri “kırmızı” olmuştur. Kırmızı gül tutkulu aşkın simgesidir. Carmen’in kulak arkasında, Gina Lollobrigida’nın göğüsleri arasında kırmızı gül kapalı gişe oynayan filmlerinde unutulmazlar arasındadır.
Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” adlı kitabını mı yoksa verniği kanla çekilmiş “kırmızı keman”
hikâyesini mi hatırlatsam?
Uzatmayayım...
‘KIRMIZI’ çekicidir. “Kırmızı” çarpar... Şimdi de “Kırmızı”
adlı film vizyonda.
“Özel gösteriminde” izledim.
Birkaç ayrıntı için eleştirilerim olsa da güzel ve güçlü bir hikâye...
Leyla Göksun ve Cemal Hünal’ın başrollerini paylaştığı filmde Muhteşem Yüzyıl’ın “Sümbül Ağa”sı Selim Bayraktar da var. Yakında bizim Şeffaf Oda’da program konuklarım olacak.
Filmi izleyin böylece programdan daha da çok keyif alırsınız.

Haberin Devamı

Şu ‘Bizim Şarkılar...’

Müziğin yanı sıra fotoğraf sanatında da usta olan Zeynep Özyılmazel (Neco’nun kızı) ile onun fotoğrafının önünde...

21 TANRIÇA

NİŞANTAŞI’NIN kalbi zaman zaman Abdi İpekçi heykelinin karşısındaki küçük alanda atar.
Yılbaşı partilerinden tutunuz, müzik etkinliklerine, sergilerine gök kuşağı gibi çok renkli bir yelpaze açılır. Ünlü fotoğraf sanatçıları, “Colgate Optik Beyaz”ın seçtiği 21 “güçlü ve güzel” kadının fotoğrafları orada sergileniyor.
Fark yaratan, başkası değil tam da kendisi olan 21 “güçlü ve güzel” kadın... Arzum Onan, Başak Dizer, Ayşe Kucuroğlu, Zeynep Özyılmazel onlardan bazıları...
İKONİK KADINLAR
SERGİ, “kadın”ın varoluşundan sahip olduğu iki sıfata odaklanmaktadır; “güç” ve “güzellik”. Bu iki kelime, milattan önceki (MÖ) “Ana Tanrıça kültü”ne ait sıfatlar aslında...
Kadın, tanrısal yaratıcılığıyla doğuştan güçlü ve sadece doğuştan sahip olduğu genetik nitelikler sayesinde doğal olarak güzel.
Hem sanat tarihine, hem de sosyo-kültürel ve politik tarihe baktığımızda ikonik kadın figürlerin güçlü ve güzel olduklarını görebiliriz, tıpkı Kybele (Ana Tanrıça) gibi...
Güç ve güzellik, dişil enerjinin bedende vuku bulmasıdır.
KYBELE’DEN NEFERTİTİ’YE...
DÖNEMİN güzellik algısı, modayla birlikte değişip kültürlere göre farklılık gösterse de “ikon” kadın tasvirlerinde bu iki imge hep ön planda... Kybele dolgun göğüsleri ve kalçalarıyla doğurgan ve güzeldir.
Yanında duran “aslan” figürü gücünü sembolize eder. Antik Yunan’da “Hera”, mitolojinin güçlü ve güzel kadınıdır. “Amazonları” da unutmamak lazım tabii, savaşçı ama güzel olarak resmedilmişlerdir...
“Nefertiti”, bir ülkenin kaderini değiştirecek kadar güçlüdür ve derinliğine bakamayacağınız kadar güzel gözlere sahiptir. Örnekler çoğaltılabilir şüphesiz... Kadının fıtratında yer alan bu iki kavram, bugünün kadını söz konusu olunca birini tercih etme zorunluluğunu getiriyor, dayatıyor adeta... Kimi zaman iş hayatında, kimi zaman ilişkilerde “güçlü” olmayı, “güzel” olmaya tercih etmek zorunda kalmıyor/bırakılmıyorlar mı?
TERCİH DAYATILAMAZ
İŞTE tam bu noktada devreye bu sergi giriyor; projeye katılan her bir kadın gücünden veya güzelliğinden vazgeçmeden hayatın içinde var olabilmenin altını çiziyorlar. Bu vurguyu izleyiciye aktaran fotoğraf sanatçıları güçlü ve güzel olan bugünün kadınını, “kırmızı’nın etkisi altında” objektiflerinden yansıtıyorlar...
Sergiden kadınlara bir sesleniş:
“Unutma, sen güçlü ve güzelsin! Herhangi birinden vazgeçmek zorunda değilsin!..”